🦨 Çocuğun Tek Başına Oyun Oynamaması
Çocuğunuzun yaşadığı dönemi farkederek buna uygun davranmanız önemlidir. Bu şekilde çocuğunuz ile sağlıklı bir ilişki kurabilirsiniz. Çocuğunuzun sağlıklı bir gelişim göstermesini ve sağlıklı bir duygusal dünyaya sahip olmasını sağlayabilirsiniz. Bağımlılık ve bağımsızlık dönemini atlatan çocuğunuz ile
Bu niteliklere uyan bir oyun alanı düşünün. Kendilerine zarar vermeyecek şekilde düzenlenen yatak odaları bir seçenek olabilir. 5. Bölmeyin. Çocuğunuz tek başına eğleniyorsa onu bölmeyin.Örneğin, akşam yemeği hazır olsa bile çocuğunuzun fazladan 15 dakika oynamasına izin verebilirsiniz. Esnek olun çünkü oyun
Bu oyun aynı zamanda ince motor becerilerinin gelişimi için de harikadır. Serbest çizim. Bebeğinize kâğıt ve boya kalemleri verip kendi başına boyama yapması için serbest bırakın. Bu, çocuğunuzun yaratıcılığını açığa çıkarmasına olanak sağlayacak ve çocuğunuz tek başına oyun oynamanın tadına varacaktır.
Vb. ile oynamak onlara keyif verecektir. Tek başına oyun döneminin ardından paralel oyun dönemi gelir. Bu da aynı ortamda ama farklı materyallerle oynama anlamına gelir. Çocuk oyun oynadığı ortamı paylaşır ama oyuncağını paylaşmaz. Toplu oyun ancak 3 yaştan sonra gelişmeye başlamaktadır.
Peki pandemi süreci ile birlikte başlayan tek oynamama hali neden kaynaklanıyor olabilir? Eğer ikinci soruya cevabınız evet ise ve eskiden tek başına zaman geçiren, oyun oynayan çocuğunuz pandemi ile birlikte bu rutininden vazgeçtiyse birkaç noktaya daha bakmak gerekebilir. Öncelikle çocukların evde geçirdikleri çok uzun bir
Bazenbu duygu ile de nasıl başa çıkmaları gerektiğini öğrenmeleri gerekiyor. “Tek başına oynamak senin için keyifli değil biliyorum, işlerimi bitirdiğimde birlikte oyun oynayabiliriz” diyebilirsiniz. Bunu söylemeniz çocuğunuzun da istemediği bir durumda, diğerlerini uygun şekilde reddedebilmesi için örnek olacaktır.
Birçocuğa lazımlığa nasıl öğretilir: bir buçuk yaşındaki çocuklar için hızlı öğrenme yöntemleri. Çocuğun okula hazır olup olmadığının belirtileri, gerekli koşullar, ebeveynler için talimatlar, genel kurallar, öneriler ve bu süreçteki olası zorluklar. Bir çocuk bezi nasıl sütten kesilir.
2GGDE. İçeriklerÇocuk Oyun Sırasında Ne Öğrenir?Çocuk Gelişimi İçin Oyuncakların EtkisiAnne Babalar Oyunu Çocuk Eğitimi İçin Nasıl Kullanabilirler?Çocuklara Oyuncak AlmakÇocuğunuzla oyun oynayarak eğitim verin. Oyun Oynamanın Çocuklar İçin Önemi Çocuk, hayatına katkıda bulunabilecek birçok davranışı ve bilgiyi oyun yoluyla öğrenir. Ebeveynler nasıl ki çocuklarının beslenme, barınma, dinlenme gibi temel ihtiyaçlarını gideriyorlarsa, oyun da çocuk gelişimi için gerekli bir ihtiyaçtır. Oyun, çocuğun kendini ifade etmede, yeteneklerini keşfetmede, motor becerilerini geliştirmede, zihinsel, duygusal ve dil gelişimini sağlamada en etkili yöntemdir. Oyun, çocuğun dilidir. Henüz konuşamayan, kendini ifade edemeyen, ihtiyaçlarını dile getiremeyen bir çocuk oyun aracılığı ile içsel motivasyonunu dışa yansıtır. Çocuk Oyun Sırasında Ne Öğrenir? Oyun, çocuğun kişilik ve yeteneklerini geliştirmesine fırsat verir, aynı zamanda birçok anne-baba tarafından çocuğun kendisini oyaladığı eğlenceli saat olarak görülmektedir. Burada önemli olan nokta, çocuğun kendisini oyalama becerisini geliştirirken hem eğlenmesi hem de kendisini geliştirmesidir. Çocuk Gelişimi İçin Oyuncakların Etkisi Çocuğu hayata hazırlayan oyunun en temel parçası olan oyuncak seçimi de çocuğun zihinsel ve fiziksel gelişimi ve çocuk eğitimi açısından önem taşımaktadır. Çocuğun belli yetileri kazanması oyun, dolayısıyla oyuncak sayesindedir. Oyuncak, çocuğun kaslarını, motor becerilerini geliştirmeli, hayal gücünü genişletmeli, çözüm odaklı yaklaşmasına yardımcı olmalıdır. Oyuncak seçiminde çocuğun yaşı en belirleyici kriterdir. Yaş ilerledikçe çocuğun oyuncak yerine koyabileceği araçlar da artmaktadır. Yeni doğan bir bebeğin ilk oyuncağı kendi bedeni ve çevresinde en çok görmeye alıştığı annesidir. Çocuk, belli hareketleri tekrar ederek ve çevredeki nesneleri elleyerek nesnelerin işlevlerini öğrenmeye çalışır. İki yaşından sonrasında yoğun olarak taklit gözlemlenir. Yaşamsal olayları taklit sonucu deneyimleyen çocuk sosyal bir birey haline gelir. Aynı zamanda yaş kriteri çocuğun ne oynayacağının dışında nasıl ve kimle oynayacağını da belirler. Örneğin, iki- üç yaşlarında, çocuğun etrafında çocuklar olsa bile tek başına oynadığı, etrafındakileri izlese bile başkalarının oyununa katılmadığı görülür, buna paralel oyun denir. Üç yaşından sonra ise çocuğun etrafındaki çocuklarla iletişim kurduğu, oyuncaklarını paylaşmaya başladığı, dört yaşlarındaki çocuğun ise artık hayal gücünü ortaya koyarak evcilik, doktorculuk gibi daha düş ürünü oyunlara yöneldiği, işbirlikçi bir şekilde oynadığı görülür. Çocuk beş-altı yaşına geldiğinde, oyunları belli kurallar üzerine kurduğu, lider ya da takipçi yönünü oyunla birlikte ortaya çıkardığı göze çarpar. Anne Babalar Oyunu Çocuk Eğitimi İçin Nasıl Kullanabilirler? Anne-baba, çocuğun en yakın oyun arkadaşıdır. Günlük iletişim dışında anne-baba ve çocuk arasında çocuk aktiviteleri ile daha güçlü bir iletişim oluşur. Aynı zamanda, anne-babalar oyun aracılığı ile çocuklarına temel alışkanlıkları, genel sorumluluk ve kuralları öğretme fırsatı yakalamaktadır. Çocuğa doğrudan “Tuvaletini yaptıktan sonra sifonu çekmeyi unutma!”, “Tuvalete girdikten sonra elini yıkaman gerekir.” demektense, oyun içerisinde oyuncak bebekler üzerinden çocuğa bu alışkanlıkları kazandırmak daha kolay olacaktır. Çocuklara Oyuncak Almak Bazen anne-babalar, gerek çocuklarının başarısını takdir etmek için, gerekse çocuklarına hayır’ diyemedikleri için çocuklarına birçok oyuncak alabilmektedir. Önemli olan çocuğun ne kadar oyuncağa sahip olduğu değil, sahip olduğu oyuncak ile ne kadar doyurucu bir şekilde oynayabildiğidir. Evdeki makarnalar, mercimekler, kağıttan yapılan uçaklar, gemiler de çocuğun zevkle oynayabileceği oyuncaklar olabilir. Aileler oyuncak seçimini ne kadar maddiyata dökerlerse çocuğun mülkiyet algısının oturması da o kadar güçleşir. Çocuğun önüne konan birçok oyuncak, dikkat süresini kısaltabileceği gibi doyumsuz’ olmasına da sebebiyet vermektedir. Çocuğa, önündeki oyuncaklardan bir tanesini seçmesi, seçtiği oyuncak ile oynadıktan sonra diğer oyuncağa geçmesine fırsat verilmesi, çocuğun dikkatini bir oyuncakta toplamasına yardım edeceği gibi kurallı oynamasını da teşvik edecektir. Çocuğa özgürce dağıtabileceği, düzenleyebileceği, oyuncakları boyuna uygun yerleştirebileceği rafların bulunduğu bir oyun odası hazırlamak, bu odanın sorumluluğunun kendisine verilerek sorumluluk duygusu kazanması, aynı zamanda odanın düzeninden sorumlu olan çocuğun organizasyon becerisinin gelişmesi sağlanacaktır. Oyunu çocuk eğitimin bir parçası yapmak, çocuğun öğrenmekten zevk almasını sağlar. Aksi takdirde, çocuğu oyundan alıkoyarak, esnetilmemiş kurallarla bir şeyler öğretmeye çalışmak çocuğu öğrenmekten soğutur. Oyunu boşa harcanan zaman olarak görmemek, oyunun çocuk ile bütünleşen bir etkinlik olduğunun farkına varmak, anne-babaların sorumluluğudur. Çocuk etkinlikleri ve oyun, bazı ebeveynler için vücuttaki fazla enerjinin boşaltımı olarak görülse de aslında bundan çok daha fazlasıdır. Oyun sayesinde çocuk kimsenin öğretemeyeceği konuları kendisi oyun içerisinde deneyimleyerek öğrenme fırsatı bulur. Etraftan duyduklarını, doğru ya da yanlış olup olmadığını bilmediği davranışları oyun aracılığı ile sınayıp tecrübe eder ve tecrübelerini pekiştirerek kendisine yeni yaşamsal bilgiler kazandırır. Oyun, çocuğun en doğal öğrenme ortamıdır. Garry Landreth’ın da dediği gibi “Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oynar.” Oyunun çocuğun en temel yaşamsal ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Çocuğunuzla oyun oynayarak eğitim verin.
Çocukların çoğu video oyunlarını çok sever. Bazı oyunlar belli becerileri öğretse ve eğitici olsa da birçok çocuk elindeki oyun koluyla gereğinden çok daha fazla zaman harcıyor. Video oyunlarıyla, çocuklukta görülen obezite ve bilişsel sorunlar arasında da ilişki kurulmaktadır. Video oyunlarını çocuğuna tamamen yasaklaman gerekmez, ama bazı sınırlar koymak ve çocuğunun video oyunu oynadığı süreyi kısıtlamak için yeni aktiviteler bulmak iyi olacaktır. 1 Belirli kurallar oluştur. Net ve iyi kurulmuş kurallar, çocuğunun davranışını değiştirmede önemlidir. Çocuğuna ondan tam olarak ne istediğini anlatarak, onun kendisinden beklenen şeyi anlamasını ve kafasında bir soru işareti kalmamasını sağlamış olursun. Ayrıca, herhangi bir kural dışına çıkıldığında ne olacağıyla ilgili de net sonuçlar belirlemelisin. Çocuğunla otur ve yeni kurallar hakkında konuş. [1] “Sadece birkaç saat video oynayabilirsin ama daha fazla oynama” deme. Bu çok belirsiz bir cümle. Bunun yerine, “Okul günlerinde sadece birer saat oyun oynayabilirsin. Akşam 8’den sonra oynayamazsın.” de. Olumsuz tepkilere hazır ol. Özellikle de daha önce sınırlar konmamışsa bunu yaşamak gayet doğaldır. Öfke nöbetleri, kırıcı sözler, ağlamalar, yalvarmalar hatta tehditlerle bile karşılaşabilirsin. Sakin kalmaya çalış. Mümkünse, patlamalarını görmezden gel ve bu davranışlar için sonuçlar olduğunu yinele. 2 Doğacak sonuçlarla ilgili net ol. Çocuğunun kurallar yıkıldığında karşılaşacağı sonuçların net ve iyi tanımlanmış olması gerekir. Kuralları koyarken, sonuçlarının ne olacağını anlaşılır bir şekilde ona anlatabildiğinden emin olmalısın. Doğacak sonuçlarla ilgili belirsiz davranma, çünkü bu sadece kafa karışıklığına sebep olur. [2] Örneğin, çocuklarına “Eğer video oyunlarınızı kapatmanız gerektiğinde itiraz edip taşkınlık yapmazsanız ve akşam 8’den sonra oynamazsanız her gün bir saat oyun oynayabilirsiniz.” ve "Eğer sorun çıkarırsanız ve bir saatten fazla oynarsanız, ertesi gün oyun hakkınızı kaybedersiniz.” de. 3 Sonuçları yerine getir. Sınırları çizip sonuçları da belirledikten sonra, mutlaka onları yerine getirmelisin. Eğer çocuğunun, kuralların dışına çıktıktan sonra hiçbir sonuçla karşılaşmadan paçayı sıyırmasına izin verirsen, seni artık ciddiye almaz ve koyduğun kurallara uymaz. Çocuğun, bir kurala uymazsa, karşılığında olacağını söylediğin şeyi yaptığından emin ol.[3] Sonuçların birbiriyle tutarlı olmasını sağla. Eğer çocuk çok tatlıysa ya da hasta olmuşsa birden yumuşayabilir, şımarıkça karşılık veriyorsa daha sinirli hissedebilirsin. Ama belirlenen sonuçlar tahmin edilebilir ve açık olmalıdır. Bu, onları değiştiremeyeceğin anlamına gelmez, ama sonuçları değiştirmeyi önceden ve net bir şekilde yapmalısın, duygusal bir anda değil. Çocuğunun sağlığı ve iyiliği için video oyunlarının gerekli olmadığını ve tamamen elinden alınabileceğini unutma. Eğer çocuk sınırları koruyamıyorsa ebeveynler bazen, oyunların onlardan tamamen alınması gerektiğini unutabiliyor. 4 Bir kronometre kullan. Bir kronometre kullanarak ve çocuğa bitirmeye hazırlanması için hatırlatmalar yaparak işini kolaylaştırabilirsin. Çocuklar yaklaştığını bilseler bile değişime karşı dirençlidirler. Zamanlarının neredeyse biteceğini söyleyerek onları uyarmak, bu geçişi kolayca yapmalarına yardımcı olur. [4] Sürenin bitmesine 15 ve 10 dakika kala çocuğu uyar. Bitmesine doğru her beş dakikaya bir alarm kur. Alarm çaldığında ona “Sadece beş dakikan kaldı. Artık oyununu kaydedip çıkmaya hazırlansan iyi olur.” diye seslenebilirsin. 5 Çocuğunun her gün ödevini yapması, evdeki işlerini halletmesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmesi konusunda ısrarcı ol. Video oyunu oynamadan önce yerine getirmesi gereken bazı sorumluluklar olmalı. Bunlar ödev ve evdeki diğer işler de dahildir. Tüm sorumluluklarını yerine getirdikten sonra oyun oynamaya hak kazanırlar. Çocuğun video oyunlarını, ödevini bitirmenin ve işlerini yapmanın sonucu olarak kazandığı bir ödül olarak görmesini sağlamalısın. Bu kural evde daha yeni yeni oturmaya başlarken biraz dirençle karşılaşmaya hazır ol. 6 Video oyun sistemini evdeki ortak bir alana yerleştir. Çocuğunuzun oyun oynama alışkanlığını sınırlandırmanın ve onu gözlemleyebilmenin iyi bir yolu, oyun sistemini yatak odasına değil de ortak bir alana kurmaktır. Bu şekilde kural koyman ve bu kuralların uygulanmasını sağlaman daha kolay olacaktır.[5] Bir oyun konsolunu çocuğun odasına yerleştirmek, ona izlenmediği zamanlarda fazlasıyla özgür olma imkanını tanır. Buna ek olarak, konsolun yatak odasında olması, özellikle de kurallara uymakta zorlanan küçük çocuklar için çok cezbedici olabilir. 1 Video oyunlarını bırakması için çocuğunla birlikte çalış. Video oyunu oynadığı süreyi kısıtlama sürecine çocuğunu da dahil et. Çok heyecanlı olan ya da okul günlerinde uzun süren bazı belli oyunları oynamaması gerektiğinden bahset ya da oyun kurallarına uyduğunda uygulamak için bir ödül sistemi geliştir.[6] Örneğin çocuğunla, yeterli zaman yoksa yeni bir seviyeye geçmek için uğraşmaması gerektiğini konuşabilirsin. Bunun yerine, hafta sonu için daha fazla zaman kazanmış olur. Bir hafta, bir ay ya da daha uzun bir süre kurallara uymamazlık etmediğinde ne gibi ödüller olabileceğiyle ilgili çocuğunla beyin fırtınası yapabilirsin. Ödül olarak daha fazla süre video oyunu oynamayı belirleme. Bunun yerine, ikinizin de üzerinde anlaşabileceği başka eğlenceli ödüller bulabilirsin. 2 Video oyunlarına ayrılan süreyi yavaş yavaş azalt. Video oyunlarını tamamen bırakmak yerine, yavaş yavaş çocuğunun oynayabileceği süreyi kısmaya çalış. Örneğin, eğer çocuklar okuldan sonraki tüm zamanını oyunda harcıyorsa, bunu bir ya da iki saatle sınırla. Video oyunu oynadığı süreyi niye kısıtladığını ona açıkla, ama bu aktiviteyi yapmasına saygı duyduğunu ve hala oynamalarını istediğini göster.[7] Örneğin, “Sana oyunu bırakmanı söylediğimde kızıyorsun ve patlamalar yaşıyorsun. Son birkaç ayda, video oyunları yüzünden notların çok düştü. Bu kabul edilemez bir durum. Hala oyun oynayarak eğlenmeni istiyorum ama her gün ne kadar oynayacağını sınırlamamız lazım.” diyebilirsin. Video oyunlarını tamamen kesmek, çok büyük olasılıkla geri tepecektir. Eğlendiği bir şeyi tamamen elinde almaya değil, çocuğunun davranışını sınırlamaya ve düzenlemeye çalışıyorsun. 3 Bir geçiş düzeni oluştur. Video oyunu süresini tamamen bitirmek zor olabilir ve çocuk bu moda kolayca geçmeyebilir. Video oyununun bitme süresini gösterecek fiziksel bir aktivite belirlemesine yardımcı ol. Bunu yapmak, onun video oyunu olmayan dünyaya geçişe alışmasını sağlar.[8] Örneğin, bu değişimi belli eden özel bir dil kullanabilirsin. “Dikkat dikkat. Hayal dünyasından yer yüzüne çağırılıyorsunuz. Hoş geldiniz!” gibi cümleler kullanabilirsin. Fiziksel bir belirleyici bul. Ona bir bardak su ver, onunla gerinme hareketleri yap ya da birkaç kez sıçrama yap. 4 Aile zamanı oluştur. Tüm ailenin birlikte yapacağı bir aktivite belirleyerek, çocuğun video oyunlarından uzaklaşmasını sağla. Aileyle geçirilen zaman, tercihe bağlı olmamalı ve ebeveynler ve çocukların hepsi dahil olmak üzere tüm aile üyeleri bu zamanda birlikte olmalıdır.[9] Yapılan aktiviteyi bazen çocuğun seçmesine izin ver, böylece istediği bir şeyi yaptığını hissetmiş olur. Yapmak istemediği bir şeye zorlamak onu bunaltabilir. Sana akşam yemeğini hazırlarken yardım etmesini isteyebilirsin ve aile yemeklerini her akşam bir rutin haline getirebilirsin. Birlikte yürüyüşe çıkın, bisiklet sürün, kutu ya da kart oyunları oynayın ya da ailecek film gecesi düzenle. Aile aktivitelerine katılmamanın karşılığı olarak cezalar belirleyebilirsin. Örneğin, bir aile etkinliğine katılmazsa, bir saatlik video oyunu zamanını kazanamaması gibi. 5 Çocuğuna, oyununu kaydetmesi için yardım edin. Çoğu küçük çocuk, oyun özelliklerini bilmeyebilir ve kaydetme işlemiyle ilgili yardıma ihtiyacı olabilir. Eğer oyunu kaydederse ve tüm emeklerinin boşa gittiği hissine kapılmazsa, sana, oyunu bitirmekle ilgili zorluk çıkarma ihtimali de azalır. Çocuğuna, birçok oyunun bir oturuşta bitmeyeceğini, hatta bitmesinin onlarca belki yüzlerce saat sürdüğünü anlat. Onun, oyunun zamana yayılması gerektiğini anlamasını sağla. Ayrıca, çocuğunun sana oyunda yaşadığı zorlukları ve seviyeleri anlatmasını sağlayarak, bunu bir öğrenme etkinliğine de dönüştürebilirsin. Zaman dolduğunda, kaydetme ekranına gelene kadar bekle ve eğer kendi başına kaydedemeyecek kadar küçükse ona yardım et. Eğer oyunu kaydederken belirlenen süreyi aşarsa, ertesi günkü oyun saatinden bu süreyi düş. Eğer bu devam ederse, kurallara uymadıkları için ayrıcalıklarını geri alabilirsin.[10] 1 Çocuğunu başka aktiviteler yapması için teşvik et. Video oyunları çocukların kendilerini eğlendirebileceği tek şey değildir. Yapabilecekleri birçok şey vardır, özellikle de her zaman video oyunlarına başvurmazlarsa. Çocuğunu, başka hobiler bulması için teşvik et ve eğer bir şeyler düşünürse sen de birkaç tane öner.[11] Örneğin, çocuğun başka oyuncaklarla oynayabilir, bir oyun sergileyebilir, müzik yapabilir, film izleyebilir, kitap okuyabilir, dışarıda oynayabilir, resim çizmek, yazı yazmak ya da el işleri gibi yaratıcı aktivitelerde bulanabilir ya da kutu veya kart oyunları da oynayabilir. ”Yapacak başka bir şey olmadığını” söyleyerek video oyunu oynamak istediğinde ona hayır demekten korkma. Çocuğu oyalamak için video oyunlarına sığınma, fark etmeden alışkanlık haline getirebilirsin. 2 Çocuğun sosyal aktivitelerde bulunmasını sağla. Oyun oynamak yalnızlaştıran bir aktivitedir. Çocuğunu, eğlenebileceği sosyal aktivitelere katılmaya teşvik et. Onun için bir etkinlik seçmek yerine, sevebileceği bir sosyal aktivite bulmak için birlikte beyin fırtınası yapın.[12] Mahallendeki çocuk aktivitelerini deneyebilirsin. Gençlik kulüpleri, halk eğitim merkezleri ve kütüphaneler bazen çocuklar için aktiviteler sunabilmektedir. Tiyatro, resim ya da çizim dersleri gibi yerel sanat aktivitelerini araştır. Ayrıca bilgisayar, yapı-inşa ya da başka el becerisi geliştiren programlara da bakabilirsin Eğlenceli spor aktiviteleri de çocuklar için uygun olabilir ama çocuğunu asla istemediği bir spor yapmaya zorlamamaya dikkat etmelisin. 3 Çocuğun fiziksel aktivitelere katılmasını destekle. Video oyunları durgun aktiviteler olduğu için fazla video oyunu oynamak çocuklarda obezite gibi durumlara sebep olabilir. Çocuğunun daha aktif olması için, eğlenebileceği fiziksel aktivitelerde bulunmasını sağlayabilirsin. Ne yapacağını çocuğun kendisinin seçmesini sağlamak çok önemlidir. Eğer çok istediği bir aktivite yoksa yeni şeyler denemesini teşvik etmelisin.[13] Çocuğun bisiklet sürmeyi, kaykayla kaymayı, dans etmeyi, dövüş sanatlarını, yüzmeyi ya da dışarıda oynamayı sevebilir. 1 Video oyunları için kabul edilebilir bir süre belirle. Herkesin ne kadar video oyununun kabul edilebilir olduğuyla ilgili farklı bir fikri olabilir. Haftanın her günü için uygun bir süre belirle. Bazı aileler, hafta içi oyun saatini bir saat hafta sonu ise birkaç saat olarak belirlemeyi seçerken bazıları da tamamen video oyunlarını yasaklamayı seçmektedir.[14] Birçok sağlık ve gelişim uzmanı, çocukların televizyon ya da bilgisayar karşısında günde iki saatten fazla vakit geçirmemesini önermektedir. Nasıl süre kısıtlamaları ayarlayacağını bulmaya çalışırken ve kabul edilebilir video oyun süresini ayarlarken bu bilgiyi hesaba kat. 2 Video oyunlarına bağımlılığı işaret eden durumları bil. Bazı çocuklar gerçekten video oyunu bağımlısı olabiliyor. Bazı çocuklar, aileden ve arkadaşlardan uzaklaşma gibi davranışsal, duygusal ve fiziksel belirtiler gösterebilirler. Çocuklarda bu durumun ortaya çıkmasına karşın ailelerin, hangi işaret ve belirtilerin bağımlılıkla ilgili olabileceğini bilmesi çok önemlidir.[15] Örneğin çocuğunuz, oynamayı bırakmakta zorlanıyor ya da oyun oynamadığında sinirli ve üzgün olup diğer aktivitelere ilgi duymuyor olabilir. Oyun oynamadığında keyifsiz ya da depresif de olabilir. Ayrıca kişisel temizliğine dikkat etmeyebilir, uyku bozukluğu, sırt ve kol ağrısı çekebilir. 3 Eğer herhangi bir sorun olduğunu düşünürsen bir doktorla iletişime geç. Eğer çocuğunun video oyunlarına bağımlı olduğunu düşünürsen ve bunu sınırlamaya çalışmana rağmen bir değişiklik olmuyorsa, profesyonel birinden yardım alman gerekebilir. Çocuğun kendi doktoru ya da bir psikolog sana yardım etmek için uygun olabilir ve sınır koymada ve çocuğun davranışlarını olumlu yönde değiştirmede sana yardım edebilir.[16] Eğer çocuk, video oyunlarına erişimi kısıtlandığında sinirli ve şiddet içeren şekilde davranıyorsa, bu seçenek iyi olabilir. Eğer bir şeylere zarar vermeye meyilli, agresif ya da tehdit edici davranışlar gösterirse, bir psikoloğa görünmesi gerekebilir. Bu wikiHow makalesi hakkında Bu sayfaya defa erişilmiş. Bu makale işine yaradı mı?
Oyun çocukları nasıl etkiler? Oyunun çocuğun gelişimine etkileri ve çocuklarımızın mutlu ve sağlıklı gelişebilmeleri için ihtiyaç duydukları en önemli gıda kaynaklarından biridir. Yumurta yemeyen ya da süt içmeyen bir çocuğun başka gıdalarla bu eksikliği telafi etmeleri mümkün olabilir, ama oyun oynamayan bir çocuğun bu mahrûmiyetini telafi edebileceği başka hiç bir kaynak yoktur. Ne yazık ki günümüzde toplumumuz, oyunun ehemmiyetini idrâk edebilmiş değil. Çevrenizde, “Yavrum, bugün sütünü içmedi!” diye hayıflanan birçok anne görebilirsiniz ama “Bugün oyun oynayamadı!” diye üzülen bir tek anneye rastlayamazsınız. Çünkü âileler için oyun; dersini çalışması, kitap okuması, ödevlerini bitirmesi, erken yatması gereken bir çocuk için büyük bir zaman kaybı, bir angarya olarak algılanıyor. Anne-babalar, çocukların gelişimde öğretim faktörüne öyle odaklanmışlar ki, oyun, çocukların uğraşacakları en fuzulî iş olarak kabul ediliyor. OYUNUN ÇOCUĞUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ VE KATKILARI Araştırma sonuçlarına göre, son yıllarda sadece ülkemizde değil, bütün dünyada çocukların oyun oynama sürelerinde belirgin bir azalma dikkat çekiyor. Anne-babaların gün boyu çalışması ve birlikte geçirilen sürede yorgun olmaları, çocukların genel olarak sorumluluklarının artması gibi sebeplerden dolayı oyun yeterince önemsenmiyor. En tabiî hakları olan oyun oynamak, çocukların ellerinden çocukların serbest zamanlarını, oyun yerine saymalarına rağmen elektronik oyuncaklarla geçirilen süre ya da televizyon izlemeleri aslâ oyunun yerini dolduramaz. Bir saatlik bilgisayar oyunu, 10 dakikalık gerçek oyunun yerini tutamaz; çocuğu 10 dakikalık oyun kadar rahatlatamaz, geliştiremez. Bilâkis gerginliğini artırır. Gerçek oyuncaklarla ve arkadaşlarla oynanan oyun, çocuğu iyileştirip, sâkinleştirirken; elektronik oyuncaklarla geçirilen süre, çocukları öfkeli ve tahammülsüz yapar. Okuldan eve geldiğinde oyun oynayabileceği bir arkadaş bulamayan, oyuncaklarını dağıtmaması istenen çocuklar, kendilerine en ucuz eğlence sunan bilgisayar oyunlarını oynamayı ya da televizyon izlemeyi tercih ediyorlar. Netice olarak günlük serbest dinlenme zamanlarını elektronik ortamda tüketen çocukların, kaliteli oyun oynamak için vakitleri kalmıyor. Gerçek oyun, başlı başına bir terapidir. Oyun, çocuğun kendi özelliklerini yansıtabileceği, doğruyu yanlışı öğrenebileceği en mahrem alanıdır. Oyun, çocuğun en tesirli öğretmenidir. Oyun, çocuğun ilacıdır. Çocuklarımızın gelişiminde bu kadar önemli bir rolü olan oyun, hiç de hak ettiği değeri göremiyor. Bir çocukla yakınlaşmanın en kolay yolu, gerçek oyundan geçer. Çocuklarının olumsuz davranışlarının sebeplerini anlayamayan ebeveynler için en kolay keşif yolu oyundur. Çocuklarını daha iyi anlamak, tanımak isteyen anne-babalara, şiddetle çocuklarıyla oyun oynamalarını tavsiye ediyorum. Evlâtlarımızın gerçek oyun oynayan çocuklar, evlerimizin de lâyıkıyla oyun oynanan mekânlar olması için, annelere bazı vazifeler düşüyor. Ebeveynler, oyun için uygun ortam oluşturmadığında çocuklar işin kolayına kaçıp ya televizyon seyrediyor ya da imkânı olan elektronik oyunları tercih ediyorlar. Büyük kazançlar elde edilebilecek bir süre, zâyî olup eriyor. Kaliteli oyun oynamaya başlamak için ilk önce çocuğun annesinin ya da babasının kendisi ile oyun oynamak için istekli olduğundan emin olması gereklidir. Bunun için çocuğun oyun talebini günlük işlerin arasında ertelememeli hattâ gerekirse oyun oynamak için onu dâvet etmelidir. Ebeveynin oyun için ayırdığı zamanda dikkati dağıtacak başka bir işle uğraşmaması telefonla konuşmak gibi ve oyun oynamaktan mutluluk duyduğunu da çocuğa hissettirmesi gerekir. Anne ya da babasının istekli olduğundan emin olan çocuk, kendini daha rahatlıkla oyunun akışına bırakabilir. Çocuğun bu süre içerisinde isteğini kaybetmemesi ve oyunun verimli olması için oynanacak oyuna ve oyuncuların görev dağılımına, çocuğun kendisinin karar vermesi gerekir. Güçlü olmaya ihtiyaç duyan bir çocuk, polis olmayı tercih ederken, kardeşini kıskanan bir çocuk, bebek rolünü üstlenebilir. Bu süreçte polis olarak güç kazanan çocuk ya da bebeksi duygularını tatmin eden çocuk, oyunun ardından daha huzurlu olacaktır. OYUN EN AZ BİR SAAT OLMALI Birebir oyun için ayrılan süre, en az bir saat olmalıdır. Bu bir saatlik süre içinde hangi oyunun ne zaman sona ereceğine çocuğun kendisi karar vermelidir. Birçok çocuk için gerçek oyun oynamak öylesine mutlu edicidir ki, bir saatin sonunda oyunu bitirmek istemeyebilirler. Bu durumda anne-baba taviz vermeden, oyundan çekilmek zorunda olduğunu belirtmeli, bir sonraki oyunu ne zaman oynayacaklarını planlayıp oyundan çekilmelidir. Bilindiği gibi, her şeyde istikamet üzerine olmak, sonuç açısından önemlidir. Oyun konusunda da belli bir sürekliliği sağlamak çok önemlidir. Nasıl sadece bir imtihana çalışan öğrencinin o derste başarılı olması mümkün değilse, düzenli oyun oynamayan bir çocuğun da oyundan istifade etmesi mümkün değildir. Düzenli oyun oynayan ve oyuna doyan çocuğun hayal dünyası, problem çözme becerisi, üretici düşüncesi gelişir. Kendisini ifade etmeyi öğrenir. Duygusal olarak insanlara daha rahat yaklaşabilir, olumsuz duygularını oyun yoluyla ifade ederek rahatlar, gerçek hayata taşımaz. Fizikî gelişimi ve zihnî gelişimi hızlanır. En az 11 yaşına gelene kadar çocuklarla oyun oynamaya devam etmeli, arkadaşları ile oyun oynayacakları ortamları da desteklenmelidir. Netice itibariyle, çocuklarla ilişkileri güçlendirmek için öncelikle onları iyi anlamak; onları iyi anlamak için ise onlarla oyun oynamak gereklidir. Kaynak Psikolog Tuba Sökmen, Şebnem Dergisi İslam ve İhsan
Psikolog Dr. Sinem Malkoç, çocuklar arasındaki normal cinsel etkinlikleri ve cinsel saldırıları ve pedagoglar çocukların okullarda ya da gündüz bakımevlerinde cinsel davranışlarını gösterdiği durumlardan her zaman tedirgin olurlar. Bu davranışlar söz gelimi doktorculuk oyunu gibi çocuğun yaşına uygun bedensel keşif oyunlardan oluşur. Böylesi bir senaryoyu gözlemleyen yetişkinler sadece kendilerini kötü hissetmekle kalmaz, bunun yanı sıra çoğu durumda bunu nasıl değerlendireceklerini daha doğrusu bu duruma uygun biçimde nasıl tepki vereceklerini tam olarak birçoğu kendilerine söz gelimi beş yaşındaki bir erkek çocuğunun aynı yaştaki bir kız çocuğunu kendi pantolonunu çıkarttırmaya zorlamasının ve sonra da parmağını poposunun arasına sokmasının ya da altı yaşındaki bir kız çocuğunun düzenli olarak beden eğitimi dersinden önce soyunma odasında herkese kendi vajinasını göstermesinin normal olarak değerlendirilecek bir durum olup olmadığını sormaktadır. Bunun normal bir çocuk hareketi ya da sınırların ötesine geçilmiş olup olmadığını nasıl bileceğiz?Çocuklarda normal cinsel etkinlikler altında ne anlaşılır?Ebeveynler için çocukların da doğuştan itibaren cinsel karakterler olduklarının bilincine varmak her zaman için çok zordur. Çocuklarda normal bir gelişimin içerisine cinsel etkinliklerden oluşan geniş bir spektrum da dahil edilmektedir. Kendi bedenini keşfetme, başka bir çocuğun bedensel yaklaşımını arama, kendi cinsel organlarına temas ve bundan haz duyumsama çocukların cinsel gelişimi için tamamen normal cinsellik erişkinlerin bakış açısından, yaşam biçimlerinden ve de deneyimlerinden çıkan sonuçlarla değerlendirilmemeli ve yorumlanmamalıdır. Çocuklarda cinsel davranışlar yaşa göre farklı şekillerde ifade edilen kendi bedenini keşfetme ve bedensel hazzı arayış ve yaşama ile cinsel davranışlarla dolu oyunları kesinlikle yasaklamamalıdır ya da engellememelidir ve çocukları geri çekme gibi hareketlerde bulunmamalıdır. Her çocuk kendi bedenini keşfetme ve diğer sosyal kurallarla birlikte oyun içinde öğrenme şansına sahip olmalıdır. Çocuklar aynı gelişim seviyelerinde bulundukları sürece oyunlar cinsel arka planları ile sorunsuz bir biçim bir saldırının özellikleri nelerdir?Bazen çocuklar ebeveynlerinin diledikleri gibi gelişim göstermezler. Cinsiyetine ilişkin olarak bir çocukta bu durum diğer çocuklarla yaşamış olduğu deneyimlerden de kaynaklanabilmektedir. Bu anne ve babasının evinde, oyun alanlarında, okulda ya da çocuk bakımevlerinde gerçekleşebilir. Çocuklar arasında cinsel saldırı çok taraflıdır ve farklı arasında cinsel saldırı durumu gerçekleşirse bu durum her zaman oyunda isteğe bağlı olmadan ve dengesiz erk davranışlarında meydana oyun esnasındaki güç farklılıkları birçok farklı faktör ile ortaya çıkabilir. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilirBedensel üstünlükYaş farklılıkları / farklı olgunluk ve gelişim durumlarıSevilme ya da sevilmemeErkekler ve kızlarFarklı sosyal durumlar / göçmenlik geçmişi olan ailelerin çocuklarıCinsel bir saldırı nasıl anlaşılır?Oyunlar için duyarlılık ve dikkat, uzlaşmalı oyun hareketlerinin olup olmadığı ya da bir çocuğun baskı altına alıp alınmadığının öğrenilmek istenmesi durumunda geçerlidir. Öncelikle ebeveynler çocukların hangi adımlarda cinsel olarak geliştiğini öğrenirse ve çocuklarıyla gündelik hayatlarında bunu takip ederlerse çocuklar arasındaki cinsel oyunları değerlendirebilirler. Cinsel saldırılar bu şekilde fark edilebilir ve anlamlı sonuçlar cinsel davranışların uzlaşmalı bir şekilde olması gerektiği kuralı her zaman için geçerli olmalıdır. İlgili çocuk saldırgan bir davranışa karşı yüksek sesle bağırarak geri çekilirse ya da bu konu hakkında bir yetişkine şikayette bulunursa, onun bu olaydaki isteksizliği de kolayca anlaşılacaktır. Ancak bir çocuğun oyuna karşı çıkmaya cesaret gösteremediği için görünürde istekli olduğu durumlar da bulunmaktadır. Ya da başlangıçta istekli olma durumu –özellikle büyüklerle birlikte oynama durumunda istek ile ortaya çıkabilir- oyun sırasında aniden değişebilir. Erk davranışlarıyla ilgili sorularda da yetişkinlerin gözlem yapması sorulmaktadır Peki ya aynı gelişim seviyesinde oyuna katılan çocuklar ya da bir çocuğun diğerlerinden şartlara bağlı olarak daha üstün olması durumunda?Baskın şekilde yetişkinlerin cinselliğini anımsatan, bedensel ya da ruhsal şiddet içeren ya da sonucunda yaralanmalara neden olan oyunlar çocuk oyunu olarak değil aksine cinsel saldırı olarak giden ya da bakımevine giden çocuklar tabii ki farklı gelişim seviyelerine sahiptir. Daha büyük ve açık şekilde küçük olan çocuklar arasındaki “Doktorculuk oyunları” her zaman daha baskın karakterlere zaman çocuklar arasında somut bir cinsel saldırıdan söz edilebilir?Çocuklardaki normal cinsel davranışlar kategorisi altında gösterilemeyecek olan cinsel davranışlarda bir sıra bulunmaktadır. Çocuklar arasında cinsel saldırıdan söz edebilmek için söz gelimi aşağıdaki örneklerin gerçekleşmesi gerekirBir çocuk bir başka çocuk tarafından cinsel organının diğer çocuğun görmesi ya da dokunması için gösterilmesine zorlandığında;Bir çocuk bir başka çocuk tarafından öpmeye zorlandığında. Bir kız çocuğunun göğüsleri ya da bir erkek çocuğunun testisleri çimdiklendiğinde;Bir kız çocuğunun doğrudan bacaklarının arasının ya da poposunun sıkılması;Bir çocuğun bir başka çocuk tarafından cinsellikle ilgili, cinsel organlarla ilgili sözcükler kullanılarak hakarete uğraması ya da müstehcen şekilde seslenerek rahatsız edilmesi;Bir çocuğun cinsel organını ya da bir başka nesneyi anal, oral ya da vajinal yolla ve zorla “sokması”Çocuğumu cinsel saldırıdan nasıl koruyabilirim?Çocuklar küçüklüklerinden itibaren ve farklı hayat alanlarında diğer bireylere saygı duyması gerektiğini ve istediği her şeyi diğer bireylerin elinden zorla alarak ya da birisine acı çektirecek şekilde elde edemeyeceğini cinsellikle ilgili alanlarda da diğer bireyin sınırlarının geçilmemesi gerektiğini, kendi bedeninin sadece kendisine ait olduğunu ve başka birisinin onun bedeni ile ilgili kendi isteği dışında bir şey yapamayacağını erken ile ilgili cinsel aydınlanma doğum ile başlar. Çocuğa olumlu bir vücut hissi vermek ve ona günlük kullanımda vücudunu tanıtmak daha sonraki cinsiyetle ilgili doğru bir çevre oluşturmanın ana koşuludur. Buna, çocuğun kendi bedenindeki cinsiyet keşfinin ve tanımlamasının ve her bir katılımcı istekli ise doktorculuk oyunundaki gibi diğer çocukların da keşfinin açık şekilde yapılması da gelimi doktorculuk oyununda küçük “hastanın” itirazlarına karşın poposundan termometre ile ateş ölçme gibi durumlarda uzlaşmacı bir oyun kısa sürede bir sınır aşımına uğrayabilir. Bu durumda oyunda çok hızlı bir şekilde fiziki acı ve çocuklarda kızgınlık, sinirlenme artış bir yetişkin olarak böyle bir durum görürseniz, hemen oyuna müdahale etmelisiniz, daha doğrusu bir çocuğun hiçbir zaman karşısındakinin isteklerine karşı gelerek böyle bir oyunu devam ettiremeyeceğini ve de böyle bir duruma karşı her zaman bir yetişkinden yardım isteyebileceklerini açık şekilde belirtmelisiniz. “Bundan sonra benim arkadaşım değilsin.” ya da “Artık seninle birlikte oyun oynamak istemiyorum.” gibi baskılar da kesinlikle bir olarak çocuklarınız için bu tür oyunlarda uygulanmak üzere belirli kurallar oluşturabilirsiniz. Çocuklarınız için bu tür oyunlarda uygulayabileceğiniz bu kuralları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündürDoktorculuk oyununa, oyun katılımcılarının hepsinin istekli olarak oynaması durumda izin çocuk, bu oyunun gerçekten her oyun katılımcısı için eğlenceli olmasına dikkat kimse bir başka çocuğun canını kimse bir başka çocuğu tehdit edemez ya da ona şantaj çocuğun adı geçen oyunu daha fazla oynamak istememesi durumunda “hayır” der ve oyundan çocuklar bu “hayır” sözünü kabul etmek hiç kimse bu “hayır” sözünü dinlemezse, ilgili çocuk bir yetişkinden yardım oyunu sadece aynı yaşlardaki çocuklar ile oynanmalıdır. Hiçbir zaman küçük çocuklar ile daha büyük çocuklar arasında saldırılar genel olarak farklı yaş gruplarından çocukların bir arada bulunduğu ortamlarda görülmektedir, yani genel olarak okullarda ya da gündüz bakımevlerinde. Ebeveyn olarak siz ilgili bakımevi ya da okulun pedagojik ekibi ile sürekli bilgi paylaşımında çocuğunuzu sizin ebeveynle ilgili müdahale olanaklarınız ve cinsiyet gelişiminiz dışında başka bir çocuk tarafından uygulanan cinsel saldırıya karşı koruyabilme olanağına sahipsiniz. Çocuğunuzun devam ettiği bakımevi ya da okulda cinsel saldırıya karşı tedbir alma konusunda yardımcı olacak sosyal-pedagoji konseptinin olup olmadığını cinsel saldırıya maruz kalması durumunda buna nasıl tepki vermeliyim?Her cinsel saldırı bedensel ya da ruhsal yaralanmalara yol açabilir. Bir çocuk böyle bir deneyim ile ayrıca zarar verici bir örnek öğrenmiş olur. Çocuğunuz size böyle bir cinsel saldırıya maruz kaldığını anlatırsa sizin özel ruhsal desteğinize, tesellinize ve dikkatinize ihtiyacı sessiz ve sakin bir biçimde çocuğunuzu dinlemeniz gerekir. Onu size güvendiği ve size açıldığı için övmelisiniz. Çocuğunuz böyle bir olayın gerçekleşmesinden uzun süre sonra size gelip bunu anlatırsa bu konuda onu anlayın ve anlayışınızı ona da gösterin. Belki de o bu konu hakkında konuşmaktan korkmuştur. Onun duyguları, kendi davranışlarını kendi belirleme hakkı ve belki de kendi bedeni bir başka çocuk tarafından bir durumda çocuğunuzu asla yalnız bırakmayın. Çocuğunuz böyle bir durumda olayı kendi gözünden anlatmalıdır, sizin sorularınız onun olayı ilk anlatışı sırasında onu tarafından size aktarılan olayı daha iyi anlayabilmeniz için daha sonrasında bölümler halinde sorular sorabilirsiniz. “Diğer çocukların bunu yapmayı durdurması konusunda onları uyarmaya cesaret edemedin mi?” gibi sorularla çocuğunuzu suçlamadan ya da onun suçluluk duygusu hissetmesini önleyerek olayı daha da aydınlığa güven hissini mutlaka verinÇocuğunuza ona güvendiğiniz hissini mutlaka vermelisiniz. “Bu hiç kötü bir durum değil.”, “Kötü bir şeyin her zaman iki sorumlusu vardır.” ya da “Ne yaptın sen?” gibi tümceler bu konuşma durumunda kullanılmamalıdır, çünkü bu tür tümceler ile çocuğunuzun duygularında bir sapma yaratırsınız ve onda olayla ilgili suçluluk hissi diğer çocuğun yaptığı hareketin yanlış olduğunu mutlaka söylemelisiniz. Böylece çocuğunuz böyle bir durumda her zaman bir yetişkinden yardım isteyebileceğini, yetişkinlerin bu türden davranışları hoş karşılamadığını ve bir çocuğu korumak için yardım edeceklerini olarak siz böyle bir olayın peşinden gitmelisiniz ancak tedbirli olarak ve sakin bir biçimde. Çocuğunuzun başına gelen olay karşısında ilk korku birçok sert ve uç duyguyu da açığa çıkartır. Çocuğunuza davranış kurallarını anlatınOna böyle bir konuşma ile tüm çocukların böyle bir durum yaşanmadan ve ancak bu şekilde tüm çocukların cesur olması gerektiği konusunda bilgiler edindiğini anlatın. Bunların dışında da çocuğunuzu daha fazla koruyabilmek için ona aşağıdaki davranış kurallarını her zaman hatırlatmanız gerekmektedir“Sen istemediğin sürece kimse sana dokunma hakkına sahip kişi seni rahatsız ettiğinde ya da senin canını acıtmak istediğinde her zaman “hayır” deme hakkına “hayır” sözünü kimsenin dinlememesi durumunda, her zaman bir yetişkinden yardım alabilirsin. ”Tek başınıza bu durumun üstesinden gelemeyeceğiniz hissine kapıldığınız anda bir eğitim danışmanlık merkezinden bu konuda uzman kişilerin yardımını isteyebilirsiniz. Burada size tek başınıza bu olayın üstesinden nasıl geleceğiniz ve de böyle bir durumda çocuğunuza karşı nasıl bir davranış takınabileceğiniz anlatılmaya cinsel saldırı davranışında bulunması durumunda ne yapabilirim?Çocuğunuzun gittiği bakımevinde onun cinsel saldırı davranışında bulunduğuna dair bir bilgi almanız olasılık dahilindedir. Bu sizin için kesinlikle çok büyük bir sıkıntı yaratır. Ebeveynler genellikle kendi çocuklarının böyle bir saldırıda bulunduklarını öğrendiklerinde kendilerini çaresiz hissederler ve olayı düşük öneme sahip bir duruma getirmeye çalışılar. Bir cinsel saldırıyı “Ama bu sadece bir oyun.” tümcesi ya da buna benzer başka ifade biçimlerinin yardımı ile tehlikesiz ya da masumane bir olaymış gibi göstermeye çalışmak bu durumun önemini ya da ciddiyetini çocuk başka bir çocuğun sınırlarını çiğnediğinde ebeveynlerden ve diğer sorumlu yetişkinlerden acilen bu olaya el koyması ve problemin çözümüne dahil olması talep duruma el koymaması ya da problemin çözüm sürecine dahil olmaması durumunda saldırıda bulunan çocuk yaptığı hareketin tamamen normal ve doğal olduğu düşüncesine sözü edilen şey çocuğu cezalandırmak anlamına gelmemektedir. Aksine Onun yardıma ihtiyacı var, ancak bu şekilde o yaptığı hareketin doğru olmadığını kavrayabilir. Bir çocuk için bu davranış biçiminden kendi isteği ile vazgeçme ancak bu şekilde mümkün olabilir. Çocuğunuza, onun bu davranışını kesinlikle kabul etmediğinizi ve mağdur çocuğu korumak istediğinizi çok açık bir şekilde ifade etmeniz yanı sıra çocuğunuza mutlaka ona güvendiğinizi ve onun bu davranış biçimini değiştirebileceğini ifade edin. Ancak bu şekilde ona gelecek için bir uyumlu davranış biçimi sağlayabilirsiniz. Çocuğunuzu diğer kişilerin arasında değersiz düşürmekten ya da ona hakaret etmekten kesinlikle kaçınmalısınız. Çünkü bu şekilde ona kendisinin olumsuz bir öz değer olduğunu gösterirsiniz ve büyük olasılıkla gelişiminde ilerleyen bir olumsuzlaşmaya yol neden cinsel saldırı davranışlarında bulunduğunu ortaya çıkarınCinsel saldırı sonrasında, saldırıda bulunan çocuğunuza davranış kurallarını açık biçimde anlatmanız yeterli olacaktır. Daha sonrasında çocuğunuzun bu kurallara uyup uymadığını gözlemlemelisiniz. Çocuğunuzun cinsel saldırıyı tekrarlaması durumunda çocuğunuzun öncelikle diğer çocuklarla bir arada bulunmasını engelleyebilmek adına sadece yetişkinlerin yakınında oynamasına izin verilip verilmeyeceği konusunda düşünülmelidir. Yoğun ve uzun süreli saldırı durumlarında çocuğunuz ile birlikte mutlaka profesyonel destek almanız neden cinsel saldırı davranışlarında bulunduğunu ortaya çıkarabilirsiniz. Yetişkinler genellikle cinsel saldırı ile ilgili bir olay duyduklarında istem dışı ya da bilinçsiz olarak saldırıya uğrayan çocuğun cinsel güç ile kendi “deneyimlerini” hayata geçirdiklerini düşünürler. Ancak gerçekte bu tür çocuklar yaşanmış olayı tekrarlayarak ve güçlü olan kişiliğin rolüne sığınarak kendi ruhsal eksikliklerini dışa vurular ve hırslarını alırlar. Ancak kimse kendi sıkıntılı deneyimleri nedeniyle başka kişileri de aynı duruma sokma hakkına sahip değildir ve bu türden olumsuz deneyimleri başkalarına yaşatma eğilimi olmadığından emin olduğunuzda onun hangi nedenle diğer bir çocuğa karşı güç ve üstünlük kozlarını kullanmak istediği hakkında durumda göz önünde bulundurmanız gereken şey saldırı davranışının bazen oyun esnasında sadece çocuksu aşırılıklardan kaynaklanabildiği ya da bir çocuğun oyun partnerinin isteklerini yanlış değerlendirmesinden ortaya Dr. Sinem Malkoç
Çocuğun kendini, yeteneklerini keşfetmesini sağlayan ve motor becerilerinin gelişimine katkıda bulunan oyunun çocuğun hayatındaki önemini ele alan Çocuk Gelişim Programı Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, ailelerin çocuklarını en iyi şekilde tanımaları için onlarla oyun arkadaşı olmaları gerektiğini kaydetti. Oyunun çoğun kendisini ifade etme biçimi olduğunu, zihinsel ve fiziksel gelişiminde çok önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişim Programı Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, çocukların hem eğlenirken hem de öğrenmesine katkı sağlayan birçok oyun aktiviteleri olduğunu söyledi. Yücetepe, bu süreçte ailelerin de çocuklarını yalnız bırakmaması, onlarla kaliteli, eğlenceli vakit geçirmesi ve en önemlisi de çocuğun oynadığı her oyundan bir şeyler öğrenmesini beklememeleri gerektiğini ifade ederek, “Çocuğa bir sayfa yazı okutup bir şeyler öğrenmesini bekleyemeyiz. Çocuk oyunla keşfederek, merak ederek çok daha iyi öğreniyor. Çevresindeki nesneleri tanımlamayı oyunla öğreniyor” şeklinde konuştu. “Çocuğu en iyi oyun oynarken tanırsın” Çocuğun en rahat olduğu ortamın oyun ortamı olduğunu ifade eden Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, “Oyun çocukların gelişimi ve öğrenmesi için vazgeçilmezdir. Çocuğun işi oyundur. Bir çocuğu en iyi oyun oynarken tanıyabilirsiniz. Çocuğun oyundaki davranışlarını, önceki yaşantılarını ya da ebeveynlerin çocuklarının yanında yokken onların neler yaşadığını öğrenmek için onlarla oyun arkadaşı olunmalı” dedi. Ailelere “Çocuğunuzu sevin ve onlarla severek oynayın” diyen Yücetepe, “Oyunun temelinde eğlence vardır. Çocuğun oyuncaklarına hırçın davranması veya çocuğun oyunda hırçın olması yaşadıklarıyla ilgili olabilir. Bu hırçın davranışları engellemek için çocukla arkadaş olunarak, uzun süreçte çocuğun gelişimi izlenmeli” diye konuştu. “Severek oynadıkları her oyun eğiticidir” Eğitici oyun kavramını ailelerin yanlış anladığını belirten Yücetepe, “Ebeveynler çocuğun her oyundan bir şeyler öğrenmesini bekliyor. Oyunun temel amacı aktif katılım, eğlenme ve isteyerek olmasıdır. Yani çocuğun direkt renkleri, sayıları öğrenmesine odaklanılmamalı. Çocuklar adına bir şeyin eğitici olması için öncelikle eğlenceli olması ve çocuğun aktiviteye isteyerek katılması gerekiyor. Evde ya da dışarıda çocuk için çok eğlenceli ve eğitici bir ortam oluşturulmuş olsa bile çocuk isteksizse bu onun için oyun olmaz ancak ödev olur. Bu da bunaltıcı bir hal alır. O yüzden severek oynadıkları her oyun onlar için eğiticidir. Bir oyun illaki amaca ulaşmak zorunda değil, bazı oyunlar süreçte öğretir” yorumlarında bulundu. “Çocukların gelişim süreci bireysellik gösterir” Tek çocuk olarak büyüyen çocuklara yaklaşımın nasıl olması gerektiği konusunda ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Öğretim Görevlisi Feyza Nur Yücetepe, ”Çocuklar 3 yaşına kadar benmerkezcidir. Bu çocuğun tek çocuk olması ya da olmaması durumuyla ilişkili değildir. Bu yaştaki çocukların paylaşımcı olmamaları gayet normaldir ve gelişimleri de bunu gerektiriyor. Aileler bu dönemde çocuğun üzerinde baskı oluşturmamalı. Çocukta 3 yaş sonuna doğru benmerkezcilik azalacaktır” diyerek çocukların oyun evrelerine göre davranış biçimlerini şöyle anlattı “Oyun evrelerine bakıldığında 0-2 yaş evresi tek başına oyun evresidir. Çocuk etrafındaki çocuklarla veya etrafındaki kişilerle çok fazla iletişim kurmaz. Kuralları dinlemez. İkinci evre olan 2-4 yaş paralel evrede çocuk, etrafını izlemeye başlar. Diğer çocukların nasıl oyun oynadığına bakar ancak yine onların oyununa girmez. Çünkü kurallara uymak bu yaş grubu için zordur. Bu durumda çocuk gördüğü oyunları tek başına oynar, sürekli tekrar ederek öğrenir. 4-6 yaş üçüncü evre olan birlikte oyun evresinde ise çocuk, oyunda yine tamamen kurallara uymaz. Ancak bu dönemde oyuncak alış verişi yapmaya başlar. Bireysel farklılıklara göre her çocukta değişiklik göstermesiyle birlikte 4-5 yaşa kadar çocuk oyuncağını paylaşmayabilir, bütün oyuncaklar benim’ diyebilir. Çünkü çocuk bu yaşta genelleme yapar. Elindeki oyuncak onunsa başka bir çocukta olan oyuncak da kendisinin diye düşünür. Bu durum kesinlikle çocuklarda bir problem olarak algılanmamalı. Çocuk 6 yaşından sonra kurallı oyun evresine geçer ve arkadaşın önemini anlar. O nedenle anne ve babalar bu süreçte çok aceleci davranmasınlar, tüm bu süreçler her çocuk için normaldir.” “0-2 yaşa kadar çocuklar elektronikle karşılaşmamalı” 0-2 yaşa kadar çocukların hiçbir şeklide elektronikle karşılaştırılmaması gerektiğini belirten Yücetepe, “Eğitici olması kaydıyla çevrimiçi oyunlara ya da içeriklerle 2-6 yaşa gelindiğinde yarım saatten başlayarak en fazla bir saate kadar izin verilebilir. 6 yaşındaki bir çocuğun yaşıtlarıyla iletişime geçmeyip, çevrimiçi oyuna bağlanması onların gelişimi için çok sakıncalıdır. Bununla birlikte ailelerin çocukla ilgilenmemesi, eline telefon, tablet vermeleri ya da televizyonun karşısına oturtmaları çocuğu susturmak için bir kaçış olarak yorumlanabilir. Bu kaçış noktalarını tercih etmek yerine çocukla birlikte oynarsak çok fazla oyuncağa bile gerek kalmayacaktır. Her evde olabilecek şişe, bardak ile çok güzel oyunlar kurulabilir, ya da çocukların en çok sevdiği oyun olan balonu havaya atıp, müzik eşliğinde yakalamaya çalışmak onlar için çok eğlenceli bir aktivite olacaktır. En vazgeçilmezi ise özelikle 0-3 yaş aralığındaki çocuğa sarılmaktır. Ebeveynler bunları yapsa hiçbir çocuk elektronikle ilgilenmeyecektir” diye konuştu. “Çocuklar çalışan anne ve babalarına olan özlemlerini yenemiyor" Çocukların gelişimi için anne ve babalara önemli görevlerin düştüğünü söyleyen Yücetepe, çocukla kaliteli zaman geçirilmesi adına dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunun altını çizerek, “Anne veya babalar yemek yiyecekleri zaman kesinlikle televizyonun önünde yemesin. Yemek saatini birbirleriyle paylaşım saati olarak geçirsinler. Yemekten sonraki birkaç saat çocuğun olmalı. Ebeveynler çocuğuna zaman ayırmalı. Çünkü çocuk anne-babası işteyken onları çok özlüyor. Bu anlatılmaz bir özlem. Anne-baba eve geldiğinde çocuk fazlasıyla onların üzerine gidiyor, tepesine çıkıyor, koltuklara zıplıyor. Çocuğun enerjisi anne-babası işten gelince artıyor. Çünkü çocuk bu özlemini yenemiyor. Aileler bu noktada çocukla vakit geçirmeli. İşten geldiklerinde yorgun olabilirler ama en azından oturdukları yerden onlarla konuşabilir; soru, cevap, anlatma gibi onların da dikkatini çekecek küçük oyunlar oynayabilirler” diyerek sözlerini sonlandırdı. Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz
çocuğun tek başına oyun oynamaması