🐋 Bıçakla Adam Yaralamanın Cezası 2015

Cinayetin ardından Mustafa A., tutuklandı.Baba ve oğlu hakkında Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kasten adam öldürmek’ suçundan müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Yargılama sonucunda suça sürüklenen M.A. hakkında ilk olarak müebbet, ardından tahrik, iyi hal ve yaşın küçük olması sebebiyle cezayı 3 The latest Tweets from Cengiz ALÇAYIR (@AlcayirCengiz). ULUS HABER Genel Yayın Yönetmeni. İletişim Hattı: 0537 208 34 92 EşininBileziklerini Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağın Tahsili Amacıyla Yağmalama. Evli olan sanık ile mağdure arasında sanığın işini değiştirmek istemesi üzerine tartışma yaşandığı, 03.10.2015 tarihinde sanığın ’a dönme kararı alarak otobüs terminaline gittiği, buradan mağdureyi arayarak kendisi ile ’a dönüp dönmeyeceğini sorduğu, aldığı olumsuz Nevin Yıldırım'a 'kasten adam öldürme' suçundan ömür boyu hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, Nevin Yıldırım'ın cezasında indirime de gitmedi. Yalvaç İlçesi'ne bağlı Koruyaka Köyü'nde 29 Ağustos 2012'de, kendisine tecavüz ettiğini öne sürdüğü 2 çocuk babası Nurettin Gider'i av tüfeğiyle öldürdükten sonra RüyadaGenç Birini Öldürmek. Hatalardan erken dönmek, kendisine yapılan uyarıları dikkate almak, büyük hasar bırakmayan bir kaza yapmak manasındadır. Hayatı engellemeyecek fakat kişinin ağzının tadını kaçıracak gelişmeleri haber veren rüya, anlaşmalarda uyuşmazlık çıkabileceğine dair bilgi verir. Sevgilisini öldüren muhtarın cezası 25 yıldan 15 yıla düşürüldüKonya'da sevgilisi Hacer Göral'ı (45), kavun kestiği bıçakla 5'i öldürücü olmak üzere 6 yerinden bıçaklayarak öldüren ve 'kasten adam öldürme' suçundan Konya 4. 18.11.2019 18 Kas 08:51 Sevgilisini öldüren muhtarın cezası 25 yıldan 15 yıla düşürüldü Kayseri’de sosyal medya üzerinden tanıştığı arkadaşını bıçakla boğazından yaralayan sanığa 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık M.Y. ve avukatı katıldı. 5XVW3bS. Kasten Yaralama Suçu Nedir? TCK 86 Kasten yaralama suçu, bir kimsenin vücuduna acı verilmesi, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan etkili bir eylem işlemek suretiyle zarar verilmesidir. Kasten adam yaralama suçu, TCK ve vücut dokunulmazlığına karşı suçlar’ başlığı altında düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçunu; basit kasten yaralama TCK ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama TCK suçu olarak ikiyi ayırmak mümkündür. Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğü olup, suçun konusunu mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni ya da ruhsal varlığı oluşturmaktadır. Failin yaptığı hareket sonucu, maddede belirtilen sonuçlardan biri meydana gelirse, yaralama suçunun oluşacağında tereddüt yoktur. Bu sonucu doğurmaya elverişli olan tüm hareketlerle kasten yaralama suçunun işlenmesi mümkündür Örneğin, bir kimseyi kolundan tutup sert bir şekilde çekerek acı çekmesine neden olan fail, kalıcı hiçbir fiziksel etki bırakmasa bile kasten yaralama suçu işlemiş olur. Hukuka aykırı bir eylemin yaralama suçu oluşturabilmesi için, eylemin mağdurun “vücuduna acı vermesi”, “sağlığını bozması” veya “algılama yeteneğini bozması” gerekir. Netice olarak üç halden herhangi biri gerçekleşmemişse, fiil, yaralama suçu olarak değerlendirilmeyecektir. Mağdurun Vücuduna Acı Verme Suretiyle Yaralama Vücuda acı verme, insan bedeninde herhangi bir düzeyde hissedilen acıyı ifade etmektedir. Örneğin, bir kimseyi tartaklayarak acı çekmesine neden olmak basit yaralama suçu oluşturur. Mağdurun Sağlığının Bozulması Suretiyle Yaralama Sağlığın bozulması, mağdurun ruhsal veya fiziksel sağlığının hukuka aykırı eylem neticesinde bozulmasını ifade eder. Sağlığın bozulması sürekli olabileceği gibi geçici bir durum da arz edebilir. Örneğin, failin eylemi neticesinde mağdurda fiziksel veya ruhsal bir hastalık meydana gelmesi, sağlığın bozulması suretiyle yaralama suçuna örnektir. Mağdurun Algılama Yeteneğinin Bozulması Suretiyle Yaralama Algılama yeteneğinin bozulması; fiil nedeniyle mağdurun ruhsal durumunun değişmesi, sağlıklı düşünme, anlama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin ortadan kalkması halinde meydana gelir. Uygulamada savcılıklar tarafından algılama yeteneğinin bozulması gerekçe gösterilerek ceza davası açılmamaktadır. Kasten Yaralama Suçu Hangi Hareketlerle İşlenir? Kasten yaralama suçu, serbest hareketli bir suç tipidir. Mağdura acı veren, sağlığını veya algılama yeteneğini bozan her türlü hareket kasten yaralama suçunu meydana getirir. Kasten yaralama suçu teşkil edebilecek hareketlere bazı örnekler şunlardır Bir kimseye tokat, tekme veya yumruk atmak, Bir kimseyi itekleyerek bir cisme çarpmasına yol açmak, Bir kimseye sopayla vurmak, Bir kimseyi bıçaklamak veya silahla vurmak. Bir kimseye tokat atmak kasten yaralama suçu oluşturur Sanığın katılana tokat atarak kasten basit yaralama suçunu işlediği katılan ve tanık beyanlarından anlaşılmakla sanığın mahkumiyeti yerine, beraatine kararı verilmesi hukuka aykırıdır Mağdur ile fiziksel temasa girmeksizin icra edilen bazı eylemler kasten yaralama suçuna teşebbüs olarak nitelenir Sanık, olay günü sevk ve idaresindeki araçla önceye dayalı husumeti bulunan A. ve kızı T’yi yolun karşısına geçmeye çalışırken görerek araçla hızlı bir şekilde çok yakınlarından geçmek suretiyle üzerine atılı yaralamaya teşebbüs suçunu işlemiştir Mağdurun iteklenmesi sonucu düşerek yaralanması kasten yaralama suçu olarak kabul edilir Sanığın iteklemesi sonucunda mağdurenin düşerek yaralanmasına neden olduğu anlaşılan olayda kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerekirken, suç vasfında hataya düşülerek sanığın eyleminin taksirle yaralama olarak değerlendirilerek mağdurenin şikayetten vazgeçmesi nedeniyle yazılı şekilde düşme kararı verilmesi hukuka aykırıdır Kasten Yaralama Suçu Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma Kasten yaralama suçu, ileride açıklayacağımız üzere basit ve nitelikli haller olmak üzere iki farklı şekilde işlenebilir. Suçun basit hallerinden biri olan “basit tıbbi müdahale ile BTM giderilebilecek” adam yaralama suçları şikayete tabidir. BTM ile giderilebilecek yaralama suçunda şikayet süresi 6 aydır. Mağdur 6 ay içinde şikayetçi olmazsa şikayet hakkı ortadan kalkar. BTM ile giderilebilir basit yaralama suçunda şikayetten vazgeçme, soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesine, kovuşturma aşamasında ceza davasının düşmesine yol açar. Suçun nitelikli halleri ve basit tıbbi müdahale BTM ile giderilemeyecek’ basit yaralama suçu, takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Suç şikayete tabi olmadığı için herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kasten yaralama suçunun nitelikli hallerinde şikayetten vazgeçme kamu davasını düşürmez. Örneğin, eşe karşı basit yaralama suçu işleyen kişi hakkında eşinin şikayetten vazgeçmesi, soruşturmanın sürdürülmesine ve kamu davası açılmışsa davanın yürütülerek failin cezalandırılmasına engel değildir. Savcılık, dava zamanaşımı süresi içinde her zaman resen soruşturma yapabilir. Suçun bu hallerine dair en az dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup şikayet hakkına sahip herkes bu süre içerisinde şikayetçi olup davaya müdahil’ sıfatıyla katılabilir. Basit kasten yaralama suçu TCK ve kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçu TCK taraflar arasında uzlaşma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir. A- Basit Kasten Yaralama Suçu ve Cezası TCK 1 Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 2 Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Ek cümle12/5/2022-7406/3 md. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz. 3 Kasten yaralama suçunun; a Üstsoya, altsoya, eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı, b Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, d Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e Silahla, f “Canavarca hisle” İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, f bendi bakımından ise bir kat artırılır. B- Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu ve Cezası TCK 1 Kasten yaralama fiili, mağdurun; a Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b Konuşmasında sürekli zorluğa, c Yüzünde sabit ize, d Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, e Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz. 2 Kasten yaralama fiili, mağdurun; a İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d Yüzünün sürekli değişikliğine, e Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz. 3 Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır. 4 Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan “onsekiz” yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Kasten Yaralama Suçunun İşlenme Biçimleri Basit Yaralama Suçunun Cezası - 1 Basit adam yaralama suçu, basit tıbbi müdahale BTM ile giderilebilecek yaralamalar ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek yaralamalar olarak ikiye ayrılır. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralamalar, kişinin vücuduna, sağlığına veya algılama yeteneğine zarar vermekle birlikte basit bir geleneksel veya tıbbi uygulama ile etkisi giderilebilecek yaralamalardır. Örneğin, bir kimseye tokat atmak, bir kimseye yumruk atarak küçük bir kanama meydana gelmesine neden olmak, vücudun herhangi bir yerini basitçe çizmek, vurmak suretiyle morartmak gibi fiiller basit tıbbi müdahale BTM ile giderilebilecek yaralamalardır. Bir yaralamanın BTM ile giderilebilecek bir yaralama olup olmadığı, adliyelerde bulunan Adli Tıp Şube Müdürlükleri tarafından bir rapor ile tespit edilir. BTM ile giderilebilecek kasten yaralama suçlarında sanığa 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası verilir TCK 86/2. Yani, sanığa ya hapis cezası veya adli para cezası verilebilir. İki ceza aynı anda verilemez. Hapis cezası verildiği takdirde, verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez. Basit tıbbi müdahale BTM ile giderilemeyecek basit adam yaralama suçu, mağdura karşı işlenen etkili eylemin sonuçlarının basit bir doktor müdahalesi ile giderilememesi, yani mağdurun tamamen iyileşememesi, yaralamanın sonuçlarının ortadan kalkması için belli bir sürecin gerekmesidir. BTM ile giderilemeyecek basit yaralama suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır TCK md. 86/1. Basit Yaralama Suçunda Cezayı Arttıran Nedenler - 2 1- Basit Kasten Yaralama Suçunun Silahla İşlenmesi Nedeniyle Arttırım Suçun silahla işlenmesi halinde, “silahla adam yaralama suçu” meydana gelir. Uygulamada bıçakla adam yaralama, silahla adam yaralama gibi deyimler bu tür adam yaralama suçu türü için kullanılır. Yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilebilecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası, 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası veya 1/2 oranında arttırılmış adli para cezasıdır. Yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilemeyecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıdır TCK md. 86/3-e. Hemen belirtelim ki; silahla adam yaralama suçunda, yaralamaya elverişli herhangi bir alet silah olarak kabul edilir. Örneğin, yazı yazmak için kullanılan kalem ile bir kişiye saldırılırsa bu kalem silah olarak kabul edilir. Çatal, kaşık, tabak gibi mutfak aletleri, masada bulunan küllük, vazo vs. gibi tüm eşyalar adam yaralama amacıyla kullanıldıkları takdirde silah olarak kabul edilir TCK 6/1-f. 2- Basit Kasten Yaralamada Cezayı Arttıran Diğer Haller TCK Basit kasten yaralama suçunun cezası, aşağıdaki hallerde arttırılır Mağdurun yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, Üstsoy, altsoy, eş ve kardeşe karşı işlenirse, Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenirse, Kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenirse, adam yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilebilecek türden ise basit adam yaralama suçunun cezası, 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası veya 1/2 oranında arttırılmış adli para cezasıdır. Yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilemeyecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıdır TCK md. 86/3-e. Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama suçunda, ceza yarı oranında arttırılır. Ayrıca hükmedilen hapis cezası ertelenemez. 7243 sayılı Kanun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu ve Cezası TCK 87 Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, mağdura karşı işlenen fiilin mağdurun vücudunda kalıcı etkiler bırakması halinde söz konusu olur. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış adam yaralama suçu, mağdurun vücudunda bıraktığı kalıcı etkilere göre iki grup halinde değerlendirilmektedir. Aşağıdaki hallerde, yani kasten yaralama suçu neticesinde; Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevi sürekli zayıflarsa, Mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa yol açacak bir durum meydana gelirse, Mağdurun yüzünde sabit iz oluşursa, Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum meydana gelirse, Hamile bir kadına karşı işlenip çocuğun vaktinden önce doğumuna neden olunursa Yukarıda 1 ve 2 nolu başlıkla anlattığımız şekilde belirlenen hapis cezası bir kat arttırılır. Ancak, 1. başlıkta anlattığımız şekillerde suçun işlenmesi halinde adam yaralama suçunun cezası 3 yıldan, 2. başlıkta anlattığımız şekillerde suçun işlenmesi halinde adam yaralama suçunun cezası 5 yıldan az olamaz TCK 87/1. Aşağıdaki hallerde de, yani kasten adam yaralama suçu neticesinde; Mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine neden olunursa, Mağdurun duyularından veya organlarından birinin sürekli işlevini yitirmesine neden olunursa, Mağdurun konuşma veya çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına neden olunursa, Mağdurun yüzünün sürekli değişikliğine neden olunmuşsa, Hamile bir kadına karşı işlenip çocuğun düşmesine neden olunmuşsa, Yukarıda 1. ve 2. başlıkta anlattığımız şekillerde belirlenen ceza, iki kat arttırılır. Ancak, birinci başlıkta açıkladığımız şekilde belirlenen ceza 5 yıldan, ikinci başlıkta açıkladığımız şekilde belirlenen ceza 8 yıldan az olamaz. Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçunda, ceza yarı oranında arttırılır. Ayrıca hükmedilen hapis cezası ertelenemez. 7243 sayılı Kanun Kasten Yaralama Suçunda Kemik Kırılması TCK 87/3 Kasten yaralama neticesinde kemik kırılması halinde, yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış şekli meydana gelir. Kasten yaralama neticesinde kemik kırığının vücudun neresinde meydana geldiğinin bir önemi yoktur. Kemik kırığında ceza, meydana gelen kırık ve çıkığın mağdurun hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre belirlenir. Adli Tıp Kurumu kırığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre yaralama neticesinde bedendeki kemik kırıklarını hafif 1, orta 2-3 ve ağır 4-5-6 şeklinde derecelendirmiştir. Kasten yaralama suçunda kemik kırığı veya çıkığı meydana gelmişse 1. ve 2. başlıkta açıkladığımız şekilde belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre 1/2 oranına kadar arttırılır. Yani, ceza arttırım oranı, kemik kırık veya çıkığının derecesine aüğırlığına göre 1/12, 1/6, 1/4, 1/3 veya 1/2 vb. oranlar olabilir. Diş, bilimsel açıdan kemik olmadığından kemik kırıklarına ilişkin nitelikli hal uygulanmaz. Diş kırıkları, kasten yaralama suçunun basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek basit hali ile TCK cezalandırılır. Dairemizin yerleşik içtihatlarında diş kırığının kemik kırığından sayılmadığı hususu nazara alınmadan müştekide oluşan sol alt 3 nolu dişte meydana gelen kırıktan dolayı sanığın cezasından TCK’nin 87/3. maddesine göre artırım yapılması bozma nedenidir. Kasten Yaralama Suçu Neticesinde Ölüm Meydana Gelmesi TCK 87/4 Kasten insan yaralama suçu neticesinde ölüm meydana gelmişse; işlenen suç, hukuki niteliği itibariyle kasten adam öldürme suçu değil, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu olarak kabul edilir. Ancak, failin kastının yaralamaya dönük olması, fiil neticesinde ölüm gerçekleşmesi gerekir. Failin kastı mağduru öldürmeye dönük ise, kasten yaralama suçu değil, kasten öldürme suçu meydana gelir. Ölüme yol açana kastem yaralama fiili, icrai veya ihmali bir fiil şeklinde sergilenebilir. Failin ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, yaralama fiili ile ölüm neticesi arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Ölümün hemen gerçekleşmeyip yaralama fiili meydana geldikten belli bir süre sonra gerçekleşmesi halinde de ölüm neticesi objektif olarak isnat edilebilir nitelikteyse fail kasten yaralama neticesinde ölüm sonucundan sorumlu olur. Kasten yaralama sonucu mağdurun ölmesine ilişkin TCK’nın 87. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması için; a- Failin yaralama kastı ile hareket etmesi, b- Mağdurun TCK’nın 86. maddesinin birinci maddesi kapsamında yaralanmış olması veya 86. maddenin birinci fıkrası kapsamındaki yaralama fiilinin üçüncü fıkra da ihlal edilmek suretiyle gerçekleştirilmesi, c- Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak şekilde mağdurun ölmesi, d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması, şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Kasten insan yaralama suçu neticesinde ölüm meydana gelmişse; suçun birinci başlıkta anlattığımız şekilde işlenmesi halinde faile verilecek ceza 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası, ikinci başlıkta anlattığımız şekilde işlenmesi halinde faile verilecek ceza 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasıdır TCK Kasten Yaralama Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesi TCK Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur. İhmal yapılması gerekenin yapılmamasıdır. Kasten yaralama suçunda, fail, her türlü yükümlülük ihmalinden sorumlu tutulamaz. Failin sorumlu tutulacağı yükümlülük ihmali icrai davranışa denk gelen yükümlülük ihmalidir. Kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi üç şekilde söz konusu olabilir Failin belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanundan kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması. Örneğin, anne baba çocuğunu korumak yükümlülüğü altındadır, kolu sobaya değen çocuğunu bilerek ihmal ederek tedavi etmeyen ve kolun kesilmesine neden olan anne ihmal suretiyle kasten yaralama suçu nedeniyle cezalandırılacaktır. Failin sözleşme nedeniyle icrai bir dvranışta bulunma yükümlülüğünün bulunması. Örneğin, yaşlı bir kimseye bakıcılık yapan kişinin bilerek ilaçları zamanında vermemesi nedeniyle rahatsızlanarak sağlığı bozulan yaşlı kişiye karşı kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenen şekli meydana gelmiştir. Failin daha önce icra ettiği davranışının zararlı neticelerini gidermemesi. Örneğin, bir arkadaşına şaka yaparak sandelyeyi altından çeken failin, künt bir cisme çarparak rahatsızlanan arkadaşını hastaneye ulaştırmak hususunda bilerek yardım etmemesi ve arkadaşının sağlığının bozulmasına neden olması halinde kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçuna vücut vermiş olur. Ruhsatsız Silahla Yaralamanın Cezası 6136 sayılı Kanun, ruhsatsız silah bulundurma veya taşımayı suç olarak düzenlemiştir. Bulundurma veya taşıma ruhsatı bulunmayan veya ruhsatını süresinde yenilemeyen kişiler, bu silahla yaralama suçu işledikleri takdirde hem kasten yaralama suçu hem de 6136 sayılı yasaya muhalefet suçu nedeniyle cezalandırılacaklardır. Ruhsatsız silah bulundurma veya taşıma suçunun cezası, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 30 günden 100 güne kadar adli para cezasıdır. Kasten Adam Yaralama Suçu ve Adam Öldürmeye Teşebbüs Suçu Arasındaki Farklar İşlenen fiil mağdurun hayatına son vermeyi amaçlamasına rağmen, mağdurun sadeceyaralanmasına neden olmuşsa kasten adam yaralama suçu değil, kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu oluşur. Örneğin, fail mağduru karın bölgesinden 4-5 bıçak darbesiyle yaralamış, mağdur hayati tehlike geçirmiş fakat ölmemişse adam öldürmeye teşebbüs suçu işlenmiş olur. Failin icra ettiği yaralama eyleminin adam öldürmeye teşebbüs suçu olup olmadığı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2008/184 sayılı kararına göre aşağıdaki kriterler dikkate alınarak değerlendirilir Suçu işleyen fail ile suçun mağduru arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı Mağdur ile fail arasında olay öncesine dayalı öldürmeyi gerektirir husumet varsa, bu durum fiilin adam öldürmeye teşebbüs suçu teşkil edebileceğine dair bir emaredir. Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı Adam yaralama suçu için kullanılan suç aletinin mahiyeti itibariyle adam öldürmeye elverişli olması, örneğin, bıçakla adam yaralama, silahla adam yaralama gibi haller, diğer koşullarda varsa suçun adam öldürmeye teşebbüs olarak nitelenmesine imkan verir. Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti Mağdura yönelik işlenen fiilin işlenme şekli de önemlidir. Örneğin, tek bıçak darbesiyle hafif bir bıçakla yaralama fiili, adam öldürmeye teşebbüs suçunun oluşumuna vücut vermez. Ancak, derin birkaç bıçak darbesi fiilin adam yaralama suçundan adam öldürmeye teşebbüs suçuna dönüşmesine neden olur. Darbelerin vurulduğu bölgenin hayati önem taşıyıp taşımadığı İnsan vücudunun hayati önem taşıyan bölgelerine vurulması adam öldürme kastıyla hareket edildiğini gösterir. Örneğin, silahla iç organların bulunduğu bölgelere ateş edilmesi fiilin adam öldürmeye teşebbüs suçu olarak nitelenmesine neden olur. Failin mağdura dönük fiiline kendiliğinden mi, yoksa kendisi dışındaki engel bir sebepten dolayı mı son verdiği Fail, fiili işlediği sırada mağdura daha fazla zarar verme imkanı varken başka bir engel olmadığı halde kendiliğinden fiiline son vermişse, o ana kadar mağdura yönelik darbeler de ciddi bir boyutta değilse, bu durum, failin adam yaralama kastıyla hareket ettiğine dair bir kriter olarak kabul edilir. Olay sonrası mağdura yönelik davranışları Fail olaydan sonra mağdura yardımcı olmuşsa, örneğin silahla yaralama neticesinde kan kaybeden mağduru hastaneye götürmüş veya ambulans çağırmışsa fiil adam öldürmeye teşebbüs suçu olarak değil, adam yaralama suçu olarak nitelenir. Kasten Adam Yaralama Suçunda Haksız Tahrik İndirimi Haksız tahrik, failin mağdurdan kaynaklanan bir fiilin meydana getirdiği elem, üzüntü veya öfkenin etkisiyle kasten adam yaralama suçu işlemesidir. Haksız tahrik altında adam yaralama suçu işlenmesi halinde faile verilecek cezada, haksız tahrikin derecesine göre 1/4 oranı ile 3/4 oranı arasında bir indirim uygulanır. Örneğin, adam yaralama suçu neticesinde 4 yıl ceza alabilecek bir sanık, suçu haksız tahrik altında işlemişse haksız tahrik indirimi neticesinde 1 yıl ceza alabileceği gibi 3 yıl ceza da alabilir. Haksız tahrikin derecesi, yani haksız tahrikin ağırlığı yapılacak indirimin oranını da belirler. Kasten Adam Yaralama Suçunda Meşru Müdafaa Savunma Meşru müdafaa savunma mağdurun faile veya failin yakınlarına veya failin malvarlığına dönük gerçekleştirdiği bir saldırıya karşı failin saldırı ile orantılı bir biçimde kendisini savunmak üzere failin cevap vermesidir. Kasten adam yaralama suçu meşru müdafaa halinde işlenirse faile ceza verilemez. Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Kasten yaralama suçunun basit halleri nedeniyle hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Kasten yaralama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hagb kararı verilmesi mümkündür. Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Kasten yaralama suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğunda hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür. Kasten Yaralama Suçunda Görevli Mahkeme Kasten yaralama suçunda genel olarak asliye ceza mahkemesi görevlidir. Kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden olan kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi halinde görevli mahkeme ağır ceza mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçu hakkında yapılan yargılama suçun işlendiği yer asliye ceza veya ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Kasten Yaralama Suçunda Maddi ve Manevi Tazminat Davası Kasten yaralama fiilinin mağduru, fiili işleyen, yardım eden veya azmettiren kişilere karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Maddi tazminat davası, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesi; manevi tazminat davası ise aynı işlem veya eylemler nedeniyle bireyin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türüdür. Kasten yaralama suçunda maddi zarar kişinin kasten yaralama eylemi neticesinde uğradığı her türlü maddi kayıptır. Maddi tazminat olarak talep edilebilecek maddi kayıplar ile kasten yaralama fiili arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Örneğin; kasten yaralamanın yol açtığı hastene giderlerleri; yani ilaç, ameliyat vb. giderler maddi tazminat kapsamında istenebilir. Kasten yaralama nedeniyle mağdurda maluliyet oluşmuşsa, mağdur maluliyeti ile orantılı bir maddi tazminat talep edebilir. mağdurun fiil nedeniyle belli bir süre çalışamması halinde, yani geçici iş göremezlik halinde de maddi tazminat istenebilir. Manevi tazminat ise somut durumun özellikleri, tarafların mali durumları, tarafların olaydaki kusurlarının ağırlığı kusur oranları, meydana gelen manevi zararın büyüklüğü Örneğin, ölüm, yaralanma veya sadece üzüntü duyulması, olay tarihi itibariyle paranın satın alma gücü dikkate alınarak hakim tarafından takdir edilir. Kasten yaralama sebebiyle ceza davası ceza mahkemelerinde görülmektedir. Tazminat davası ise, ayrı bir dava şeklinde görülmekte olup görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Kasten Yaralama Suçu Yargıtay Kararları Olası Kastla Kasten Yaralama Suçu Sanığın, yerleşim yeri içerisinde, azami hız sınırının saatte 50 km olduğu bölgede, Yasa’nın öngördüğü azami hızın çok üzerinde saatte yaklaşık 110 km süratle seyir hâlinde bulunması, yaya geçidinde karşıdan karşıya geçebilecek yayaların önüne çıkabileceğini öngördüğü hâlde, o sırada yeşil ışıkta yaya geçidini kullanarak yolun karşısına geçmekte olan mağdur çocuğa kendi yönündeki araçlara kırmızı ışık yanmasına karşın, kırmızı ışıkta geçmek suretiyle büyük bir hızla çarpmış olması, bilinçli taksirin özünü oluşturan ve bilinçli taksiri, olası kasttan ayıran en önemli ilke olan, öngörülen ve gerçekleşen neticenin istenmemesi ve sonucu engellemeye yönelik frene basma, hızını azaltma yönünde hiçbir çaba göstermemesi, bu şekilde öngördüğü muhtemel neticeyi engelleme çabasının ya da neticeyi göze almadığına dair bir davranışının bulunmaması, başka bir ifadeyle gerçekleşen muhtemel neticeye kayıtsız kalarak kabullenmesi, ayrıca somut olayın kanun koyucu tarafından olası kastın düzenlendiği madde gerekçesinde belirtilen örnek olaydaki gibi gerçekleştiğinin de anlaşılması karşısında sanığın eyleminin olası kastla yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir Yargıtay Ceza Genel Birden Fazla Nitelikli Halin Birleşmesinde Kasten Yaralanma Cezası Mağdur hakkında düzenlenen raporlara göre, mağdurun yaralanmasının hem yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, hem de vücudunda kemik kırılmasına neden olduğunun anlaşılması karşısında, 5237 Sayılı TCK’nin 61. maddesindeki ölçütler dikkate alınarak, aynı olayda yaralama suçunun birden fazla nitelikli halinin gerçekleşmesi sebebiyle 5237 Sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca tayin olunacak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2016/14907. Sarp gümrük kapısında gümrük muhafaza memuru olan sanığın, gümrük sırası nedeniyle meydana gelen tartışma sırasında mağdurları silahla kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralamasına ilişkin iddia ve kabul karşısında; TCK’nin 86/3 maddesinde yer alan nitelikli hallerin birden fazlasının TCK’nin 86/3-d-e aynı olayda birleşmesi durumunda; TCK’nin 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi gözetilerek TCK’nin 61. maddesindeki ölçütler gereğince TCK’nin 86/1. maddesindeki temel cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2020/3952. Ağır Kemik Kırığı Yaratacak Şekilde Kasten Yaralamanın Cezası Sanık hakkında mağdur … oğlu’ye yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçu hakkında kurulan hükmün incelenmesinde ise; Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın mağduru sopayla sol tempooksipital bölgede ödem, parçalı kırık ile yaşamsal tehlike oluşturacak, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve ağır 4 kemik kırığı oluşacak şekilde yaraladığı anlaşılan olayda, tarafların önceden birbirlerini tanımaması, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunmaması, sanığın engel bir durum olmamasına rağmen kendiliğinden eylemine son vermesi dikkate alındığında, ortaya çıkan kastının kasten yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla, yaranın niteliğiyle meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, 61. maddesindeki ölçütler gözetilerek üst sınıra yakın şekilde ceza tayiniyle hüküm kurulması yerine, yanılgılı değerlendirme ile öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar 2016/4449. Kasten Yaralama Suçunda Temel Cezanın Üst Sınıra Yakın Tayin Edilmesi Olay günü arkadaşı olan tanık S.’la tanımadığı bir kaç şahsın kavga ettiğini gören mağdur G.’in araya girerek tarafları ayırıp, olay yerinden yürüyerek uzaklaştığı, bu sırada peşinden gelen sanık M.’in döner bıçağını mağdur G.’e doğru salladığı, mağdur G.’in kendisini korumak için elini kaldırması üzerine döner bıçağının mağdurun sol el bileğine isabet ederek, ulnar arter, median ve ulnar sinir yaralanması, hemiamputasyon, ulna ve radius kemiklerde kırık meydana getirdiği, mağdurun yaşamsal tehlike geçirecek, kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını 4. derecede etkileyecek, sol üst ekstremitedeki fonksiyonel kısıtlılığın organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaraladığı olayda; Darbe sayısı, engel olmadığı halde eylemin sürdürülmemesi hususları dikkate alındığında, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında kasten yaralama suçundan hüküm kurulması ve temel cezayı düzenleyen 5237 Sayılı 86/1 maddesi uyarınca aynı Kanunun 61. maddesi gözetilerek üst sınıra yakın ceza tayin edilmesi gerekirken, yazılı şekilde suçun niteliğinde hataya düşülerek kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar 2015/1810. Kasten Yaralamada Temel Cezanın Alt Sınırdan Uzaklaşılarak Belirlenmesi Sanığın, mağduru batına nafiz kalın bağırsakta hasar ve retroperitonel hematoma neden olacak hayati tehlike oluşturacak tek bıçak darbesiyle yaraladığı, sanığın engel bir durum olmamasına rağmen kendiliğinden eylemine son vermesi hususları dikkate alındığında, ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu ve 3 ve 61. maddeleri uyarınca nitelikli kasten yaralama suçundan neticeye etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek, öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar 2015/1665. Sanıkların yaralama eyleminin, müştekinin organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ve yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olması karşısında; TCK’nin 86/1. maddesine göre temel hapis cezasının, aynı olayda iki nitelikli halin TCK 87/1-a ve 87/1-d maddelerinin birleşmesi nedeniyle sonuç cezaya etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerekirken yazılı şekilde cezanın belirlenmesi suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi, bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Silahla Kasten Yaralama Suçunda Meşru Müdafaa Savunma Sanığın aşamalardaki savunmasında olay günü katılanın şikayetçinin bıçakla babası M. Y.’a saldırması sebebiyle silahını çekerek katılanı uyardığını, katılanın üzerine hamle yapması sonucunda silahın ateş aldığını söylemesi; tarihli adli doktor raporuyla olay sebebiyle basit şekilde yaralandığı anlaşılan katılan M. Y., tanık E. A. ve S. Y.’ın da sanığın savunmasını doğrular mahiyette anlatımda bulunmaları ve mahkemece de sanığın üzerine atılı silahla kasten yaralama suçunu katılanın, sanığın babasına yönelik yaralamaya teşebbüs eylemi neticesinde gerçekleştirdiğinin kabulü karşısında, yargılama konusu olayda 5237 Sayılı 25. maddesinde düzenlenen meşru savunma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin gerekçeli kararda tartışılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2015/8943. Kasten Yaralama Suçunda Akıl Hastalığı ve Ceza Ehliyeti Raporu Sanığın suç tarihi itibariyle ve halen 5237 Sayılı 32. maddesi kapsamında akıl hastalığı bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinden veya tam teşekküllü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden ya da Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınacak sağlık kurulu raporuyla tespiti gerekirken; sanığın cezai ehliyeti olmadığına dair tek hekim tarafından düzenlenen rapor esas alınmak suretiyle eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırıdır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2015/8809. Silah Vasfındaki Sopayla Nitelikli Yaralama Suçunda Şikayetten Vazgeçme Sanığın mağduru sopa ile kasten yaraladığı, suçta kullanılan sopanın fiilen saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile doğurduğu sonuç itibariyle fiilen saldırıda kullanılmaya elverişli olması sebebiyle 5237 Sayılı TCK’nin 6. maddesinin 1/f-4 bendi 1/f-4 bendi kapsamına giren silah niteliğinde olduğu ve eylemin şikayete tabi olmadığı gözetilmeden “… darp eyleminde sopa kullanıldığına dair iddia ve şikayetçi beyanı dışında bir delil elde edilemediğinden ve faraza böyle bir sopa olayda kullanılmış ise söz konusu sopanın madde 6 anlamında silahtan sayılıp sayılmayacağı hususunda tereddüt hasıl olduğundan 86/3-e ağırlatıcı maddesinin uygulanmasına yer olmadığına …” şeklindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçeyle eylemin basit yaralama olarak kabulüyle şikayetten vazgeçme ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2014/29976. Kamu Görevlisini Basit Yaralama Suçu Şikayete Tabi Değildir Alkollü olan sanığın, hastane acil servisinde görevli doktordan istediği uzun süreli rapor talebinin kabul edilmemesi üzerine, mağdur doktora karşı gerçekleştirdiği hakaret ve yaralama eylemlerinin, 5237 Sayılı 125/3-a, 86/3-c maddelerine uyduğu ve aynı Kanunun 86/3. maddesinin son cümlesi ile 131/1. maddesine göre de bu suçların kovuşturulmasının şikayete bağlı olmadığı gözetilmeden, şikayetten vazgeçme sebebiyle düşme kararları verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar 2015/2275. Öğretmenin Öğrencisini Yaralaması Şikayete Tabi Değildir Öğretmen olan sanığın, öğrencisi durumundaki müşteki Adem’i yaralaması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 86/3-d maddesi kapsamındaki kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle basit kasten yaralama suçunu oluşturduğu ve şikayete tabi olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde şikayetten vazgeçme nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2013/30815. Kardeşine Karşı Basit Kasten Yaralama Suçu Sanığın kardeşi olan mağdura aynı zaman dilimi içerisinde önce tokatla vurup, devamında eline aldığı cam parçası ile üzerine doğru yürüdüğü olayda; eyleminin ayrıca kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturmayacağı sadece tamamlanan basit yaralama suçunu oluşturacağı nazara alınarak buna göre ceza tayini gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2013/27967. Eşe Karşı Kasten Yaralama Suçu Sanık hakkında, eşini kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, 5237 sayılı TCK. 50/1-f maddesine istinaden kamuya yararlı işte çalışma seçenek yaptırımına çevrilmesi suretiyle TCK. 58/1. maddesinde belirtilen tekerrür hükümlerinin uygulanma imkanının ortadan kaldırılması ve yine sanığın eşi olan mağdura karşı kasten yaralama eylemini silahtan sayılan kemer ile gerçekleştirdiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK. 86/2. maddesine göre belirlenen temel cezanın, aynı olayda iki nitelikli halin TCK. 86/3-a ve 86/3-e maddelerinin birleşmesi nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır Yargıtay Dairesi-Karar 2019/13946. 5237 sayılı 232/2. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçunun, yaralama, tehdit, sövme gibi kanunun başka maddelerinde açıkça düzenlenmiş suçlar dışında kalan, çıplak gezdirme, aç bırakma, sürekli alay etme, korkutma gibi merhamet ve şefkatle bağdaşmayan eylemleri kapsadığı, sanığın resmî nikahlı eşi olan mağdureyi basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralaması eyleminin, 5237 sayılı 86/2, 3-a maddesine uygun eşe karşı kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek kötü muamele suçundan aynı Kanunun 232/1. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması, bozma nedenidir Yargıtay 4. Ceza Dairesi - Karar 2013/3681. Eşe Karşı Kasten Yaralama Suçunda Şikayetten Vazgeçme Müştekinin soruşturma aşamasında alınan ilk beyanı, bu beyanı ile uyumlu doktor raporu karşısında, sanığın üzerine atılı eşe karşı kasten yaralama suçunu işlediği sabit olduğu halde, müştekinin eşi olan sanığı, suçtan kurtarmaya yönelik ve hayatın olağan akışına ters düşen beyanlarına itibar edilerek yazılı şekilde sanık hakkında mahkumiyet yerine, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2019/1661. Kasten Yaralamaya Teşebbüs Sanığın mağdura taş ve odun fırlattığı ancak isabet ettiremediği nedenle eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığının tüm dosya kapsamından sabit olup, iddia ve kabul edilmesine rağmen, gerekçe ile hükümde çelişkiye neden olmak suretiyle tamamlanmış silahla basit kasten yaralama suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Kasten Yaralama Neticesinde Ölüm Meydana Gelmesi Sanığın, olay günü tartıştığı ağabeyini itmesi, yere düşürüp boğuşması ile meydana gelen ölüm arasında nedensellik bağının bulunduğunda ve sanığın öleni eliyle iteklemesi eyleminin 86/2. maddesi kapsamında kalan kasten yaralama olduğunda kuşku bulunmadığından sanığın eylemini 87/4. maddesi kapsamında değerlendirme imkanı yoktur. Olayda sanık, kalp hastası olduğunu bildiği kardeşi maktul ile dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak, kavgaya tutuşmuş, bu kavganın yaratacağı efor ve stresin maktulün kalp krizi geçirmesine, hatta ölümüne neden olabileceğini öngörmüş, ancak neticeyi yani maktulün ölümünü arzulamamıştır; kastı da, kasten yaralamaya dair olup meydana gelen ağır sonuç olan “ölüme” yönelik değildir. O halde sanığın meydana gelen ağır netice olan ölümden bilinçli taksirle sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamakta, bu nedenle, yerel mahkeme hükmünün, Özel Dairece sanığın eyleminin kasten basit yaralama suçunu oluşturduğundan bahisle bozulmasına karar verilmesi isabetli değildir Yargıtay CGK - Karar 2016/39. Kasten Yaralama Sonucu Ölüm ile Kasten Öldürme Arasındaki Fark Sanığın bekar olduğu ve uzun süreden beri 96 yaşında yatalak durumda bakıma muhtaç annesi maktule ile birlikte yaşadıkları, maktulenin bakımını sanığın üstlenmiş olduğu, annesini öldürmesini gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı, savunmasına göre olay günü kıskançlık sebebiyle ve alkollü olmasının verdiği etki ile maktulenin kafa bölgesine tokat ve yumrukla vurması sonucunda künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu maktulenin öldüğü ve meydana gelen yaralanma ile ölüm sonucu arasında illiyet bağının bulunduğu anlaşılan olayda; Sanığın öldürme kastının şüpheli kaldığı ve kastının yaralamaya yönelik olduğu anlaşıldığından, kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak suçundan 5237 Sayılı 87/4. maddesi 2. cümlesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan annesini kasten öldürme suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar 2017/3381. Kemik Kırığı ve Yüzde Sabit İz Halinde Temel Cezanın Belirlenmesi Sanığın eylemi ile mağdurun hem kemik kırığına hem de yüzde sabit ize neden olacak şekilde yaralanması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca belirlenecek temel cezanın TCK’nin 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-c-son maddeleri uyarınca belirlenen ceza miktarı temel ceza kabul edilip, bu ceza miktarından uzaklaşılarak hüküm kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay Dairesi - Karar 2017/1899. Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralamada TCK 87/1 Ceza Nasıl Hesaplanır? Mağduru silahtan sayılan bıçakla yaşamı tehlikeye girecek şekilde yaralayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/1 maddesi uyarınca temel ceza belirlenip 86/3-e, maddesi gereğince artırılması, ardından TCK’nin 87/1-d maddesi uyarınca bir kat artırıma tabi tutulması, artırım sonucu bulunacak cezanın 5 yılın altında kalması halinde TCK’nin 87/1-son maddesi uyarınca 5 yıla çıkarılması ve bu miktar üzerinden indirimlerin yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması hukuka aykırıdır Yargıtay Dairesi - Karar 2017/2064 Silahla Kasten Yaralama Suçunda Cezanın Belirlenmesi Sanığın mağdurlar ve Fatih’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının incelenmesinde, Oluşa ve dosya kapsamına göre, sanığın, kayınvalidesi olan mağduru 5 bıçak darbesiyle ve bacanağı olan mağduru 4 bıçak darbesiyle hayati tehlikeye neden olmayacak, basit tibbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaraladığı, aralarında köklü bir husumet bulunmaması, yaralanmaların niteliği, oluşan zarar ve tehlikenin boyutu gözetildiğinde, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu hususunun şüpheli kaldığının anlaşılması karşısında, sanığın mağdurlara yönelik eyleminin “Kasten Silahla Yaralama” suçu kapsamında bulunduğu ve 5237 Sayılı TCK’nun 61. maddesindeki kıstaslara göre teşdiden ceza tayini gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüsten hükümler kurulması hukuka aykırıdır Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar 2017/3288. Nitelikli Yaralama Suçuna İştirak Sanık …’ın kollukta alınan savunmasında, babası …’in kardeşi …’e tacizde bulunduğundan bahisle katılan …’i çağırdıkları yere, babası, kardeşi … ve kendisinin gittiklerini, kendisi ile kardeşinin katılanı dövmeye başladıklarını, elinde keser sapı olmasına rağmen kendisinin eliyle katılan …’e vurduğunu, ancak kardeşinin keser sapı ile katılana vurduğunu beyan etmesi karşısında, sanığın 5237 sayılı TCK’nin 37. maddesi kapsamında iştirak iradesi ile katılanı darp ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın TCK’nin 86/1. maddesi uyarınca verilen temel cezasında TCK’nin 86/3-e maddesi uyarınca artırım yapılmaması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2018/708. Adli Tıp Şube Raporları Arasındaki Çelişki Giderilmeden Hüküm Kurulamaz Mağdur hakkında düzenlenen Kars Adli Tıp Şube Müdürlüğünün tarihli raporunda Şahsın yaşamını tehlikeye soktuğu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırıldığında; şahısta saptanan kırığın, hayat fonksiyonlarını AĞIR 4 derecede etkileyecek nitelikte olduğu’’, Kars Adli Tıp Şube Müdürlüğünün tarihli raporunda ise Şahsın yaşamını tehlikeye sokmadığı, yüzünde sabit iz niteliğinde olduğu, vücuttaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırıldığında; şahısta saptanan kırığın, hayat fonksiyonlarını ORTA 2 derecede etkileyecek nitelikte olduğu, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olmadığı’’ ibareleri bulunması karşısında, söz konusu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için mağdurun tüm tedavi evrakları ve grafileri ile birlikte dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kuruluna gönderilerek rapor aldırılmadan, rapor sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Dairesi - Karar 2018/217. Diş Kırığı, Kemik Kırığı Değildir Müşteki …da oluşan diş kırıklarının, kemik kırığı sayılamayacağı gözetilmeden, sanıklara 86/1. maddesi gereğince tayin olunan temel cezaların, kemik kırıldığından bahisle 87/3. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırılması suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2016/14136. Sanığın yaralama eylemi ile katılan …in ayrıca dişlerinde kırığa neden olması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 61. maddesi uyarınca netice cezayı etkileyecek şekilde temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2017/429. Adli Tıp Kurumu uygulamalarında diş kırığına neden olan yaralanmanın basit tıbbi tedavi ile giderilemeyeceğinin kabul edilmesine göre Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Adli Tabibliği tarafından mağdur K.. Ç..’un yaralanması hususunda düzenlenen 20/10/2006 tarihli raporda “ön solda üst dişte hafif kırık ve diğer ön dişlerde sallanma mevcut olduğu ve yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin” belirtilmesi karşısında mağdurun olay nedeniyle yaralanması ve tedavisine ilişkin tüm tıbbi evrakın gönderilerek Adli Tıp Kurumundan, yaralanmasının niteliğine dair rapor aldırılmadan eksik kovuşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Adli Tıp uygulamalarına göre diş kırılmasının, kemik kırığı niteliğinde kabul edilmediği gözetilmeden sanıklar hakkında mağdur K.. Ç..’a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükümde TCK’nin 87/3. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2015/4787. Hafif Kemik Kırığında Ceza Arttırım Oranı Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının çıkıkların hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif 1 ila ağır 6 derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla 1/2 oranında artırılması öngörülmüş olması karşısında, mağdurun adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif 1. derece olduğunun belirtildiği ve 3. maddesine göre orantılılık ilkesine uygun bir şekilde 1/9 oranında arttırım yapılması usul ve yasaya uygun olduğundan, tebliğnamenin bu yöndeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir Yargıtay Dairesi - Karar 2018/197. Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif 1 ile ağır 6 derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla 1/2 oranında artırılması öngörülmüş olması karşısında, mağdurun vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta 2. derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK’nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak 1/3 oranında artırım yapılması suretiyle sanıklara fazla ceza verilmesi, bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar No 2019/6874. 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesindeki, kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, TCK’nin 86/1. maddesine göre belirlenen cezanın, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre yarısına kadar artırılacağına dair düzenleme karşısında, mağdurdaki kırığın hayat fonksiyonlarına etkisi hafif 1 derece olarak belirlendiği halde, TCK’nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanık hakkında TCK’nin 86/1, 86/3-e maddelerine göre belirlenen cezada 1/4 oranında artırım yapılmak suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar No 2019/7394. Müştekinin kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta 2. derecede etkileyecek nitelikte olduğunun kabul edilmesine göre, 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre cezanın yarısına kadar artırılabileceğinin öngörülmesi, adli tıp kriterlerinde de kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını etkileme derecelerinin hafif 1. derece, orta 2. ve 3. derece ve ağır 4., 5. ve 6. derece olarak sınıflandırılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesi uyarınca kırığın hayat fonksiyonlarına etkisi dikkate alınarak makul oranda bir artırım yapılması gerekirken, 5237 sayılı TCK’nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesini ihlal edecek şekilde 1/3 oranında artırım yapılmak suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayini bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar No2019/7364. Kemik kırığına neden olan yaralama eyleminde 5237 sayılı TCK’nin 86/1. maddesine göre belirlenen temel cezanın, TCK’nin 87/3. maddesine göre kemik kırığının hayati fonksiyonlara etkisi nazara alınarak temel cezanın yarısına kadar artırılabileceğine dair düzenleme karşısında, meydana gelen kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin orta 3 derece olduğu anlaşılmakla, temel cezanın TCK’nin 87/3. maddesine göre ¼ oranında artırılması orantılı kabul edildiğinden tebliğnamede yer verilen eleştiri görüşüne iştirak edilmemiştir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar No 2019/7173. Orta Dereceli Kemik Kırığında Fazla Ceza Tayini TCK’nın 87. maddesinde ise neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama fiilleri yaptırıma bağlanmış olup kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması hâlinde maddenin 3. fıkrası uyarınca uygulama yapılacaktır. Maddenin üçüncü fıkrası uyarınca artırım oranı tespit edilirken öncelikle vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olan yaralanmadan dolayı kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarına etkisi tıbbi bir raporla belirlenmelidir. Örneğin burunda meydana gelen lineer kırık ile femur kemiğinde meydana gelen açık parçalı kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin aynı olamayacağının açık olmasına karşın, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konu olan bu hususun hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi de mümkün olmadığından, bu kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisinin bilimsel verilere dayanan ve kemik kırıklarını hafif 1, orta 2-3 ve ağır 4-5-6 olarak sınıflandıran istikrar kazanmış adli tıp uygulamaları doğrultusunda düzenlenecek tıbbi bir raporla tespit edilmesi gerekmektedir. Yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması hâlinde TCK’nın 87. maddesinin 3. fıkrası uyarınca artırım oranı belirlenirken aldırılan tıbbi rapor doğrultusunda kırık veya çıkığın mağdurun hayat fonksiyonlarına etkisi dikkate alınarak artırım oranı tespit edilecek, ancak bu artırım oranı Kanun’daki düzenlemeye göre en fazla yarı oranında belirlenebilecektir. Öte yandan; 5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” hükmü getirilmiş bu düzenleme ile işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması, böylelikle suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak yaptırımın haklı ve ölçülü olması gerektiği de göz önünde bulundurulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Sanık …ın İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Osmanağa Mahallesinde bulunan…..isimli iş yerinin sahibi olduğu, olay gecesi katılan … ile arkadaşları….., ……ve katılanın kardeşi…..’nın sanığın işlettiği bara eğlenmeye gittikleri, katılan ve yanındakilerin aldıkları alkolün tesiri ile istek şarkı çaldırma nedeniyle bar çalışanlarıyla tartışmaya başladıkları, tartışmanın kavgaya dönüşmesi ile kavgaya dâhil olan sanığın sopa ile katılanın sol koluna vurarak hayat fonksiyonlarını orta 2 derecede etkileyecek ve sol olecranon parçalı kırığına neden olacak şekilde katılanı yaraladığı anlaşılan olayda; bilimsel verilere dayanan ve kemik kırıklarını hafif 1, orta 2-3 ve ağır 4-5-6 olarak sınıflandıran istikrar kazanmış adli tıp uygulamaları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Kadıköy Şube Müdürlüğünce düzenlenen tarihli raporda katılanın kolundaki sol olecranon parçalı kırığının hayat fonksiyonlarını orta 2 derecede etkileyecek nitelikte olduğu yönündeki rapor içeriğine karşın, kemik kırığı doğuran yaralanmalarda kırığın derecesine göre sanığın cezasında yarı oranına kadar artırım öngören TCK’nın 87/3. maddesi gereğince uygulama yapılırken kırığın yaşamsal fonksiyonlara etkisi ile orantılı olarak makul bir oranda artırım yapılması yerine Yerel Mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 3. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesini de ihlal edecek şekilde artırım oranının 1/3 olarak fazla tespitinde isabet bulunmamaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu - Karar No 2019/61. Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif 1 ila ağır 6 derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK’nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla 1/2 oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, katılanın adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta 2. derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK’nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasında 1/3 oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini, bozma nedenidir Yargıtay Kapatılan 3. Ceza Dairesi - Karar2020/20173. Orta Dereceli Kemik Kırığıyla Kasten Yaralamanın Cezası TCK’nın 86. maddesinin birinci fıkrasında kasten yaralamanın temel şekli düzenlenmiş olup anılan fıkra uyarınca, kasten başkasını yaralayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Kasten yaralamanın, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde ise fail maddenin ikinci fıkrası ile cezalandırılacaktır. Maddenin üçüncü fıkrasında ise beş bent hâlinde kasten yaralama suçunun daha çok cezayı gerektiren nitelikli hâllerine yer verilmiş olup fıkradaki bu bentlerden biri veya birkaçının gerçekleşmesi hâlinde yaralanmanın niteliğine göre fail hakkında birinci veya ikinci fıkralar uyarınca hükmedilen ceza yarı oranında artırılacaktır. TCK’nın 87. maddesinde ise neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama fiilleri yaptırıma bağlanmıştır. Maddenin üçüncü fıkrasında kemik kırılması hâlinde yapılacak artırım oranı tespit edilirken öncelikle yaralanmanın vücutta kırık veya çıkık meydana getirip getirmediği, getirmiş ise bu kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarına etkisi belirlenmelidir. Burunda meydana gelen lineer kırık ile femur kemiğinde meydana gelen açık parçalı kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin aynı olamayacağının açık olmasına karşın, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konu olan bu hususun hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi de mümkün olmadığından, böyle bir değerlendirme ancak bilimsel verilere dayanan ve kemik kırıklarını hafif 1, orta 2-3 ve ağır 4-5-6 olarak sınıflandıran istikrar kazanmış adli tıp uygulamaları doğrultusunda düzenlenebilecek tıbbi bir raporla yapılabilecektir. Yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması hâlinde TCK’nın 87. maddesinin 3. fıkrası uyarınca artırım oranı belirlenirken aldırılan tıbbi rapor doğrultusunda kırık veya çıkığın mağdurun hayat fonksiyonlarına etkisine göre artırım oranı tespit edilecek, ancak bu artırım oranı Kanun’daki düzenlemeye göre en fazla ½ oranında belirlenebilecektir. Öte yandan; 5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında; “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” hükmü getirilmiş, bu düzenleme ile işlenen fiil ile hükmolunan ceza ve güvenlik tedbirleri arasında “orantı” bulunması, böylelikle suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak yaptırımın haklı ve ölçülü olması gerektiği de göz önünde bulundurulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; …kavga neticesinde mağdurlar … ile …’ın el parmaklarında hayat fonksiyonlarına etkisi orta 2 derece olan kemik kırıkları meydana geldiği olayda; TCK’nın 87. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kemik kırığının hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre cezanın yarısına kadar artırılabilmesi, adli tıp kriterlerine göre de kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını etkileme derecelerinin hafif 1, orta 2- 3 ve ağır 4-5-6. derece olarak sınıflandırılması ve mağdurlardaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta 2 derecede etkileyecek ölçüde olması karşısında; en ağır derecedeki kemik kırığı nedeniyle cezanın yarısına 6/12’sine kadar artırılabileceği göz önüne alındığında, orta 2 derecedeki kemik kırığı nedeniyle yapılan 1/4 3/12 oranındaki artırımın makul olduğu ve TCK’nın 3. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesinin ihlal edilmediği kabul edilmelidir. YCGK - Karar 2020/146. Yaralamada Ölüm Neticesine Failin Engel Olması Oluşa ve dosya kapsamına göre, olay gecesi mağdurun birlikte alkol aldığı sanığa cinsel saldırıya kalkışması üzerine, sanığın eline geçirdiği taşla mağdura müteaddit kez vurmak suretiyle kafa ve yüz kemiklerinde çok sayıda kırığa, epidural kanamaya, pnömosefaliye ve sol göz kaybına neden olacak şekilde yaraladıktan sonra olay yerinden ayrıldığı, sabah işe gittiğinde olayı yanında çalıştığı tanığa anlatması üzerine, birlikte kolluğa müracaat ettikleri, kolluk ile birlikte mağdurun yanına gelip hastaneye kaldırılmasını sağladıkları olayda, sanığın kendi çabası ile ölüm neticesinin gerçekleşmesini ve suçun tamamlanmasını önlediği gözetilerek hakkında TCK’nun 36. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümleri uygulanıp, meydana gelen neticeye göre kasten yaralama suçundan, üst sınıra yakın bir ceza verilmek suretiyle cezalandırılması yerine, yazılı şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir Yargıtay Dairesi - Karar 2014/5757. Kasten Yaralama Suçunda Yetersiz Adli Tıp Raporuna İtiraz Mağdur … …’in yaralanmasına ilişkin, Şanlıurfa Balıklıgöl Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen tarihli raporda “sağ ayak bileğinde hassasiyet, hastanın ayağı kısa bacak atele alınarak ortopedi poliklinik önerilip taburcu edildi, basit tıbbi müdahale ile iyileşebilir, durumu bildirir geçici rapordur” ibaresinin bulunduğu, anılan raporun emsallerine göre yeterli açıklama ve detay içermediği, Adli Tıp kriterlerine uygun olmayıp hüküm kurmak için yetersiz olduğu gözetilmeden, mağdurun yaralanmasına ilişkin tüm tıbbi evrakların en yakın Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle özellikle mağdurun yaralanmasının kemik kırığına neden olup olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususlarını da içeren, 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, bozmayı gerektirmiştir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2020/3953. Basit Kasten Yaralama Suçu Neticesinde Ölüm Meydana Gelmesi Kavga sırasında sanık … ile Rüstem’in olay tarihinde 39 yaşında bulunan ve İbni Sina Hastanesi Endokrinoloji Bölümü Başkanı olan katılanı alüminyum paspas sopası ile vurarak darbettikleri, katılanın kendisini savunmak için karşılık verdiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun tarihli raporuna göre, katılanın vücudunda herhangi bir travmatik lezyon bulunmadığı, ancak meydana gelen kavgadan kaynaklı efor ve stresin katılanın kendisinde bulunan kalp-damar hastalığını aktive ederek katılanın kalp krizi geçirmesine neden olduğu, meydana gelen olay ile katılanda saptanan kalp krizi arasında illiyet bağı bulunduğu ve katılanın yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaralandığı olayda; Sanığın katılanı vücudunda lezyon oluşturmayacak şekilde paspas sopasıyla darbetmesi sonucu meydana gelen yaralanmanın TCK’nın 86. maddesinin birinci fıkrası veya birinci fıkra ile birlikte üçüncü fıkra kapsamına giren bir yaralanma niteliğinde olmayıp, TCK’nın 86. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında kalan bir yaralanma olması nedeniyle sanığın eyleminin TCK’nın 87. maddesinin birinci fıkrasının d bendinde düzenlenen yaşamsal tehlikeye neden olacak şekilde kasten yaralama suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği, yine sanığın kastettiğinden daha ağır ve başka bir netice olan katılanın kalp krizi geçirerek yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanması suçunun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşeceğini öngörmesine rağmen fiili işlediği, diğer bir deyişle nitelikli yaralama suçunun unsurlarının meydana gelmesini kabullenerek eylemine devam ettiğine ilişkin herhangi bir tespitin de yapılamaması karşısında sanığın katılanı olası kastla TCK’nun 87. maddesinin birinci fıkrasının d bendinde düzenlenen nitelikli şekilde yaraladığından da söz edilemeyeceği, diğer tarafta ceza muhakemesinin amacının meydana gelen somut olayla ilgili maddi gerçeğe ulaşmak ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde olayın delillerle ispat edilmesini sağlamak olduğu, bu ispatın da hiçbir kuşku ve başka türlü oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olması gerekliliği göz önüne alındığında, katılanı olaydan önce tanımayan ve olay tarihinde 39 yaşında bulunan katılanın kalp-damar rahatsızlığı olduğuna ilişkin bilgi sahibi olduğu yönünde dosyaya yansıyan herhangi bir beyanı bulunmayan sanığın bilinçli taksirle hareket ettiğinden de bahsedilemeyeceği, Bu cihetle, sanığın paspas sopası ile katılana vurma şeklinde tek fiil ile işlediği eyleminin; a TCK’nın 86. maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının c ve e bentleri kapsamındaki kasten yaralama suçunu, b Paspas sopasıyla darbetme şeklindeki bir fiilin kalp krizi doğurmaya elverişli bir hareket olması, yaralama fiilinin taksirle de işlenebilen bir suç olması, sanığın olay tarihinde tartıştığı katılanı darbetmesi şeklindeki hareketinin iradi bir hareket olması, kalp krizi sonucu yaşamsal tehlikeye neden olacak nitelikteki yaralama neticesini istediğine dair bir tespitin yapılamaması ve hareketiyle katılanın kalp krizi geçirmesi sonucu arasında nedensellik bağının bulunması hususları ile Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğrencisi olan ve olay tarihi itibarıyla 23 yaşındaki sanığın yaşam tecrübesi ve eğitim düzeyi gözetilip ortak tecrübeler de dikkate alındığında, 39 yaşındaki bir kişinin paspas sopası ile darbedilmesi neticesinde kalp krizi sonucunun meydana gelebileceğinin öngörülebilir olduğu, sanığın ise öngörülebilir neticeyi öngörememesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 89. maddesinin ikinci fıkrasının e bendi kapsamındaki taksirle bir kişinin yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına neden olma suçunu oluşturduğu, Bu durumda, sanığın paspas sopası ile katılanı yaralama şeklindeki tek olan fiilinin hem TCK’nın 86/2, 86/3-c-e maddelerinde düzenlenen ve 6 aydan 1 yıl 6 aya kadar hapis veya adli para cezası gerektiren kamu görevlisini silahla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralama suçunu hem de aynı Kanun’un 89. maddesinin ikinci fıkrasının e bendinde düzenlenen ve 4 ay 15 günden 1 yıl 6 aya kadar hapis veya adli para cezası gerektiren taksirle nitelikli yaralama suçlarını oluşturması ve kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle silahla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde kasten yaralama suçu için öngörülen cezanın, sonucu bakımından ağır olan taksirle nitelikli yaralama suçu için öngörülen cezadan daha fazla olması karşısında; TCK’nın 44. maddesindeki farklı neviden fikri içtima hükmü de gözetilerek en ağır cezayı gerektiren TCK’nın 86/2, 86/3-c-e maddeleri kapsamındaki kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2 maddesi uyarınca belirlenecek olan temel cezanın, aynı Kanunun 86. maddesinin üçüncü fıkrasının c ve e bentleri uyarınca yarı oranında artırılarak sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği kabul edilmelidir Yargıtay CGK - Karar 2019/207. Kasten Yaralama ile Kasten Öldürmeye Teşebbüs Arasındaki Farklar Aralarında önceye dayalı öldürmeyi gerektirecek husumetleri olmayan ve çıkan tartışma sebebiyle gece geç saatlerde aniden gelişen ve hedef seçme olanağı bulunmayan kavganın hareketli ortamında, ele geçmeyen kesici aletlerle mağdurları yaralayan sanıkların eyleminde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile 1. Ceza Dairesinin süreklilik kazanmış uygulamalarıyla hayati tehlike yaratan isabetlerin bir adetle sınırlı kalması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların öldürme kastıyla hareket ettikleri kuşkulu kalmaktadır. Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan in dubio pro reo’ yani kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, sanıklar N. ve S.’nin, mağdurlar D. ve T.’yi öldürme kastlarıyla hareket ettiklerini gösteren kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığından, eylemlerinin kasten yaralama olarak kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Yerel Mahkemece kanıtların hatalı değerlendirilmesi ve dosya kapsamına uymayan gerekçeler ve kabulle, sanıkların eylemlerinin öldürmeye kalkışma olarak nitelendirilmesi suretiyle direnme kararı verilmesi ve hüküm kurulması isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. YCGK-2011/150 Karar. Oluşa ve dosya kapsamına göre; olay günü sinemadan çıkan sanığın, mağdurlar ile ters bakışma nedeniyle tartıştığı, tartışma sırasında sanığın, kavga ortamında rastgele savurduğu bıçakla mağdur G’yi biri toraksa nafiz olup, sağ meme başında, sol ön kolda, omuzda, sağ koltuk altında, sağ glutea bölgelerine toplam yedi kez vurarak pnömotoraksa ve yaşamsal tehlike geçirmesine sebebiyet verdiği, sanığın, eylemine devam etmeden olay yerinden kaçtığı olayda; sanığın engel hal bulunmaksızın eylemine kendiliğinden son vermesi, yaşamsal tehlikeye yol açan yaranın tek oluşu, diğer yaraların basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir oluşu, sanık ve mağdur arasında öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunmaması, öldürme kastını gösterir hetürlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt bulunmamış olması karşısında; sanığın yaralama kastı ile hareket ettiğinin kabulü ile TCK 86/3-e, 87/1-d, 29, 62, 53 uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Yargıtay …’nin, sanığın üzerinde bulunan mağduru tutup kaldırma biçiminde gerçekleşen müdahalesinin “engel neden” sayılamayacağı, mağdurla arasında ciddi bir husumet tespit edilemeyen sanığın tek bıçak darbesini vurduktan sonra, eylemini sürdürmek istediğini gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı ve olayda o sırada edinilen kesici kısmı 10 cm uzunluğundaki bıçağın kullanılmış olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; itiş-kakış ortamında mağdurun sol göğüs bölgesine vurularak hayati tehlike geçirecek düzeyde yaralanmasına yol açan bir bıçak darbesi tek başına öldürme kastının bulunduğunu göstermeyeceğinden, yaralama kastıyla hareket edildiğinin kabulünde zorunluluk vardır. 2009/82 Karar. Katılanın sanığın kardeşinin eşi olduğu, olay tarihinde ahıra eşya koyma meselesi yüzünden tartıştıkları, katılanın hakaret ederek üzerine yürümesi nedeniyle yaşanan boğuşma esnasında sanığın, hareketli ortamda bıçakla katılanın sol batın, baş, sol omuz, sol kol ve boyun bölgesine toplam 5 darbe vurduğu, batına nafiz bir adet yaralanmanın herhangi bir iç organ veya damar yaralanması meydana getirmeksizin hayati tehlikeye neden olduğu, diğer yaraların ise yumuşuk doku seyirli olup basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu, katılanın 100-150 metre kaçtıktan sonra düşüp bayıldığı, katılanın peşinden koşmayan sanığın olay yerinden kaçtığı şeklinde gerçekleşen olayda, sanıkla katılan arasında öldürmeyi gerektirir herhangi bir husumetin bulunmaması, suçta kullanılan bıçak öldürme eylemini gerçekleştirmeye elverişli olduğu halde, sanığın beş darbesinden yalnızca bir tanesinin iç organ ve damar harabiyeti meydana getirmeksizin hayati tehlikeye yol açıp, diğerlerinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olması, sanığın yaralı halde kaçan katılanı yakalayıp eylemine devam etme imkanı varken devam etmemiş bulunması hususları birlikte göz önüne alındığında, sanığın eyleminin kasten yaralama olarak kabulü gerekmektedir. 2013/627 Karar. Kasten Yaralama ve Silahla Tehdit Suçu Sanığın aralarında çıkan tartışma esnasında müştekiyi eliyle göğsüne vurup ittirerek yaraladığı ve kavganın devamında eline aldığı av tüfeği ile müştekinin bulunduğu tarafa doğru 4 el ateş ettiği olayda, sanığın eylemlerinin tamamlanmış tek bir basit yaralama suçunun yanı sıra silahla tehdit suçunu da oluşturacağı ve sanık hakkında ayrıca silahla tehdit suçundan usulüne uygun şekilde kamu davası açılması sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, bozma nedenidir Yargıtay 3. Ceza Dairesi - Karar 2018/989. Araba Kullanarak Olası Kastla Yaralama Suçu Sanık ve mağdurun ayrı araçlarda şoför olarak trafikte seyir halinde bulundukları, araçlar durduğunda mağdurun sanığa hitaben “sen ne biçim araba kullanıyorsun” demesi üzerine, sanığın mağdura yumruk attığı, daha sonra tarafların yollarına devam etmek üzere araçlarına bindikleri, sanık …’ın aracında bulunan tanık İlkay’ın anlatımlarına göre; sanığın, “şunu yakalayalım.” diyerek şahsı takip etmeye başladığı, yetişince de arabanın arka kısmına çarptığı, sonra yine arabanın yan kısmından çarpa çarpa gitmeye başladığı, bu şekilde mağduru sıkıştırdığı, mağdurun da sanığa yol vermemek için aracı yolda sağa ve sola hareket ettirerek ilerlediği ve nihayetinde sanığın kullanımındaki aracın mağdurun bulunduğu araca çarpması neticesinde mağdurun direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve takla atarak yoldan çıkıp, mağdurun hayati tehlike geçirecek biçimde yaralandığı olayda; Sanığın idaresindeki aracı, bir nevi silah olarak kullanmak suretiyle katılanın aracına çarparak onun yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, ölüm neticesinde meydana gelme olasılığına rağmen hareketine devam etmiş olduğundan, sanığın davranışları ve mağdurda meydana gelen yaralanmaların niteliği dikkate alındığında, sanığın olası kastla yaralama suçundan üst sınıra yakın biçimde teşdiden cezalandırılması gerekir Yargıtay 1. Ceza Dairesi-Karar 2020/2184. Kasten Yaralama Sonucu Ölüme Neden Olma Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktûl ile resmi nikahlı eşi sanığın 30/08/2006 günü tartışmaları sırasında, aksi sabit olmayan sanık savunmasına göre, maktûlün sanığa küfretmesi ve sanığın da karşılık vermesi üzerine, maktûlün mutfağa giden sanığın peşinden giderek ona yumrukla vurduğu, sanığın ise mutfaktan ele geçirdiği bıçakla maktûlün sağ uyluk ön iç bölümüne bir kez vurarak yaraladığı ve engel bir neden bulunmadığı halde eylemini sürdürmediği, maktûlün olayın başkalarına haber verilmesini istemediği halde, sanığın başlangıçta kanamayı durdurmaya çalıştığı ve daha sonra komşularından yardım istediği, olay yerine güvenlik güçlerinin gelmesi üzerine maktûlün hastaneye kaldırıldığı, ancak kesici ve delici alet yaralanmasına bağlı büyük damar arteria ve vena femoralis kesilmesine bağlı dış kanama sonucu hemorojik şok ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar bronkopnömoni sonucu 06/09/2006 tarihinde hayatını kaybettiği olayda; yaralama bölgesi, yara sayısı, olay öncesine dayalı aralarında öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunmaması, engel bir neden bulunmadığı halde sanığın fiiline kendiliğinden son vermesi ve olaydan sonraki davranışları dikkate alındığında, sanığın ortaya çıkan kastının yaralamaya yönelik olduğu ve eyleminin kasten yaralama sonucunda ölüme neden olma suçunu oluşturduğu anlaşıldığı halde, bu suçtan cezalandırılması yerine yazılı şekilde kasten eşini öldürme suçundan hüküm kurulması bozma nedenidir Yargıtay Ceza Genel Sanık ile maktul arasında geçmişe dayalı husumet bulunmaması, engel hal bulunmamasına karşın darbe sayısının tek oluşu ve ölümü meydana getiren yaranın yeri dikkate alındığında sanık …in, öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından sanığın kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TCK’nin 87/4. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca ve aynı Kanunun 61. maddesi gereğince üst sınıra yakın bir temel ceza ile cezalandırılması yerine, yazılı şekilde kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir Yargıtay 1. Ceza Kasten adam yaralama suçu, kişilerin yaşam hakkına yapılan en ağır saldırılardan biridir. Kasten yaralama suçu ile kasten öldürmeye teşebbüs suçu arasında bir geçişkenlik mevcut olduğundan, yerinde bir hukuki değerlendirme için savunma ve iddianın bir ceza Avukatı aracılığıyla yapılması gerekir. Avukat Baran Doğan Hukuk Bürosu UYARI Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir. Makale Yazarlığı İçin Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere avukatbd adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur. Silahla Yaralama Suçunun Cezası Nedir?Basit Adam Yaralama Suçunda Cezayı Arttıran NedenlerKasten Adam Yaralama Suçunun Silahla İşlenmesi Suçun silahla işlenmesi halinde, “silahla adam yaralama suçu” meydana gelir. Bıçakla adam yaralama, silahla adam yaralama gibi deyimler bu tür adam yaralama suçu türü için kullanılır. Yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilebilecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası, 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası veya ½ oranında arttırılmış adli para cezasıdır. Yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilemeyecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıdır TCK md. 86/3-e.Hemen belirtelim ki; silahla adam yaralama suçunda, adam yaralamaya elverişli herhangi bir alet silah olarak kabul edilir. Örneğin, yazı yazmak için kullanılan kalem ile bir kişiye saldırılırsa bu kalem silah olarak kabul edilir. Çatal, kaşık gibi mutfak aletleri, masada bulunan küllük, vazo vs. gibi tüm eşyalar adam yaralama amacıyla kullanıldıkları takdirde silah olarak kabul edilir TCK md. 6/1-f.Aşağıdaki hallerde de, yani;Mağdurun yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, Üstsoy, altsoy, eş ve kardeşe karşı işlenirse, Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenirse, Kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenirse, adam yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilebilecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası, 6 aydan 1,5 yıla kadar hapis cezası veya 1/2 oranında arttırılmış adli para cezasıdır. Yaralamanın etkisi basit tıbbi müdahale BTM ile giderilemeyecek türden ise silahla basit adam yaralama suçunun cezası 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıdır TCK md. 86/3-e.Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Adam Yaralama Suçu ve Cezası TCK md. 87Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, mağdura karşı işlenen fiilin mağdurun vücudunda kalıcı etkiler bırakması halinde söz konusu olur. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış adam yaralama suçu, mağdurun vücudunda bıraktığı kalıcı etkilere göre iki grup halinde hallerde, yani adam yaralama suçu neticesinde;Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevi sürekli zayıflarsa, Mağdurun konuşmasında sürekli zorluğa yol açacak bir durum meydana gelirse, Mağdurun yüzünde sabit iz oluşursa, Mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum meydana gelirse, Hamile bir kadına karşı işlenip çocuğun vaktinden önce doğumuna neden olunursa Yukarıda 1 ve 2 nolu başlıkla anlattığımız şekilde belirlenen hapis cezası bir kat arttırılır. Ancak, 1. başlıkta anlattığımız şekillerde suçun işlenmesi halinde adam yaralama suçunun cezası 3 yıldan, 2. başlıkta anlattığımız şekillerde suçun işlenmesi halinde adam yaralama suçunun cezası 5 yıldan az olamaz TCK 87/1.Aşağıdaki hallerde de, yani kasten adam yaralama suçu neticesinde;Mağdurun iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine neden olunursa, Mağdurun duyularından veya organlarından birinin sürekli işlevini yitirmesine neden olunursa, Mağdurun konuşma veya çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına neden olunursa, Mağdurun yüzünün sürekli değişikliğine neden olunmuşsa, Hamile bir kadına karşı işlenip çocuğun düşmesine neden olunmuşsa, Yukarıda 1. ve 2. başlıkta anlattığımız şekillerde belirlenen ceza, iki kat arttırılır. Ancak, birinci başlıkta açıkladığımız şekilde belirlenen ceza 5 yıldan, ikinci başlıkta açıkladığımız şekilde belirlenen ceza 8 yıldan az Adam Yaralama Suçu ve Haksız Tahrik İndirimiHaksız tahrik, failin mağdurdan kaynaklanan bir fiilin meydana getirdiği elem, üzüntü veya öfkenin etkisiyle kasten adam yaralama suçu tahrik altında adam yaralama suçu işlenmesi halinde faile verilecek cezada, haksız tahrikin derecesine göre 1/4 oranı ile 3/4 oranı arasında bir indirim uygulanır. Örneğin, adam yaralama suçu neticesinde 4 yıl ceza alabilecek bir sanık, suçu haksız tahrik altında işlemişse haksız tahrik indirimi neticesinde 1 yıl ceza alabileceği gibi 3 yıl ceza da alabilir. Haksız tahrikin derecesi, yani haksız tahrikin ağırlığı yapılacak indirimin oranını da belirler. Baran Delil Avukatlık Bürosu0 532 237 72 80bilgi Mah. Ceyhun Atuf Kansu Cd. No112 D30, Cevat Muratal İş Merkezi, Balgat,Çankaya/AnkaraMakale İçindekilerKasten Yaralama Suçu Üst BaÅŸlıkKasten Yaralama SuçuKasten Yaralama Suçunun Daha Az Cezayı Gerektiren Basit HaliKasten Yaralama Suçunun Nitelikli HaliNeticesi Sebebiyle AğırlaÅŸmış YaralamaKasten Yaralama Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesiKasten Yaralama Suçunda ÅžikayetKasten Yaralama Suçunda ZamanaşımıKasten Yaralama Suçunda UzlaÅŸma UsulüKasten Yaralama Suçunda Yetkili ve Görevli MahkemeKasten Yaralama Suçunda Ceza Avukatının RolüKasten Yaralama Suçuna İliÅŸkin Yargıtay KararlarıKASTEN YARALAMAKasten yaralama suçunun basit hali, daha az cezayı gerektiren hali ve nitelikli halleri, Türk Ceza Kanunumuzun 86. düzenlenmiÅŸ olup, temelde kiÅŸinin vücut bütünlüğü ve vücut dokunulmazlığı üzerindeki haklarını korumayı amaçlamaktadır. Ayrıca "neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama" adı altında 87. maddede neticesi sebebiyle daha çok cezayı gerektiren halleri düzenlenmiÅŸtir. Kanuni çerçevesi oldukça genel ve soyut düzenlenmiÅŸ olan kasten yaralama suçunu basit ve dar bazı birkaç davranış ile sınırlandırmak mümkün deÄŸildir, bu nedenle kasten yaralama suçu serbest hareketli suçlar arasındadır. Kanunda yer alan ifadesiyle, kasten baÅŸkasının vücuduna acı veren veya saÄŸlığının ya da algılama yeteneÄŸinin bozulmasına neden olan kiÅŸi, kasten yaralama suçunu iÅŸlemiÅŸ olur. O halde kasten yaralama suçunun varlığından söz edebilmemiz için yalnızca maÄŸdura fiziksel acı çektirmek gerekmemektedir. Hukuka aykırı bir fiil sonucu kiÅŸinin saÄŸlığının ve algılama yeteneÄŸinin zarar görmesi de kasten yaralama suçunu oluÅŸturmaktadır. Serbest hareketli bir suç olmasından mütevellit, çok geniÅŸ bir uygulama alanına sahip olan kasten yaralama suçu için yalnızca fiziksel ÅŸiddet gerekmediÄŸi gibi, bir vatandaşın yiyecek ve içeceÄŸine ilaç katılması suretiyle saÄŸlığının bozulması; bir kiÅŸi ile beraber seyahat edilmekteyken araba yolculuÄŸunda kiÅŸinin yanındaki kiÅŸiyi yaralamak için bilinçli olarak kaza yapması gibi birçok farklı davranış kasten yaralama suçu teÅŸkil edecektir. Zaman zaman, kasten yaralama suçunun toplumumuzda birçok farklı suç tipiyle karıştırılabildiÄŸi görülmektedir; bu nedenle temel saptama doÄŸru yapılmalıdır. Küçük farklılıklar saptanmalı ve kavramlara iliÅŸkin tanımlama doÄŸru yapılıp kanuna uygun bir tanımsal çerçeve dahilinde somut olay ele alınmalıdır. Basitçe anlaşılabilecek örneklerle açıklamamız gerekirse Kasten yaralama suçu, ancak insanlara karşı iÅŸlenebilmektedir. Bir hayvana karşı yaralayıcı ve zarar verici davranış içerisine girilmesi halinde kasten yaralama suçu deÄŸil, diÄŸer ÅŸartların da mevcut olması halindezarar gören hayvanın sahipli olması gibi mala zarar verme suçu oluÅŸacaktır. Ayrıca ölü bir kimse de yaralanamayacağı için, ölmüş kimsenin cesedine yönelik gerçekleÅŸtirilen bu tip hareketler de kasten yaralama suçunu deÄŸil, diÄŸer tüm ÅŸartların mevcut olması halinde kiÅŸinin hatırasına hakaret suçunu meydana getirir. Türk Ceza Kanunumuzun 86, 87 ve 88. maddelerine kasten yaralama suçu ile suçun basit ve nitelikli halleri ile neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama ve ihmali davranışla iÅŸlenen kasten yaralama suçları aÅŸağıdaki ÅŸekilde belirtilmiÅŸtirKasten Yaralama SuçuKasten baÅŸkasının vücuduna acı veren veya saÄŸlığının ya da algılama yeteneÄŸinin bozulmasına neden olan kiÅŸi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Åžikayet aranmaz, savcılık resen harekete geç Daha Az Cezayı Gerektiren Basit HaliKasten yaralama fiilinin kiÅŸi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbà müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, maÄŸdurun ÅŸikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlà para cezasına hükmolunur. Suçun bu basit halinde maÄŸdurun ÅŸikayeti aranmaktadır, savcılık ve diÄŸer yargı makamlarınca resen harekete geçilmez, baÅŸlatılmış olan soruÅŸturma ve kovuÅŸturmalar da sona Yaralama Suçunun Nitelikli HaliKasten yaralama suçunun;Üstsoya, altsoya, eÅŸe veya kardeÅŸe karşı,Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kiÅŸiye karşı,KiÅŸinin yerine getirdiÄŸi kamu görevi nedeniyle,Kamu görevlisinin sahip bulunduÄŸu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,Silahla,Canavarca hisle,İşlenmesi halleri suçun nitelikli halleridir. Suçun nitelikli hallerinden canavarca hisle iÅŸlenmesi hali haricindeki durumlarda verilecek ceza yarı oranında artırılır; kasten yaralama suçunun canavarca hisle iÅŸlenmesi halinde ise verilecek ceza bir kat artırılacaktı Sebebiyle AğırlaÅŸmış YaralamaNeticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama suçunun gerçekleÅŸmesi halinde faile verilecek olan cezada neticenin ÅŸiddetine göre artırıma gidilir. Türk Ceza Kanunumuzun 87. maddesine göre neticesi sebebiyl ağırlaÅŸmış yaralama oldukça detaylı ve kademeleri olarak düzenlenmiÅŸtir"TCK Madde 871 Kasten yaralama fiili, maÄŸdurun; a Duyularından veya organlarından birinin iÅŸlevinin sürekli zayıflamasına, b KonuÅŸmasında sürekli zorluÄŸa, c Yüzünde sabit ize, d YaÅŸamını tehlikeye sokan bir duruma, e Gebe bir kadına karşı iÅŸlenip de çocuÄŸunun vaktinden önce doÄŸmasına,Neden olmuÅŸsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beÅŸ yıldan az Kasten yaralama fiili, maÄŸdurun; a İyileÅŸmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b Duyularından veya organlarından birinin iÅŸlevinin yitirilmesine, c KonuÅŸma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d Yüzünün sürekli deÄŸiÅŸikliÄŸine, e Gebe bir kadına karşı iÅŸlenip de çocuÄŸunun düşmesine, Neden olmuÅŸsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beÅŸ yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılı Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."Kasten Yaralama Suçunun İhmali Davranışla İşlenmesiKasten yaralamanın ihmali davranışla iÅŸlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu halin söz konusu olması halinde kasten öldürmenin ihmali davranışla iÅŸlenmesine iliÅŸkin koÅŸullar göz önünde Yaralama Suçunda ÅžikayetKasten yaralama suçunun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hali ÅŸikayete tabi suçlardandır ve ÅŸikayet süresi 6altı aydır. 6 ayın sonunda ÅŸikayet hakkının kullanılmaması halinde ÅŸikayet hakkı düşer. Kasten yaralama suçunun ÅŸikayete tabi olan bu halinde ÅŸikayetin sonradan geri çekilmesi durumunda soruÅŸturma aÅŸamasında takipsizlik, yani kovuÅŸturmaya yer olmadığına dair kararKYOK Kararı verilecektir. KovuÅŸturma aÅŸamasında ÅŸikayetin geri çekilmesi halinde ise kovuÅŸturma ÅŸikayetin geri çekilmesi nedeniyle sona erdirilecektir. Kasten yaralama suçlarının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek halleri ile nitelikli hallerinde ÅŸikayet zorunlu deÄŸildir. Bu hallerde savcılık tarafından resen soruÅŸturma baÅŸlatılabilir ve kovuÅŸturma evresine geçilebilir. Åžikayete tabi olmayan hallerde ÅŸikayette bulunulmaması veya ÅŸikayette bulunulmuÅŸ olması halinde ÅŸikayetin geri çekilmesi gibi durumlarda yargılama süreci soruÅŸturma aÅŸamasında da olsa, kovuÅŸturma aÅŸamasında da olsa devam edecektir. Kasten Yaralama Suçunda ZamanaşımıKasten yaralama suçu açısından zamanaşımı süresi 8sekiz yıldır. 8 yıl içerisinde davanın açılabilir ve açılan davaya müdahil Yaralama Suçunda UzlaÅŸma UsulüKasten yaralama suçunun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama hali, basit hali uzlaÅŸma prosedürüne tabiidir. SoruÅŸturma aÅŸamasında savcılık, kovuÅŸturma aÅŸamasında ise mahkeme tarafından uzlaÅŸtırma bürosuna tevdi saÄŸlanır. Taraflar uzlaÅŸtırma sürecinde uzlaÅŸma saÄŸlarlarsa süreç bu ÅŸekilde sona Yaralama Suçunda Yetkili ve Görevli MahkemeKasten yaralama suçuna iliÅŸkin olarak yapılacak yargılamada yetkili mahkeme, suçun iÅŸlendiÄŸi yer mahkemesidir. Kasten yaralama suçunda görevli mahkeme ise, neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama hallerinden olan maÄŸdurun ölümü halinde ağır ceza mahkemesi olacakken, diÄŸer tüm hallerde asliye ceza mahkemesi olacaktır. Kasten Yaralama Suçunda Ceza Avukatının RolüKanun koyucu Türk Ceza Kanunumuzu düzenlerken, kazuistik kanun yapma metodunu benimsememiÅŸ, genel ve soyut ifadelerle düzenlemede bulunarak her olası senaryoya ve somut olaya uygun düşecek bir ÅŸekilde yargı makamlarına takdir ve manevra alanı tanımıştır. En iyi ceza avukatı önce hayatın gereklerini, sonra da kanunu ve uygulamayı bilendir. Yargı süreçlerinde şüpheli ve sanıklara itham edilen ve konusu suç teÅŸkil eden davranışlar kimi zaman birbirine karıştırılabilmekte ve yanlı saptamalarda bulunulabilmektedir. Hukukçu olmayan insanların da anlayabileceÄŸi bir ÅŸekilde, örneÄŸin, kimi zaman failin gerçek iradesinin tespitinde hataya düşülebilir ve adam öldürmeye teÅŸebbüs suçu ile kasten yaralama suçları birbirine karıştırılabilir. Bunun yanında somut olayın hikayesinin doÄŸru anlatılmaması veya doÄŸru anlaşılmaması halinde aslında meÅŸru müdafaa ya da zaruretzorunluluk hali teÅŸkil eden bir davranış, olay örüntüsünün sunumunda yapılabilecek en ufak bir hata nedeniyle gerçekte olan halinden saptırılabilir. Bu nedenle iyi bir ceza avukatı, hikayenin en az kendisi kadar sunumunun da önemli olduÄŸunun bilincinde olarak müvekkilin haklarını savunmalıdır. Öncelikle itham edilen suça ve müvekkilin fiiline iliÅŸkin saptamaları doÄŸru bir ÅŸekilde yapmalı ve sonrasında da bu doÄŸruların yargılama sürecine ne ÅŸekilde uygulanması ya da bu doÄŸruların ilgili kimselerce ne ÅŸekilde dikkate alınması yönünde profesyonel bir savunma stratejisi hazırlamalıdır. Bu nedenle ceza yargılaması gibi önemle ele alınması gereken süreçlere iliÅŸkin olarak maÄŸdur, maÄŸdur yakını, şüpheli ve sanıklara tavsiyemiz Mutlaka alanında uzman bir Ankara ceza avukatından profesyonel hukuki destek hizmeti almalarıdı Yaralama Suçuna İliÅŸkin Yargıtay Kararları8. Ceza Dairesi 2019/4700 E. , 2021/1254 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Çocuk Mahkemesi SUÇLAR KiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret, tehdit, kasten yaralama HÜKÜMLER Beraat GereÄŸi görüşülüp düşünüldü 1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; Mahkemece kanıtlar deÄŸerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduÄŸundan, katılan vekilinin, delillerin deÄŸerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne yönelik temyiz itirazının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma; suça sürüklenen çocuk ... hakkında kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; MaÄŸdurun aÅŸamalardaki istikrarlı beyanları, doktor raporları ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü suça sürüklenen çocukların, aynı okulda öğrenim gördükleri katılanı okulun çıkış kapısında bekleyip, kapıdan çıkar çıkmaz maÄŸdurun kollarını arkadan tutarak ve saçından sürükleyerek okulun karşı tarafından bulunan barakaya zorla götürdükleri ve baraka içerisinde de maÄŸdurun yine kollarından tutup darp ettikleri sırada okul öğretmenlerinden ...'ın gelerek maÄŸduru kurtardığı olayda, suça sürüklenen çocuk ...'nin kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma, suça sürüklenen çocuk ...'ın ise kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama eylemlerinin sabit olduÄŸu gözetilmeden, atılı suçlardan mahkumiyetleri yerine yazılı ÅŸekilde beraatlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduÄŸundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereÄŸince BOZULMASINA, gününde oybirliÄŸiyle karar verildi. Kapatılan3. Ceza Dairesi 2020/17050 E. , 2021/2363 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR Kasten yaralama, basit yaralama, 6136 sayılı Kanun'a aykırılık HÜKÜMLER Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; GereÄŸi görüşülüp düşünüldü Sanık ... müdafiin süre tutum ve gerekçeli temyiz dilekçesi içeriklerinde sanık sıfatıyla temyiz isteminde bulundukları belirlenerek yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diÄŸer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1 Aralarında hesap yüzünden çıkan tartışma nedeniyle ...'in masada oturan ...'in yüzüne yumrukla vurduÄŸu, bunun üzerine ...'in bıçakla ...'in arkasından gittiÄŸini gören tanık ...'in ...'i tutarak engel olduÄŸu, ancak ...'in savurduÄŸu bıçağın ...'e isabet ederek yaraladığı, ...'in de sandalyeyle ...'in bıçak olan eline vurduÄŸunun kabul edildiÄŸi olayda, kavgayı baÅŸlatan ilk haksız hareketin kim tarafından gerçekleÅŸtirildiÄŸine dair tanıkların bilgisinin bulunmadığı, birbirini karşılıklı olarak yaralayan tarafların ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda diÄŸerini suçlayıcı beyanları karşısında ilk haksız hareketin kimden geldiÄŸinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleÅŸmiÅŸ ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiÄŸi üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak ÅŸekilde belirlenemediÄŸinde, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanması gerektirdiÄŸinin gözetilmemesi, 2 Sanık ...'in, maÄŸdur ...'i beden yoluyla burnunda kırığa neden olacak ÅŸekilde yaraladıktan sonra tanık ...'in tutarak engel olmaya çalıştığı ...'e, sandalyeyle de vurmak suretiyle kolunda kırığa neden olması eylemlerinin bütün olarak deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸi gözetilmeden eylemlerin bölünerek koÅŸulları bulunmadığı halde ...'in koluna vurması fiilinin meÅŸru savunma kapsamında kaldığının kabulü ile yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması, 3 Sanık ...'in fiili nedeniyle maÄŸdur ...'in vücudunda oluÅŸan kırıkların TCK'nin 87/3. maddesi kapsamında birlikte hayat fonksiyonlarına etki derecesinin belirlenmesi amacıyla, maÄŸdurun tedavi evrakları, geçici ve kesin raporları ile birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Åžube Müdürlüğüne gönderilerek, maÄŸdurun yaralanması hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiÄŸinin gözetilmemesi, 4 Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanun'a aykırılık nedeniyle kurulan hükümde; suça konu bıçağın 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak niteliÄŸi haiz olup olmadığının tespiti hususunda Adli Tıp Kurumu, Emniyet Kriminal veya Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınacak rapor ile kesin olarak saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, polis memuru tarafından düzenlenen bilirkiÅŸi raporuna dayanılarak eksik araÅŸtırmayla yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması, 5 Sanıklar hakkında hapis cezalarına mahkumiyet hükümleri nedeniyle kurulan hükümlerde; Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden deÄŸerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiÅŸ, sanık ... müdafiin ve sanık ...'in temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduÄŸundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile deÄŸiÅŸik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının dikkate alınmasına, tarihinde oy birliÄŸiyle karar verildi. Kapatılan3. Ceza Dairesi 2020/17269 E., 2021/2339 K."İçtihat Metni" MAHKEMESİ Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR Kasten yaralama, 6136 sayılı Kanun'a aykırılık HÜKÜMLER Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; GereÄŸi görüşülüp düşünüldü 1 Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuÅŸturma sonucunda oluÅŸan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 2 Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; MaÄŸdur hakkında düzenlenen adli rapora göre, sanığın iki ayrı bıçak darbesi ile maÄŸduru yaraladığı olayda, suçun iÅŸleniÅŸ ÅŸekli, meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın kastının yoÄŸunluÄŸu da dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK'nin 61. maddesi gereÄŸince temel cezaya hükmedilirken, TCK'nin 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi de gözetilerek hakkaniyete uygun ÅŸekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiÄŸinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yerinde görülmeyen diÄŸer temyiz nedenlerinin reddine, ancak; a Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/1, 86/3-e, 29, 62. maddeleri uyarınca belirlenen 3 ay 22 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında hesap hatası yapılarak sonuç cezanın " TL" adli para cezası yerine " TL" adli para cezası olarak tespiti suretiyle fazla ceza tayini, b Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının, 5237 sayılı TCK'nin 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesi sırasında, taksit aralıklarının gösterilmemesi, Bozmayı gerektirmiÅŸ, sanık müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduÄŸundan, hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle deÄŸiÅŸik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediÄŸinden 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi gereÄŸince, hükmün TCK'nin 52/2. maddesinin uygulandığı fıkrasından '' ibaresi çıkartılarak yerine '' ibaresinin eklenmesi, TCK'nin 52/4. maddesinin uygulandığı fıkraya "TCK'nin 52/4. maddesi uyarınca" ibaresinden sonra gelmek üzere "birer ay ara ile" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, gününde oy birliÄŸiyle karar verildi. Ceza Genel Kurulu 2020/381 E. , 2020/512 K. "İçtihat Metni" Kararı Veren Yargıtay Dairesi 1. Ceza Dairesi Mahkemesi Ağır Ceza Sayısı 300-296 Kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan sanık ...'nın TCK'nın 87/4-2. cümle, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluÄŸuna ve mahsuba iliÅŸkin Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen tarihli ve 300-296 sayılı hükmün sanık müdafisi ve katılanlar ..., ..., ..., ... ve ... ... Aşıcı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince tarih ve 969-5169 sayı ile; onanmasına karar verilmiÅŸ, Daire Üyeleri O. Erdim ve T. AteÅŸ; "...sanığa atılı suçun sabit olmadığı," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır. Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı ise tarih ve 66329 sayı ile; "...Sanığın, eÅŸinin kendisini telefonla arayarak düştüğünü ve eve gelmesini istediÄŸini söylediÄŸine dair savunmasının tanık ... tarafından doÄŸrulanması, sanığın peÅŸinden eve giren müşterek çocukları ...’in, evde kavga olduÄŸuna ve sanığın annesini yaraladığına dair belirtiler olduÄŸuna iliÅŸkin bir beyanının bulunmaması, ölmeden önce annesi, babası ve abisiyle görüşen maktulün, kendisini sanığın yaraladığına dair bir ifadesinin bulunmaması, maktülün de olayı ilk müdahaleyi yapan doktora ve hastane polisine farklı aktarması karşısında; sanık ile maktül arasında geçmiÅŸten beri anlaÅŸmazlık bulunması ve olayın meydana geldiÄŸi yer ile ÅŸekli konusunda sanığın ifadelerinin tam olarak uyuÅŸmaması hususlarının, ... sanık aleyhine sübut delili sayılamayacağı, bu nedenle sanığın eÅŸini bıçakladığına dair mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı," görüşüyle itiraz kanun yoluna baÅŸvurmuÅŸtur. CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince tarih, 1959-1964 sayı ve oy çokluÄŸuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediÄŸinden bahisle Yargıtay Birinci BaÅŸkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca deÄŸerlendirilmiÅŸ ve açıklanan gerekçelerle karara baÄŸlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI ......... ...5237 sayılı TCK’nın “Kasten Öldürme” baÅŸlığı altında düzenlenen 81. maddesi; "Bir insanı kasten öldüren kiÅŸi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır”, hükmünü içermektedir. “Neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış yaralama” baÅŸlıklı 87. maddesinin 4. fıkrası ise suç ve karar tarihindeki hâli ile; “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onaltı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”, ÅŸeklinde iken tarihli ve 31100 sayılı Resmà Gazete’de yayımlanarak yürülüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “onaltı” ibaresi “onsekiz” ÅŸeklinde deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ, TCK’nın 87. maddesinin 4. fıkrası “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına ÅŸeklinde yeniden düzenlenmiÅŸtir. Konuya iliÅŸkin TCK'nın 87. maddesinin gerekçesinde ise; “Dördüncü fıkrada, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmiÅŸ olması hâline iliÅŸkin hükme yer verilmiÅŸtir. Neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış bu kasten yaralama hâllerinde, failin bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi için, ‘Genel Hükümler Kitabı’nda yer alan netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlara iliÅŸkin hükümler, burada da geçerlidir” açıklamasına yer verilmiÅŸtir. 765 sayılı TCK’da objektif sorumluluk esasına dayanan düzenlemelere yer verilmiÅŸ iken, 5237 sayılı TCK’da objektif sorumluluk esası benimsenmemiÅŸtir. Suçu, “kanunda tanımlanmış bir haksızlık” olarak öngören yeni suç teorisinde, bir hareketi yapan kiÅŸi, bu hareketin tüm sonuçlarından her ÅŸartta sorumlu tutulmamakta, bir baÅŸka anlatımla “kusursuz sorumluluk” terk edilmiÅŸ olmaktadır İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, 765 sayılı TCK’daki objektif sorumluluk esasının yerine 5237 sayılı TCK’da haksızlığın bir gerçekleÅŸtirilme ÅŸekli olarak kast-taksir kombinasyonuna, yani netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlara yer verilmiÅŸtir. Bu nedenle uyuÅŸmazlığın çözümü için, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, suçun manevi unsurları arasında gösterilen kast-taksir kombinasyonu, yani netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suç üzerinde durulmalıdır. 5237 sayılı TCK’nın “Netice sebebiyle ağırlaÅŸmış suç” baÅŸlıklı 23. maddesi; “1 Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya baÅŸka bir neticenin oluÅŸumuna sebebiyet vermesi halinde, kiÅŸinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir” ÅŸeklindedir. Buna göre; failin gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir eylemde, kastettiÄŸinden daha ağır veya baÅŸka bir sonucun meydana gelmesi hâlinde, sorumlu tutulabilmesi için netice bakımından en azından taksirle hareket etmiÅŸ olmasının kabulü gerekmektedir. Fail, bu sonucun meydana gelmesinden taksirle bile sorumlu tutulamıyorsa, objektif sorumluluÄŸun kaldırılmasının doÄŸal bir sonucu olarak, sadece nedensellik bağının bulunuyor olması, neticeden sorumlu tutulması için yeterli olmayacaktır. Öğretide, neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suçun, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç ve görünüşte ya da gerçek olmayan neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç olarak iki farklı ÅŸeklinin bulunduÄŸu kabul edilmektedir. Gerçek neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlarda, failin hareketi sonucunda kastettiÄŸinden daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleÅŸen aşırı netice dolayısıyla bağımsız bir suç tipi ortaya çıkmaktadır. ÖrneÄŸin, yaralama suçunda maÄŸdurun ölmesi, gerçek neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç hâlidir. Görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suçlarda ise, failin hareketi sonucunda suçun oluÅŸması için aranan neticeden baÅŸka, niteliÄŸi de farklı olan daha ağır bir netice ortaya çıkmakta olup, gerçekleÅŸen aşırı netice dolayısıyla temel suç niteliÄŸi aynı kalmakla beraber yalnızca ceza ağırlaÅŸtırılmaktadır. ÖrneÄŸin, cinsel saldırı suçunda maÄŸdurun bitkisel hayata girmesi, görünüşte neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suç hâlidir Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınevi, 5. Bası, İstanbul 2015, s. 286 vd; Mehmet Emin Artuk, Ahmet Gökcen, Yenidünya, TCK Åžerhi, Turhan Kitabevi, Ankara 2009, c 3, s. 2484 vd.. 5237 sayılı TCK’nın 23. maddesinde düzenlenmiÅŸ bulunan neticesi sebebiyle ağırlaÅŸmış suça iliÅŸkin genel kuralın, özel hükümler arasında kendisine yer bulduÄŸu maddelerin başında gelen TCK’nın 87. maddenin 4. fıkrasına göre, gerçekleÅŸtirilen kasten yaralama eylemi TCK’nın 86. maddesinin 1. fıkrası veya 1. fıkrası ile birlikte 3. fıkrası kapsamında bulunur ve bunun sonucunda da ölüm meydana gelirse, en azından taksirle hareket etmiÅŸ olmak ÅŸartıyla faile belirtilen cezaların verileceÄŸi öngörülmektedir. Kasten yaralama sonucu maÄŸdurun ölmesine iliÅŸkin TCK'nın 87. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması için; a- Failin yaralama kastı ile hareket etmesi, b- MaÄŸdurun TCK’nın 86. maddesinin birinci maddesi kapsamında yaralanmış olması veya 86. maddenin birinci fıkrası kapsamındaki yaralama fiilinin üçüncü fıkra da ihlal edilmek suretiyle gerçekleÅŸtirilmesi, c- Failin eylemi ile arasında illiyet bağı bulunacak ÅŸekilde maÄŸdurun ölmesi, d- Failin meydana gelen ölüm sonucuna iliÅŸkin en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması, Åžartlarının birlikte gerçekleÅŸmesi gerekir. Buna göre, fail maÄŸduru yaralamak amacıyla hareket etmeli, maÄŸdurun yaralanacağını bilmeli ve bu sonucu istemelidir. Bununla birlikte fail maÄŸdurun yaralanmasını deÄŸil de, ölmesini istemiÅŸ ve ölüm meydana gelmiÅŸ ise bu durumda kasten öldürmeden sorumlu tutulacaktır. Madde metnine göre faile verilecek ceza belirlenirken kasten yaralama suçunun düzenlendiÄŸi TCK'nın 86. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarına yollama yapılmıştır. O hâlde, maÄŸdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek dereceden daha ağır ÅŸekilde yaralanması gerekmektedir. Anılan maddenin 2. fıkrasında karşılığını bulan basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ÅŸekilde meydana gelen yaralamalarda 87. maddenin 4. fıkrası uygulanamayacaktır. Üçüncü ÅŸart olarak maÄŸdurun ölmesi ve failin eylemi ile maÄŸdurun ölümü arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir. Son olarak, failin meydana gelen bu ölüm sonucundan, en az taksir derecesinde bir kusurunun bulunması gerekir. DiÄŸer yandan, 5237 sayılı TCK’nın “Kasten öldürme” baÅŸlığı altında 81. maddesinde düzenlenen suçun manevi unsuru öldürme kastı iken, 87. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen yaralama sonucunda ölüme neden olma suçunun manevi unsuru yaralama kastıdır. O hâlde, kasten öldürme suçu ile kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu arasındaki ayırıcı kriterlerden en önemlisi manevi unsur farklılığı olacaktır. Dolayısıyla suçun vasıflandırılmasından önce çözülmesi gereken konu, failin kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduÄŸuna iliÅŸkindir. Bu açıklamalar ışığında uyuÅŸmazlık konusu deÄŸerlendirildiÄŸinde; Sanık ...’nın 1992 yılında evlendiÄŸi ...’tan 1995 yılında boÅŸandığı, ardından maktul ... ile 1996 yılında evlendiÄŸi, maktul ...’ın ailesinin bu evliliÄŸe rıza göstermediÄŸi, sanığın maktulle olan bu evliliÄŸinden ... ... ve ... ... isimli müşterek iki çocuÄŸunun olduÄŸu, zamanla evliliklerinde sorunlar ortaya çıkan maktul ile sanığın sık sık tartışmaya baÅŸladıkları, sanık ... maktulün müşterek çocukları olan ve olay tarihinde 13 yaşında bulunan ... ...’ın beyanına göre bu tartışmalar sırasında sanığın zaman zaman maktulün üzerine bıçakla yürüdüğü, komÅŸuları tanık ... Perçin’in beyanlarına göre sanıkla maktulün sık sık kavga ettikleri, kavga seslerinin bulunduÄŸu daireden iÅŸitildiÄŸi, yaÅŸanan bir kavga sonrası maktulün tanık ...'ye sığınarak geceyi burada geçirdiÄŸi, Malatya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin tarihli ve 309-1180 sayılı dosyasından sanığın maktulü darbetmek suretiyle kasten yaraladığı ve bu suçtan mahkûmiyetine karar verildiÄŸi, maktulün sanıktan boÅŸanmak için dava açtığı ancak daha sonra bu davasından vazgeçtiÄŸi, Ramazan ayı nedeniyle sanığın olay günü saat kadar evde yattığı, uyandıktan sonra maktul ile sanık arasında yeniden tartışma yaÅŸandığı, evde maktulü yalnız bırakan sanığın, arkadaÅŸları tanıklar ... ve ... ile beraber iftar etmek için akÅŸam dışarı çıktığı, ...’in ayağındaki yarada kullanılması için sanığın, oÄŸlu ... ...’ı telefonla aradığı ve evdeki kremi bulundukları yere getirmesini istediÄŸi, iftar saatinin yaklaÅŸtığı bir vakitte sanığı cep telefonuyla arayan maktul ile sanık arasında yeniden sözlü tartışma yaÅŸandığı, arkadaÅŸlarını iftar sofrasında bırakan sanığın hızlı adımlarla olay yerinden evine gittiÄŸi, babasının arkadaÅŸları olan tanıklar ... ve ... ile birlikte yemeÄŸini yiyen 16 yaşındaki ... ...’ın ise sanıktan yaklaşık 15 dakika sonra bulunduÄŸu yerden ayrılarak eve gittiÄŸi, eve girdiÄŸinde annesi maktulü oturma odasında yerde otururken gördüğü, sol bacağından yaralanan maktulün kanamasının olduÄŸu, yerde ve duvarda kan izleri bulunduÄŸunu ifade eden ... ...’ın, maktul ile sanık arasında önceden yaÅŸanan kavgalar nedeniyle maktule, sanığın mı kendisini yaraladığını sorduÄŸu ve mutfaktan aldığı bıçakla sanığın üzerine yürüdüğü, maktulün sanığın elindeki bıçağı aldıktan sonra “... ...’ın parmak izi bıçakta çıkmasın, onun yaptığını zannederler” diyerek sanıktan bıçağı yıkamasını istediÄŸi, bıçağı yıkayıp etraftaki kan lekelerini temizleyen sanığın maktulün yarasına müdahale ettiÄŸi ve eve çağırdığı cankurtaran ile saÄŸlık memuru olarak çalıştığı Malatya Devlet Hastanesine maktulü götürdüğü, burada ilk müdahaleyi yapan tanık doktor ...’in maktule nasıl yaralandığını sorması üzerine maktulün “Cam üzerine düşerek yaralandığını” söylediÄŸi, gözlemlediÄŸi bulgulara ve yaralı bölgedeki kesinin parçalı olmayıp düz, derin bir kesi olduÄŸunu tespit eden ve maktul ile sanığın da asabi ve gergin olduklarını gören nöbetçi doktor ...’in, şüpheli durumu adli vaka olarak hastane polisine bildirdiÄŸi, Malatya Devlet Hastanesinde görevli polis memuru tanık ...’un gerekli iÅŸlemleri baÅŸlatmak için maktulün yanına giderek nasıl yaralandığını maktule sorduÄŸu, maktulün bu kez “Yemek yaparken yukarıdan tencereyi alırken bıçağın da tencere ile birlikte düştüğünü, bu sırada bıçağın sol kasık bölgesine saplanması suretiyle yaralandığını,” söylediÄŸi, olay gecesi Devlet Hastanesine iÄŸne vurdurmak için gelen maktulün annesi ...’ın tesadüfen maktulü sedyede görerek, maktule nasıl yaralandığını sorduÄŸu, kaçamak cevap veren maktule “Kızım sen bıçaklanmışsın” demesi üzerine maktulün de “Evet” demekle yetindiÄŸini belirttiÄŸi, maktulün yarasına dikiÅŸ atılmasından sonra adli iÅŸlemlerle ilgili herhangi bir müracaatta bulunmayan sanık ... maktulün hastaneden ayrılarak evlerine döndükleri, akÅŸam yatıp uyudukları, sabah midesinin bulandığını belirten maktulün sanık tarafından yeniden Malatya Devlet Hastanesine götürüldüğü, kalp krizi geçirdiÄŸi tespit edilen maktulün İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Hastanesine sevk edildiÄŸi, burada yapılan giriÅŸimlere karşın maktulün tarihinde vefat ettiÄŸi, ölüm belgesinde, ölüm nedeninin doÄŸal ölüm olarak belirtildiÄŸi ve maktulün cesedinde otopsi iÅŸlemi yapılmadan Malatya Åžehir Mezarlığı'nda topraÄŸa verildiÄŸi, kızlarının ani ölümü ve ölümüne iliÅŸkin farklı nedenlerin ileri sürülmesinden şüphelendiklerini belirten maktulün annesi ... ile babası ...’ın Malatya Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına müracaat ederek olayın araÅŸtırılmasını talep ettikleri, tarihinde maktulün gömülü bulunduÄŸu mezar açılarak cesedinin çıkarıldığı ve ceset üzerinde otopsi iÅŸlemi yapıldığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu BaÅŸkanlığı Genel Kurulunca düzenlenen ve 39 uzmanın imzalarının bulunduÄŸu tarihli raporda; “maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına baÄŸlı yumuÅŸak doku içi kanama ve bu nedenle geliÅŸen pulmoner emboli sonucu meydana gelmiÅŸ olduÄŸu, tarihinde meydana gelen ve sol uyluk medial kesimde kas planları içerisinde en geniÅŸ boyutları 5,5x3,5x10 cm olan heterojen hipoekoik görünümde lezyona neden olan ve büyük damarlarda yaralanma meydana getirmeyen sol bacak femur dorsal yüz orta hattaki 2x1 cm'lik delici kesici alet yaralanmasının 5237 sayılı TCK'nın 86-87 maddesi kapsamında yapılan deÄŸerlendirilmesinde, kiÅŸinin yaÅŸamını tehlikeye sokacak nitelikte olmadığı, kiÅŸi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, kesici delici aletle veya farklı etmenlerle meydana gelen yaralanmalarda yaranın çevre dokusundaki yumuÅŸak doku içi kanamalara veya kırıklara baÄŸlı olarak adlandırılan kitlelerin oluÅŸabildiÄŸi, bu kitlelerin toplardamarlar vasıtasıyla saÄŸ kalbe ve oradan da akciÄŸere ulaÅŸarak tıkanmalar yapabildikleri, kiÅŸilerin çeÅŸitli özelliklerine göre kiÅŸiden kiÅŸiye farklılıklar göstermekle birlikte çoÄŸu zaman ölümü meydana getirebilecek tablolara neden olabildikleri, kiÅŸinin ölümüne neden olan pulmoner emboli tablosunun öngörülemez ve önlenemez bir komplikasyon olduÄŸunun tıbben mümkün olduÄŸu ancak kesin olmadığı, bu bilgiler çerçevesinde yapılan deÄŸerlendirmede; kiÅŸide geliÅŸen pulmoner emboli tablosunun tarihinde maruz kaldığı kesici delici alet alet yaralanmasının bir komplikasyonu olduÄŸu, kiÅŸinin hastaneye olay günü ve ertesi günü baÅŸvurularında hekimlerce o anki mevcut klinik tablolara göre gerekli tedavilerin uygulanmış olduÄŸu, bu müdahalelere raÄŸmen kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi de göz önüne alındığında kiÅŸinin tarihinde maruz kaldığı kesici delici alet yaralanmasına baÄŸlı meydana gelen yaralanması ile tedavi için kaldırıldığı hastanede tarihindeki ölümü arasında illiyet bağı bulunduÄŸunun” ifade edildiÄŸi, sanığın Kolluktaki ilk ifadesinde, maktulü mutfakta yere düşmüş ve bacağından yaralanmış hâlde bulduÄŸunu, Cumhuriyet BaÅŸsavcılığında ve Mahkemede ise; maktulü oturma odasında yanında kırılmış cam parçaları olduÄŸu hâlde yaralanmış ÅŸekilde gördüğünü, maktulü asla darbetmediÄŸini ve yaralamadığını savunduÄŸu anlaşılan olayda; Sanık ...’nın Kolluktaki ifadesinde maktulü yaralanmış hâlde mutfakta bulduÄŸu, Cumhuriyet BaÅŸsavcılığında ve Mahkemede ise maktulü oturma odasında yaralanmış hâlde bulduÄŸuna iliÅŸkin aÅŸamalarda birbiriyle çeliÅŸen anlatımı, sanığın, maktulün yere düştüğü sırada kırılan cam parçası ile yaralandığına iliÅŸkin anlatımının maktuldeki yaranın cam kesisi sonucu deÄŸil kesici delici alet ile meydana getirildiÄŸine iliÅŸkin Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen ve 39 uzmanın imzasının bulunduÄŸu rapor içeriÄŸiyle doÄŸrulanmaması, olay günü maktulü hastanede tesadüfen gören maktulün annesi ...’ın, maktule “Kızım sen bıçaklanmışsın,” demesi üzerine maktulün “Evet” diye cevap verdiÄŸine iliÅŸkin beyanı, yüksekten düşen bir bıçağın maktulde tarif edilen sol kalça altından yaralanmaya sebebiyet veremeyecek oluÅŸu, aynı ÅŸekilde bir bıçağın dik veya dike yakın bir konumda kalıp kiÅŸinin bu bıçak üzerine düşmesinin ya da saÄŸ elini kullandığı belirtilen maktulün kesici delici aletle kendisini sol baldırının arkasından yaralamasının insanın anatomik yapısına ve hayatın olaÄŸan akışa uygun düşmeyeceÄŸi, saÄŸlık memuru olarak Malatya Devlet Hastanesinde görev yapan ve adli bir vaka durumunda ne yapılması gerektiÄŸini bilmesi gereken sanığın kesici delici aletle yaralanan maktulle ilgili adli iÅŸlemleri baÅŸlatan hastanede görevli polis memurunu haberdar etmeksizin hastaneden maktulü alarak ayrılmış olması, olay günü sanıktan yaklaşık 15 dakika sonra eve gelen maktul ... sanığın müşterek oÄŸulları 16 yaşındaki ...’nın maktulü oturma odasında kan içinde gördüğüne, etrafta cam kırığı bulunmadığına iliÅŸkin anlatımı, ... ...’ın mutfaktan aldığı bıçağı maktule gösterip sanığı kastederek “Sana bununla mı vurdu” demesi üzerine maktulün ... ...’ın elinden aldığı bıçağı maktule vererek ''Parmak izi kalmasın, bunu yıka, yoksa ...'den bilirler'' dediÄŸine iliÅŸkin ...’nın beyanları, maktul ... sanığın müşterek kızları 13 yaşındaki ... ... Aşıcı’nın, maktul ile sanık arasında sık sık yaÅŸanan kavgalar sırasında sanığın zaman zaman bıçakla maktulün üzerine yürüdüğüne ve olaydan sonra annesinin sürekli kullandığı ince uçlu bıçağı aramasına raÄŸmen evde bulamadığına iliÅŸkin beyanları birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde; Sanık ...’nın, olayın kaza sonucu maktulün cam kesisi ile kendisini yaralandığına iliÅŸkin savunmaları ile sanık müdafisinin olaydan 14 ay sonra Mahkemeye getirerek dinlenmelerini saÄŸladığı sanığın yakın arkadaÅŸları olan ... ve ...'in sanığı suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına, dosyadaki bilimsel delillerle ve diÄŸer tanık ve katılan beyanları ile çeliÅŸmeleri nedeniyle itibar edilemeyeceÄŸi, bu ÅŸekilde sanık ...'nın uzun süredir aralarında uyuÅŸmazlık bulunan eÅŸi maktul ...’yı akÅŸamı evde meydana gelen tartışma sırasında kesici delici alet ile basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ÅŸekilde yaraladığı, maktulün bu yaranın tesiri ile tarihinde pulmoner emboli sonucu hayatını kaybettiÄŸi, bu ÅŸekilde sanığın kastettiÄŸi yaralama neticesinden daha ağır olan ölüm neticesinin meydana geldiÄŸi, sanığın eylemi ile maktulün ölümü arasında illiyet bağının da bulunduÄŸunun anlaşılması karşısında sanık ...’ya atılı kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunun tüm unsurları ile sabit olduÄŸu kabul edilmelidir. Bu itibarla haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı itirazının reddine; tarihli ve 31100 sayılı Resmà Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A, 107 ve geçici 6. maddelerinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler ile hükmolunan ceza miktarı, gözaltında, tutuklulukta geçirilen süreler ve koÅŸullu salıverilme tarihine kadar cezaevinde kalması gereken süre birlikte gözetildiÄŸinde; sanık ...’nın tutuklu bulunduÄŸu kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan tahliyesine, baÅŸka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına karar verilmelidir. ÇoÄŸunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığa atılı suçun sabit olmadığı bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı itirazının kabul edilmesi gerektiÄŸi düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır. SONUÇ Açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı itirazının REDDİNE, 2- tarihli ve 31100 sayılı Resmà Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A, 107 ve geçici 6. maddelerinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler ile hükmolunan ceza miktarı, gözaltında, tutuklulukta geçirilen süreler ve koÅŸullu salıverilme tarihine kadar cezaevinde kalması gereken süre birlikte gözetildiÄŸinde; sanık ...’nın tutuklu bulunduÄŸu kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan TAHLİYESİNE, baÅŸka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA, 3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, tarihinde yapılan müzakerede oy çokluÄŸuyla karar verildi. Arkadaşlar 18 yaş altı birisi bir sebepten dolayı birisini bıçakla yaralasa ya da öldürse cezası ne olur? Cezai ehliyet sınırı yaş olarak 12 sayılır. Bu yaştan küçüklere hapis cezası verilmez. 12-15 yaş arası için ceza büyük oranda indirilir. 15-18 yaş için normal düzeyde bir yaş sebebiyle indirim alır. Kasten öldürmenin temel hali müebbet iken 17 yaşında biri işlerse 12-15 yıl arası bir hapis cezası öngörülmüştür. Ayrıntısı için TCK 31 e göz atın... Olayın şartlarına göre değişir Birisi bunu dolandırıyor bu çocukta onu bıçaklıyor. Tam kaç yaşında bilmiyorum ya 15 ya 16 dır. Haksız tahrik indirimi alabilir Sayfaya Git Sayfa Konu Bıçakla adam yaralama Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü AMP Your browser doesn't support video. Please download the file video/mp4 Bıçakla adam yaralama merhabalar bu benım ılk sorum olucak. aranıza yenı katıldım. sımdıden tesekkur ederım. benım bır tanıdıgım devlet memuru ve 17 yıllık bır memur. bır tartısma sonucu alkollu ıken 3 kısıyı dovmus ve 1 kısınınkolunu kırmıs ve belınden v seklınde bıcaklamıs. su an cezaevındetutuklu olarak yargılanmakta. kolu kırılıp bıcaklanan sahıs sıkayetınden vazgecmemıs ve 3 gun ıcınde hastaneden cıkmıs. ısyerınden 6aylık ucretsız ızın alındı. benım ogrenmek ıstedıgım bu tanıdıgımıza nasıl yardımcı olabılırız, ne kadar ceza alır. 6 ayı gecerse tazmınat hakkını ve ısegerı donus hakkını kaybedermı? emeklılık durumu ne olur emeklılıgıne az kalmıstı. cıkan tartısmada karsı taraf tanıdıgımıza kufur etmıs tanıdıgımızında burnu kırılmıs. ayrıca psıkolojık tedavı gormekteydı. su an bır baro avukatı kendısını savunmakta. kendısı su ana kadar 1 kez mahkemeye cıkarıldı. karsı taraf sıkayetı gerı almadıgından halen tutuklu yargılanmaktadır. 2. mahkeme bir ay sonra yapılacak. yardımlarınızı rıca ederım. saygılarımla Hukuki NET Güncel Haber 19-04-2005 122902 Nedir? Konuyla ilgili baro avukatının gereğini yapacağını düşünmekteyim. merhaba sayın ''syb3'' öncelikle geçmiş olsun..ben daha hukuk öğrencisiyim ve öğrendiğim bilgiler çerçevesinde genel olarak naçizane fikirlerimi paylaşmak istedim.. olayda tanıdığınız, alkolü kendi iradesiyele aldıysa suçtan muaf olamaz onu belirtmeliyim..ama saydığın psikolojik durumu,karşı tarafın tahriki vs nedenler hakim kararı veriirken muhakkat dikkate müessir fiildeyaralamada tck m456/4 çerçevesinde''eğer fiil,hiçbir hastalığı veya mutat iştigallerden mahrumiyeti mucip olmamış yahut bu haller 10 güden ziyade uzamamış ise takibat icrası mutazarrırın şikayetine bağlı olmak şartıyle fail hakkında 2 aydan 6 aya kadar veya para ceza sına hükmolunur''.ancak dedğim gibi hakim somut olayda ağırlaştırıcı ve hafifletici sebepleri gözönüne alarak hükmeder zannımca..yeni tck da bu ceza ytck m88/1 hükmünce 4 aydan 1yıla veya diğer bazı sebeplerle para cezasına çevrilebilir. devlet memurluğuna ilişkin isebu konudada çok net olmamak kaydıyla'' 2 kez olumsuz sicil olan devlet memuru emekli 25 seneyi doldurmuşsa emekli aylığı 657 sayılı devlet memurları kanunu na göre''uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi gibiler bu kanunn öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam eder'' bir ''ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amirmüfettişlerin görevinden uzaklaştırdıkları memurlar hakkında atamaya yetkili amirilgilinin durumunu her 2 ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar verir ve ilgiliye de yazı ile tebliğ eder''demiş. benim konuyla alakalı gözüme çarpan kanun maddeleri bunlar..siz avukatınıza danışın ve ona göre hareket edin bence.. saygılarımla..yazdıklarımın yanıltıcı olmaması dileğiyle!!! gerçekten de sarhoşluk sebebinde serbest hareketlerden actio liberia in causa olduğu için failin sarhoş olması tabi ki bu sarhoşluğa kendi istemi ile sebep olması halinde! ceza sorumluluğu açısından bir farklılık yaratmaz. ayrıca baro avukatı bunları elbette bizden daha iyi gözönüne alacaktır. mahkeme de olayı tüm ayrıntıları ile göz öneüne alacaktır. içiniz rahat olsun selamlar avukat tutun sakın aksatmayın ifadelerinizidüzgün verin hastane ve adli tıp raporu önemli olan kaç gün rapor almışlar tahrik unsuru önemli yaralama davları için önemli olan bunlar.. geçmiş olsun Sevgili arakadaşım Tanıdığınız karşı tarafın kolunu kırması ve belinden bıçaklaması ve buna karşın hastahaneden 3 gün içinde çıkması önemli önemli olan kırılan kolun ve bıçaklanmadan doğan yaranın ne kadar zaman kendisini iş ve güçünden mahrum herhalde tahmin edersiniz ki 10 günü nedenle şikayetten vazgeçilse bile kamu davası olarak devam zamanda kişi 10 gün içinde iyileşse bile olayda bıçak kullanıldığından dolayı kamu davası olarak vazgeçmek indirim sebebi dikkat edilmesi gereken noklar bence şunlardır 1-Bıçak kimindir. 2-Yaralamanın bölge itibariyle hayati tehlike yaratır mı yaratmazmı 3-küfürün tartışmadan önce mi tartışma ve itişme başladıktan sonra mı edildiği 4-4 kişi birden üzerine geldiğinde kendini savunma imkanının neler olabileceği 5-Tanıklar varsa bunların beyanları 6-Olay yeri tutanağının doğru bir şekilde tutulup tutulmadığı 7-İfadelerin çelişki yaratıp yaratmadığıdır. Bunların hepsinin değerlendirilip savunma hazırlanması gerekmektedir. Burada bence savunma meşru müdafaa,ıztırar hali üzerinde kurulması gerekir. dır. Bu hususların birlikte değerlendirilip Bu sayfada bulunan kavramlar adam yaralamanın cezasi nedir, bıçakla yaralamanın cezası, bıçakla adam yaralamanın cezası, bıçakla yaralama cezası, adam yaralamanın cezası 2015, http bıçak ile adam yaralamak, koldan bicaklamanin cezasi, biçakla adam yaralamanin cezasi, 2015 bıçaklamanın cezası, koldan adam bicaklamanin cezasi nedir, bicakla yaralamanin sucu nedir, bıçakla adam yaralamanın cezası nedir, bicakla yaralama, adam yaralama cezasi bicakla, bicakla yaralamanin cezasi 2015, adam yaralamak, bıçaklı yaralamanın cezası, adam yaralamanın cezası ne kadar, adam yaralamanin cezasi, alkollu bicakla adam yaralama, bıçak yaralama cezası, bıçakla yaralama da ceza, bicakla adam yaralama, bıcaklı yaralama cezaları Forum Benzer Konular Bıçakla kasten adam yaralama Planlı bir şekilde bekleyerek önce tehtit ederek, yumruklu kavganın ardından arkası dönük kişiye cebinde taşıdığı bıçakla koltuk altının 4 cm... Yazan tugay92 Forum Ceza Hukuku Yanıt 2 Son İleti 08-10-2015, 133447 Bıçakla adam yaralama !!! Merhabalar benim başımdan Mart ayında bir olay geçti. saat gece 3 sularında ben kız arkadaşım ile arabanın içerisindeyken kapıyı açıp bıçakla bana... Yazan borahaan Forum Ceza Hukuku Yanıt 2 Son İleti 29-11-2011, 141255 İftira, bıçakla adam yaralama Eski nişanlım ki avukattır kendisi, aramızdaki herşeyin bittiğini belirttiğim halde evi terketmemekte, sürekli herşeyi kırıp dökmekteydi. Birkaç defa... Yazan FreeX Forum Ceza İnfaz Hukuku Yanıt 2 Son İleti 05-02-2011, 140847 Bıçakla kasten adam yaralama Sayın forum üyeleri; Bir konuda görüşünüze başvurmak istedim. bir kaç gün önce bir tanıdığım evinin önünde daha önce savcılığa tehdit dilekçesi... Yazan imhoteptr Forum Ceza Hukuku Yanıt 2 Son İleti 18-12-2008, 222315 Bıçakla adam yaralama - 2 ılgınıze gercekten cok tesekkur ederim. boyle bır olay basımıza ılk defa gelıyor. maddi durum olanaksızlıklarından dolayıda kendımız bır avukat... Yazan syb3 Forum Ceza Hukuku Yanıt 0 Son İleti 20-04-2005, 093805 Yetkileriniz

bıçakla adam yaralamanın cezası 2015