🐻❄️ Edward G Robinson Frida Kahlo
Edward G. Robinson, an American star, bought four of her paintings in 1938. Also, Andre Breton, the surrealist Port and essayist, bought her paintings in 1939. A photographer Lala Alverez Bravo opened an exhibition in her gallery only for her. It was her first gallery in Mexico. Frida Kahlo was filled up with the passion oh painting of painting.
Curiosamentela vida de Frida Kahlo fue llevada al cine por la actriz mexicana Salma Hayek en la película llamada “FRIDA” en 2002 y que le valió una nominación al Oscar como mejor actriz, convirtiéndola en la primera mexicana en ser nominada a este reconocimiento y que en 2018 compartiría con Yalitza Aparicio quien se convirtió en la segunda mexicana en lograr ser nominada a un Oscar.
American collector and film actor Edward G. Robinson purchased four of Frida's paintings prior to the opening and then lent them to Levy for the exhibit. While in New York for her exhibition, Frida engaged in a relationship with the Hungarian born Nickolas Muray , a well known socially prominent fashion photographer.
(As a small side note to Kahlo's uncanny genius for attracting fame, the first paintings she ever sold were to the actor Edward G. Robinson, then at the height of his own celebrity.) Taymor's film centers mostly on the Communist politics of the era and on the marriage and strays very little into the particulars of Kahlo's health, which is
EdwardG. Robinson compra cuatro autorretratos y Frida tiene su primera exposición individual en New York en Levy Gallery. Obras realizadas: Frutas de la Tierra
AlthoughFrida finds André pretentious, he becomes one of her biggest admirers. Edward G. Robinson buys four self-portraits and Frida stages her first solo exhibition in New York at the Levy Gallery.
Podemosaguantar más de lo que pensamos , Frida Kahlo. | Archivo | ElTiempo.com En ese aspecto hay una alusión al actor Edward G. Robinson, quien después de protagonizar en 1931 la cinta
PrMLeV. Edward G. Robinson, sanatı ve Kahlo'yu seven Hollywood oyuncusu Edward G. Robinson, 30 ve 40 yıllarında Hollywood'da çok popüler bir aktördü. Ama bu onun hayatının en önemli özelliği değildi, o kendi kıskanılacak sanat koleksiyonu. Kötü gangsterler oynayan Romen doğumlu Amerikalı, özel bir duyarlılığa ve zarif bir göze sahipti. Yavaş yavaş seçkin bir seçim yaptı ve bize bir fikir vermek için çalışmalarının sahibidir. Rembrandt, Matisse veya Gauguin. Robinson, 1893'te doğdu ve yaklaşık 40 yıllarında bir aktördü. Zevklerini geliştirmeyi biliyordu ve sanat dünyasına çok dahil oldu, hatta konuyla ilgili belgesel dizisini bile anlattı. Tutkusu resim satın almaktı, ilk doğan Manny'nin doğumunu kutladı. Monet ve bir Degas. Yolculuklarında aynı zamanda Meksika'da bir tatildeyken parça almaya bayılırdı. Diego Rivera Ona karısının işini gösterdi. Frida Kahlo O zamanlar o kadar iyi tanınmıyordu ki, Robinson düşünmeden, her biri 200 dolarına dört resim aldı. Ancak 1950'te, fırtınalı boşanma nedeniyle değerli koleksiyonundan kurtulmak zorunda kaldı. Yıkıldı, ancak ikinci kez evlendiğinde toplanma arzusu yeniden ortaya çıktı ve yavaş yavaş yeni bir koleksiyon yaptı. 1973'te, 79 yıllarında öldü ve ikna olmuş sanat aşığı.
Frida KahloWhile still in Detroit, Frida slowly overcame her unhappiness following her miscarriage and took up painting again. In this self portrait, as well as many others, Frida wears a piece of pre-Columbian jewelry. This one, from her collection of many, is a necklace of jade beads. She appears fresh and attractive and expresses greater self-confidence than in her earlier self portraits. For the first time Frida appears in a self-portrait with a shadow of a mustache. This painting was purchased in early 1938 by the American actor Edward G. Robinson. In 2001, an image of this painting was featured on a first class commemorative postage stamp and a Mexican postage stamp. [ is a Digital Museum We haven't opened yet, but somehow you found us. Join the list for early access. HomeAboutPSST...Log inJoin wait list
Kafasında çiçekleriyle, resme olan aşkıyla, yaşadığı onca acıya ve özleme inat dimdik hayatta duran, Frida Kahlo'nun hayat hikayesidir... Resim denildiğinde kafasında koca güllerle bezeli figürüyle hemen akla gelen, "Bir ressam olarak doğdum" diyecek kadar kim olduğunun farkında ve "Bir fahişe olarak doğdum" diyecek kadar da cesur, hayatı mücadeleyle geçmiş bir kadın, Frida döner mi Frida'nın yaşadıklarını anlatmaya bilmiyorum ama daha yazmaya başlarken kendimi en az onun kadar cesur ve güçlü hissediyorum. Sayfalarca yazsam doyamam ve anlatacaklarım da bitmez biliyorum. Çünkü işte öyle bir hayattı Frida'nınki...Çünkü resimleri hangi akımlara örnek gösterilirse gösterilsin, her zaman resimlerden acı fışkırdı. Tuvalde yansıyan gerçek ve acı, hayatın ta çocukluğu6 Temmuz 1907'de Meksika'da Macar Yahudisi fotoğrafçı Wilhelm Kahlo ve Kızılderili asıllı Matilde Calderon Gonzales'in dört kız çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya geldiğinde ona "Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon" adını Frida daha sonra doğum gününü 7 Temmuz 1910 olarak ilan edecekti. Çünkü bugün Meksika Devrimi'nin gerçekleştiği gündü. Çünkü Frida, Meksika'yla birlikte yeniden doğmuş olmayı doğduktan kısa bir süre sonra annesi hastalandı ve ona süt veremedi. Bu dönemde onun için Kızılderili bir sütanne bulundu. Bu durum sıradan bir sütanne konusu olabilirdi. Ancak Frida yıllar sonra yaptığı resimlerden birinde sütannesinin Meksikalı yönünü vurgulayarak ön plana bacak FridaFrida, annesini nazik, sevecen, zeki ama aynı zamanda zalim bir kadın olarak tanımlıyordu. Ayrıca annesi onun deyimiyle fanatik bir şekilde dindardı. Bunun yanında babasını, yazdığı günlüklerde her zaman mükemmel bir figür olarak tanımlamıştı. Babası, şefkatli kolları ve çalışkanlığıyla gözünde mükemmel sözcüğünün zaman bir derdi olsa, babası anlayışla onun yanındaydı. 6 yaşında geçirdiği çocuk felcinden sonra özellikle başlamıştı bu kişilik analizi. Çünkü çocuklar bu hastalıktan solunum yetmezliği nedeniyle ölürken, babası onun en büyük motivasyon kaynağı olmuş ve Frida sağ bacağındaki incelme ile onun adı, Tahta Bacak Frida'ydı. Frida bacağının görüntüsünü kapatmak için giydiği uzun eteklerle, bu duruma sadece çocuk gibi büyüyen FridaBir erkek çocuğu gibi büyümesine sebep, geçirdiği çocuk felcinin yansımaları olsa da, asıl sebebi babasının içten içe hiç erkek çocuğu olmadığı için üzüldüğünü bilmesiydi. Bir erkek çocuk gibi giyindi, davrandı, hatta okulda hep erkeklerle bir aradaydı. Ne kadar keskin görüşleri olduğunu bilsek de Frida aslında annesinin naif yönünü de üniversitedeYıllarca geçirdiği hastalığın bıraktığı enkazı yaşayan Frida, tıp okumaya karar verdi. Çabalayan hırslı yanı tıp eğitimi için bir ilki başarmıştı. Çünkü Meksika'da Ulusal Hazırlık Okulu Tıp Eğitimi Bölümü'ne kabul edilen ilk kız öğrencilerden burada kendini sanat, felsefe, edebiyat alanlarında çok geliştirdi. Çünkü ilerde Meksika'da önemli adamlardan olacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda ve Alfonso Villa, Frida'nın okul hayatı değiştiren kaza17 Eylül 1925, Frida ve sevgilisi Alejandro Gomez Arias otobüsün peşinden koşup onu yakaladıklarında bile sıradan bir gündü, ta ki otobüs tramvayla çarpışıncaya kişinin öldüğü kazada Frida ağır yaralı olarak kurtulmuştu. Kalın bir metal çubuk karnından girmiş kalçasından bel omurlarını zedeleyerek çıkmıştı. Frida'nın son hatırladığı güneşli bir günde çarpma sesinden sonra havada dağılan altın hastaneye götürüldüğünde omurgasının bel bölgesinde üç yerin, köprücük kemiğinin ve iki kaburgasının da kırık olduğu anlaşıldı. Ayrıca sağ bacağı 11 yerden kırılmış, sol omzu çıkmış ve leğen kemiği de üç yerden ölmesi beklenirken ayrılmış parçalarından yeniden bir bütün oldu. Bir aylık hastane yatışı ve hastalık boyunca 32 ameliyatından sonra Frida'nın yatalak bir hasta olarak kalacağı düşünüldü. Hayatı doktorlar, korseler ve yatağı arasında geçiyordu. Ama o acılarını yansıtmadı. 1954'te felçten incelmiş sağ bacağı kangren olmuştu, hastalığı karşısında artık babasının da beli bükülmüştü. İşleri artık kötüye gidiyor, onun da sara nöbetleri artıyordu. Frida'nın bakım masraflarını artık karşılayamayan babası, çareyi evdeki değerli eşyaların satmakta bulmuştu. Piyanosu ve kitapları dışında her şey her gün yeniden Frida için güçleniyor, Frida da acısını ve üzüntsünü ona hissettirmemeye çalışarak elinden gelen tek şeyi yapıyordu. Babası onu hayata bağlayan güçlü bir halattı, evet. Ama annesi de Frida'nın kendisine bakmaktan vazgeçmemesi için tavana bir ayna yaptırmayı akıl tepkisi parçalanmış bedenine karşı bir çığlık olsa da, sonra aklına gelen şey bu bedenin resimlerini yapmak oldu. Aynadaki kişi kendisinden çok uzakta ve bir o kadar da yakındı. Onunla yeniden tanışmak için bulduğu bu yol zamanla onu resme daha çok çok resim Frida'yı iyileştirdiYattığı yerde elinde kağıdı kalemi hiç eksik olmadı. Annesinin sürekli teşviğiyle Frida sürekli resim yaptı. Üstelik artık ağrılarıyla ancak bu şekilde baş ilk portresini ilk aşkı Alejandro'ya hediye etti. Ancak genç adam Frida'yı bırakıp gitti. Frida acılarının üzerine ilk aşkının acısını da ekleyerek onu iyileştirdi. Sonunda Frida renklerinden, portrelerinde, birleştirdiği parçalarından yeniden doğdu. 1927 sonunda Frida yeniden Michalangelo ve FridaFrida yeniden hayata döndüğünde artık sanatı daha çok hayatında tutması gerektiğini biliyor ve gerçekten iyi şeyler yapıp yapmadığını öğrenmek istiyordu. Sanatı politikadan ayırmadan bu çevreye yakın olmaya, onlarla davetlere katılmaya başladı. Hatta 1929'da Meksika Komünist Partisi Meksikalı Michalangelo olarak tanınan ünlü ressam Diego Rivera'ya ulaşmak, onun resimleri hakkındaki fikrini öğrenebilmekti. Sonunda Diego'yla tanışmanın bir yolunu bulduğunda vakit kaybetmeden onu ziyaret Frida'nın resimlerinden çok etkilenmişti. Frida ise Diego'ya aşık oldu. Hayat bir şekilde ilerledi ve Frida'nın ailesinin tepkilerine rağmen bu çift 21 Ağustos 1929'da evlendi. Düğünlerine aileden sadece babası ve Diego'nun evliliğiFrida, Diego'ya aşıktı. Sevildiğini de biliyordu ve Diego'nun başka kadınlara olan ilgisini evliliklerinin ilk yılında hamile kaldı. Ancak Diego'yla yaşdığı anlaşmazlıklar sebebiyle bebeği Diego'nun duvar resmi siparişlerini almasıyla 1930'da Amerika'ya gitti. Burada Frida art arda iki düşük başka kadınlarla olan ilişkisi artık Frida'yı iyice yormuştu. Fırtınalı geçen evlilikleri artık bunu taşıyamıyordu ve 1939'da ayrıldılar. Ancak ne yapsalar kopamıyorlardı. Bir sene sonra yeniden evlendiler ve Frida'nın çocukluğunu geçirdiği eve yaşarlarsa yaşasınlar, hatta Frida kendi adına ne hata yaparsa yapsın Diego onun için her zaman özel ve önemli oldu. Onun için şunları yazmıştı"Başlangıç Diego... Yapıcı Diego... Çocuğum Diego... Ressam Diego... Babam Diego... Oğlum Diego... Sevgilim Diego... Kocam Diego... Dostum Diego... Anam Diego... Ben Diego... Evren Diego..." Frida yeri gelip onu yalnız bırakan, yeri gelip kendinden daha iyi resim yaptığı için kıskanan Diego'yu her şeyi yaşarken bilinen sanatçı, Frida KahloFrida, Diego'yla ikinci kez evlendiği dönemde sürrealist akımın öncü isimlerinden Andre Breton'un desteğiyle New York'ta bir sergi açtı ve bu sergi büyük ilgi yaşarken değeri bilinen ender sanatçılardan biri olmuştu. Çünkü o sergide resimlerinin yarısı satıldı. Hatta 4 tablosunu ünlü aktör Edward G. Robinson satın ünlü ressam, Frida KahloFrida artık uluslararası bir üne sahipti. New York'tan sonraki sergisini Paris'te açtı. Picasso, Kandinsky başta olmak üzere birçok önemli ismin de sergiye ilgisi büyüktü. Louvre Müzesi, Frida'nın "Çerçeve" adını verdiği tablosunu satın daha sonra Frida ile ilgili "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz." yorumunu Frida'ya duyduğu hayranlıkla bilinen Madonna, onun 70 eserinin 50 tanesini satın hayatı film olduFrida'nın insanın psikolojisini zorlayan hayatı, film oldu. Filmin başrolünde Salma Hayek ve yönetmen koltuğunda da Julie Taymor en büyük özlemiSağlığı sık sık bozulsa da, Frida bütün benliğini resme adayarak yaşıyordu. Hissettiği tüm güçle resim yaptı. Yine de hayatta en büyük iç geçirmesi kesinlikle sağlık sorunları değildi. Frida, hiçbir zaman sahip olamadığı hayali çocuğu Leonardo'yu hep çok sahip olamadığı için de evcil hayvanlar besledi. 1941'de "Ben ve Papağanlarım" ve 1953'te "Maymunlarla Otoportre" adlı tabloları belki de Leonardo'ya birer Kahlo öldü"La Esmeralda" sanat okulunda öğretim üyeliğine başladığında sağlığı artık onu daha çok yoruyordu. Her şeye rağmen bildiklerini aktarma aşkı bünyesini ayakta tutuyordu. Ama 1950'de daha önce olduğu ameliyatlar onu tekrar hastaneye yatırdı. Frida burada 9 ay 1953'te nihayet Frida'nın sağ bacağını kestiler. Şükürle olsun ki, Meksika'da ilk kişisel sergisini bu olaydan önce açmıştı. 13 Temmuz 1954'te Frida, acılarının üzerine başarılar ektiği hayatını akciğer ambolisi nedeniyle önce tamamladığı son tablosuna "Yaşasın Hayat" adını incir çekirdeğini doldurma cürretini gösteremeyecek acılarımızla hayattan bağımızı koparırken; Frida, ölmek üzere olduğunu bildiği bir zamanda bile tablosuna "Yaşasın Hayat" adını verdi. Sanırım benim üzerine ütopyalar kurmama gerek yok bu yazının. Bu ancak bir paradoks olurdu ve zaten ne söylesem eksik. İyi ki geçtin bu dünyadan renklerinle Frida Kahlo...Damla Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle biyografivekitap*SORU CEVAPFrida Kahlo Neden Öldü?Frida Kahlo akciğer embolisi nedeniyle 13 Temmuz 1954 yılında son nefesini Kahlo Ne Zaman Evlendi?Frida Kahlo Meksika'nın Michelangelosu olarak tanınan ünlü ressam Diego Rivera ile 21 Ağustos 1929 yılında Kahlo Kaç Yılında Doğdu?Frida Kahlo 6 Temmuz 1907 yılında Meksika'nın Coyoacan kentinde dünyaya Kahlo Kocası Kim?Frida Kahlo'nun kocası Diego Rivera, Meksika'nın Michelangelosu olarak anılan dünyaca ünlü bir kahramanı köpek Frida emekli olduFrida Kahlonun radyo kaydına ulaşıldıRebecca Black - Friday OFFICIAL VIDEOTehlikeli Antikalar Friday the 13th The Series
Frida Kahlo… Uçlarda yaşadı, canlı renklerden koyu tonlara aşama aşama geçtiği bir yaşam sürdü. Öldüğünde 47 yaşındaydı ve o ömre kültleşmiş bir efsane sığdırmayı başardı. Sadece önemli bir ressam değil, yurduna ve dünyaya kayıtsız kalmamış, hümanist, devrimci, ülkesine aşık bir yurtseverdi tüm sancılarıyla soğururken ruhsal olduğu kadar fiziksel inanılmaz acılara, ağrılara maruz kaldı, sakatlandı ama kendisini bir kaybeden olarak görmedi. Sanatında ve aşkta teselli bulup havlu atmadı. Direnmenin öyküsünü adım adım yazdı. Onu unutulmaz kılan, yapıtlarıyla hafızalara kazıyan da, özgün sanatıyla bütünleşmiş cazibesinin ve büyüsünün ardında yatan da bu yol yüzünden pek çok şeyi sineye çekti. Bu yolda bugün hâlâ en sağlam aşıkların bile anlam veremeyeceği denli tavizlerde bulundu. Yaşamak onun için böyle bir şeydi. Yaşamda her an her şey olabilirdi ona düşen direnmekti. Çizdiklerinde yansıyan; sıklıkla akan kanlar, parçalanan duygular, yüreğe saplanmış bıçaklar, saplantılı bir aşkla bağımlı olduğu Diego’suydu. Yaşamının çiçeklerden ibaret olmasını isterdi, olmadı! Başına taç yaptığı çiçekleri tuvallerinde FRIDA RESİMLERİNDE YAŞIYOR!47 yaşında yaşama veda eden, ardında yapıtları, röportajları, mektupları, günlüğüyle yaşamı hakkında pek çok kayıt bırakan bu demir yürekli kadının izini, Frida Kahlo adlı kitabında A7 Kutap yapıtlarıyla sürüyor illüstratör Maria yazdığı ve resimlediği kitabın konusu Frida’nın gerçek yaşamı değil hatta kendi yarattığı yaşamı da değil; ikisinin bir harmanı. Bunun nedeni Frida hakkındaki yaygın algının bir yetişkin olarak insanlara vermek istediği mesajı gölgelememesi. Hesse’nin tavsiyesi de şu “Yaşamının en gerçekçi yönlerini bilmek istiyorsanız, kendinizi Frida’nın bize kim olduğu hakkında kısa mesajlar bıraktığı resimlerine bakın. Gerçek Frida aslında resimlerinde yaşıyor.”Temel vargıları ve izlenimleri elbette ıskalamıyor Maria Hesse. Yazıyor hepsini... Hakkındaki yaygın pek çok kanıyı doğruluyor da yazdıklarıyla. Evet, uçlarda yaşadı, canlı renklerden koyu tonlara aşama aşama geçtiği bir yaşam sürdü. Güler, şarkılar söyler ve dikkat çekmekten hoşlanırdı. Yapıtlarında ömrünce yakasını bırakmayacak mutlak ıstıraplarından esinlenir, sıklıkla kalabalıklardan koparak stüdyosuna sığınırdı “Kendimi resmediyorum çünkü en iyi kendimi biliyorum. Hiçbir zaman rüyalarımı ya da kabuslarımı çizmedim, kendi gerçeğimi çizdim.”DEVRİM BEBEĞİ; MAGDALENA CARMEN FRIDA!Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderon, 6 Temmuz 1907’de Coyoacan’da dünyaya gelir. Gerçek doğum tarihi buysa da O, 7 Temmuz 1910’da doğduğunu söylemeyi tercih eder. Çünkü, “Ben, devrimin ta kendisiyim” diyeceği Meksika Devrimi o yıl günden itibaren, tüm yaşamı boyunca ciddi bir sağlık sorunuyla mücadele eder. Rahatsızlığının tanısı ayrık omurgadır spina bifida. Çok ciddi bir omurga eğriliği skolyoz yaşar, sağ bacağı sola göre daha zayıf, daha kısa ve daha ince kalır. Çocuklar ona “tahta bacak Frida” adını takar. Yardımsız yürümeyi ancak üç yaşında başarabilir. Kız kardeşi Cristina da sırtı için çok sayıda operasyon geçirir ve tüm yaşamı boyunca korse giymek zorunda çocuklarıyla ilgili bu gerçeği herkesten saklar “Gelecekteki damat adaylarımı azaltmamak için asıl hastalığım yerine çocuk felci geçirdiğimi söylemeye karar verdiler çünkü o dönemde ayrık omurga hastalığının kalıtsal ya da bulaşıcı olup olmadığı bilinmiyordu. Bu şüphe yaşamım boyunca aklımdan çıkmadı ve her zaman dünyaya sağlıklı bir bebek getirip getiremeyeceğimi merak ettim.”YÜZDÜ, DÖVÜŞTÜ, BOKS YAPTI!Ailesi bununla da kalmaz, biricik gözdesi olduğu babası, bu durumla başa çıkmak için o günlerde küçük bir kız için hayli alışılmadık bir tedavi programı uygular; Frida yüzer hatta dövüşür, boks yapar!Babasının ilk eşi ikinci kızlarını dünyaya getirirken yaşamını kaybetmiş. Üç ay sonra 21 Şubat 1898’de annesi ile evlenmiş ve aynı yıl ilk ablası dünyaya gelmiş. Evlendikten sonra babası, annesinin babası gibi fotoğrafçı olarak çalışmaya başlamış ve La Casa Azul’u kurmuş. Babası annesine aşık olsa da, intihar ederek yaşamına son veren ilk aşkını unutamamış annesi için aynısını söyleyemiyor HAYALLERİNE SIĞINDI, PİNZON’A FİRAR ETTİ!Frida, dört kız kardeşin üçüncüsü. Kendisinden on bir ay sonra doğan ve kendisine yaşamının en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşatacak küçük kız kardeşi Cristina en yakın olduğu da yetişkinliğinde olduğu gibi hep hayallerine sığınmış. Günlüklerinde de küçük bir kızken, odasının penceresine nefesiyle buhar yapıp parmağıyla bir kapı çizdiğinden bahseder meselâ. Hayalinde bu kapıdan büyük neşe ve aceleyle geçer. Pinzon adını taşıyan mandıraya varana kadar bütün ovayı hızla aşar. Pinzon’un O’sundan içeri atlar ve hızla pürneşe hayali arkadaşının onu her zaman beklediği yeraltındaki gizli yere gider. Sorunlarını anlatır artık yüzünü ve hangi sorunlarını anlattığını hatırlayamadığı o hayali DEVRİMİ VE KURŞUN VIZILTILARIKendini o gün doğmuş kabul eden Frida için 1910’da başlayan Meksika Devrimi’nin yaşamındaki yeri tartışmasız. Diktatör Porfirio Diaz hükümeti devrilecek ve ülke on yıl sürecek bir geçiş dönemine girecektir. Annesinin Zapatista hareketini desteklediğini yazar. O günleri de hep kurşun vızıltılarıyla hatırlar “Cristina ve ben bulduğumuz yere saklanırken, annem onlara yiyecek verir ve yaralarını iyileştirirdi. 1914 yılında tek duyduğumuz kurşun vızıltılarıydı. Hâlâ o sıra dışı sesi hatırlarım. Anne babamız gerillaların eline düşmeyelim diye gözcülük yaparken, Christi ve ben ceviz kokulu büyük dolabın içinde saklanır ve kurşunları sayardık.”DOKTOR OLMAK İSTERKEN DEVRİMCİ RESSAM OLDUFrida, annesinin ısrarıyla Ulusal Hazırlık Okulu sınavlarına girer, kabul edilen iki bin öğrenciden biridir. Anatomiyle yakından ilgilenen Frida’nın hayali doktor Cachuchas adıyla bilinen bir gruba dahil olur. Meksika’nın yerli geçmişini geri kazanması gerektiği inancıyla sosyalist ve milliyetçi fikirleri benimser. Kendilerini yeni bir ulusun doğuş aşamasında görür ve bu yeni ulusun şekillenmesine katkıda bulunacak bir fırsata sahip olduklarını günlerde çevresindeki her şeye tutkuyla sarılır. O dönem yaşamındaki bir diğer dönüm noktasıdır. Annesi ateist olacağından endişe eder çünkü kadınlardan beklenen klasik davranışları göstermiyordur ve çocukluk arkadaşları da bu nedenle birer birer uzaklaşmıştır. O dönemki aşkı Alejandro’ya “Umurumda değil. Kendimi olduğum gibi seviyorum”!” RIVIERA İÇİN YAPMADIĞI KALMADI!1922’de ise Ulusal Hazırlık Okulu’nun Bolivar Tiyatrosu’na bir resim yapmak için seçilmiş, hayatının aşkı, dönemin ünlü ressamı Diego Riviera’yla tanışır. İlgisini çekmek için yapmadığını bırakmaz. Kendini adeta onu rahatsız etmeye adar! Ayağı kayıp düşsün diye yerleri cilalar, yiyeceklerini çalar. Ne zaman ona poz veren modelle flört ettiğini görse, bağırarak karısının geldiği uyarısında bulunur! İlgisini çekmeyi de başarır EYLÜL 1925… KORKUNÇ KAZA17 Eylül 1925’te bindiği otobüs tramvayla çarpışması sonucu ölümün eşiğine gelen Frida, izleyen süreçte hayli süre neredeyse ölmüş olmayı dileyecektir. Çektiği acıları, ağrıları ifade etmeye kelimeler kifayetsizdir, o da hem yazar hem çizer!Çarpışmayı sorduklarında buz gibi bir ifadeyle adeta katatonik bir dille anlatır “Çarpışmanın farkında olduğum yalan. Ağlama konusu da öyle. Hiç gözyaşı dökmedim. Çarpışma bizi öne doğru savurdu ve otobüsteki çelik borulardan biri, bir kılıcın boğayı delip geçmesi gibi beni delip geçti. Gariptir ki yerde çıplak, kana ve bir işçinin taşıdığı altın tozuna bulanmış şekilde yatıyordum. Çevremde insanlar, Küçük dansçıya yardım edin’ diye bağırıyordu.”Vücudunda onlarca kırıkla bir yıl boyunca yatağa çakılı kalır. Ablası üç ay boyunca yanından ayrılmaz, şoka giren annesi yaklaşık bir ay sessizliğe bürünür ve Frida’yı görmeye gelmez. Babası da üzüntüden günlerce kendine gelemez. Frida yıllar boyu çocuk sahibi olamamasını o kazaya YANI ÖLÜR. ARTIK AYNI İNSAN DEĞİLDİR!Tedavi süreci boyunca acının hayatının geri kalanı boyunca onunla birlikte olacağını öğrenir hatta neredeyse bunu kabullenir de. Anne babası yatağını adeta bir resim stüdyosuna çevirirler. Yatağın üstüne bir gölgelik yaptırılır ve içine de bir ayna yerleştirilir. Babası boyalar alır. Ve Frida kendi portrelerini yapmaya Avrupa’ya gitmiştir, çok uzun süre ona mektuplar yazsa da onu beklemekten yorulmuştur, o süreçte aşkı yavaş yavaş biter “Bir yanım ölmüştü ve artık aynı insan değildim, bu yüzden birlikte olmak da çok anlamlı gelmiyordu.”FİL İLE GÜVERCİNİN EVLİLİĞİYine de zamanın hemen hemen tüm yaraları iyileştireceğini inanmayı seçer. İyileştikten sonra - hiçbir zaman tam olarak iyileşemese de - komünistler, Marksistler ve siyasi sürgünlerden oluşan gruplarla görüşmeye başlar. Konuşma tutkusunu, danstan ve tekiladan aldığı zevki geri da o sıralarda bir arkadaşının evindeki partide, hayatının aşkı dönemin ünlü ve çapkın ressamı Diego Riviera’yı tekrar görür. Diego, Lupe Marin ile evlidir ve iki kızı vardır. Rus ressam Marevna’dan da bir kızı olmuştur. Diego’ya çalışmalarını göstermeye karar verir ve dört çalışmasını gösterir, Diego çok beğenir, görüşmeye devam ederler. Körkütük aşık olmuştur “Arkadaş, yoldaş ve sevgili olduk. Ona göbekli’ derdik ve kurbağa gibi bir yüzü olduğunu söylerdim; oda kızmak şöyle dursun güldükçe gülerdi.”21 Ağustos 1929’da evlenirler. Bunun bir fil ile güvercinin evliliği olacağını söyleyen ailesi -biri hariç- Diego’yu hiç sevmeyecektir. Zaten kimse Diego’yu; “Keşke sana istediğin her şeyi verebilseydim ama o zaman bile seni sevmenin ne müthiş bir olduğunu bilemezdin.” diyecek, çizecek, yazacak kadar sevmiş Frida kadar DER Kİ BİZ KADINLAR ACI OLMADAN YAŞAYAMIYORUZ’Düğünden kısa bir süre sonra Diego, Komünist Parti’den ihraç edilse de derslerinde ve çalışmalarında komünizmi savunmaya devam eder. O dönem Frida’nın az resim yaptığı, kendini ev işlerine ve Diego’ya adadığı bir dönemdir. Yemek sepetini hazırlar, evi temizler, onu bekler. Diego çapkın hayatına dönmekte gecikmez ve Frida’yı aldatmaya tüm acılarının depreştiği felaket bir dönemdir “Bir doktorun, tek eşliliğin kendisine uygun olmadığını anlattığını söyleyerek durumu açıklamaya çalışıyordu. Kürtaj olmak ve çocuk sahibi olamamanın umutsuzluğuyla yaşamayı öğrenmek zorunda kalmamla birlikte acı dayanılmaz hale geldi. Durmak bilmeden ağlıyordum, sonra kendimi yemekle, temizlik ve bazen resimle oyalıyordum. Bedenimin dünyanın tüm yaralarını içinde taşıdığı duygusu bir daha seni asla bırakmadı. Her şeye rağmen onu seviyordum. O insanlar için resim yapıyordu. Ben kendim için yapıyordum.”1930’da Amerika’ya taşınırlar. Acıları tuvallerinde biçimlenmeye devam edecektir öyle ki acıyı yaşamının ister istemez öznesi haline getirmiştir “Dürüst olmalıyız, biz kadınlar acı olmadan yaşayamıyoruz.”NEW YORK’A BAYILDI, DETROIT’TEN NEFRET ETTİ1931’de New York’ta yaşamaya başlarlar. Diego, Modern Sanatlar Müzesi’nde tek kişilik bir sergi açarak ününe ün katmaya devam eder. Frida, Meksika’yı çok özlese de New York’un büyüsünden de kurtulamaz. Sinemaya bayılıyordur özellikle de Chaplin’e, Marx Kardeşlere ve Disney’ Diego’nun Henry Ford için bir duvar resmi yapma teklifi alması üzerine Detroit’e taşınırlar. Hamile kalan Frida o günleri korkunç olarak niteler “Kendimi kaybolmuş hissediyordum ve bir de üzerine sürekli kanamam olduğu için dinlenmek zorundaydım. Yeniden resim yapmaya başladım.”KANVAS ÜZERİNE ACILAR!4 Temmuz gecesi bebeğini kaybeder, neredeyse ölüyordur. Hastanede ağlamalar ve kanamalarla acı dolu on üç gün geçirir. Hastanedeyken kederini kâğıtlara çizer. Diego o günlerde yaptığı resimlerle ilgili olarak; “Hiçbir kadın kanvas üzerinde Frida’nın yaptığı kadar acılı şiirler yaratmamıştır” Eylül’de kansere yakalanan annesini görmek için yine kanamalarla dolu bir yolculuk geçirerek Meksika’ya döner ve bir süre sonra annesini kaybeder. Bu dönemde Meksika’nın azizleri ve bakirelerine adanan adaklar yapıtlarına ilham kaynağı olur. Onun için başına gelenlerin resmini yapmak acısını geride bırakmanın, yaşama devam etmenin ve yaşama kutlamanın bir döndüğünde işler Diego için iyi gitmiyordur, artık eskisine kıyasla daha az iş alıyordur. Frida zaten Meksika’yı çok özlediği için hep dönmek ister, bir sürü kavganın ardından dönmeye karar SOSYETE ÇİLEDEN ÇIKARDIO dönemde Amerika’daki hayatını başta ne kadar sevse de yaşadıklarından ve tüm sorgulamalarından sonra onda kalan Amerika sevimli bir yer değildir“Buradaki yüksek sosyete beni çileden çıkarıyor ve tüm bu zengin insanlar beni delirtiyor çünkü yiyecek bir lokma ekmeği ya da yatacak yeri olmayan çok kötü koşullarda binlerce insan görüyorum. Bu duygu hep içimde. Binlerce insan açlıktan ölürken tüm bu zenginlerin gece gündüz partiden partiye koşmalarını görmek ne kadar korkunç.”LANETLİ 1932!Meksika’ya geri döndükleri 1932 yılının neredeyse tamamını hasta geçirir Frida. Sağ ayağındaki beş parmak kesilir ve bir kez daha düşük yapar. Diego sağlık harcamalarına lanetler yağdırıyor ve içinde bulundukları ekonomik çöküntü için Frida’yı suçluyordur. Fakat bu acılar ne ki; asıl darbe kız kardeşinden gelecektir. Diego ve kız kardeşi Cristina bir ilişkiye başlarlar“Hiçbir zaman bu kadar acı çekmemiştim. Bu kadar acı çekebileceğimi tahayyül dahi etmemiştim. O en sevdiğim kız kardeşimdi ve benim için her açıdan büyük anlam taşıyordu. Diego dolu dolu bir hayat yaşadı, benimki gibi aptal bir boşluğu değil. Ancak hiçbir zaman onun benim için her şey, benim ise onun için çöpe atılacak bir süprüntüden daha azı olacağımı düşünmemiştim. Alt tarafı sevdiği adam tarafından kandırılmış ve sonra yüzüstü bırakılmış bir kız çocuğu olduğumu fark ettim. Yaşamım boyunca iki çok ciddi kazanın sonucuna katlandım. İlki bir otobüsün beni yere çaldığı kazaydı… Diğeri ise Diego.”DIEGO’YA GERİ DÖNER AMA…Kırılmış, mağdur olmuş ve büyük bir ıstırap içinde küçük bir apartman dairesine taşınır ve saçlarını keser. Bir süre New York’a gider ama Diego’suz yapamayacağını anlayıp dönmesi uzun sürmez. Ona geri döner fakat bir şartı vardır Evlilikleri sürecektir ama bağımsız hayatlar yaşayacaklardır. Öyle de yaparlar. Pek çok sevgilisi olur hem erkek hem kadın. Fakat Diego çok kıskançtır öyle ki bir keresinde Frida’yı birlikte yakaladığı Japon heykeltraş Isamu Noguchi’yi elinde silahla kovalamış, neye uğradığını şaşıran Noguchi kendini dama çıkmakta bulmuştur!Sevgilileri arasında Gestapo’dan kaçmayı başarmış İspanyol Josep Bartoli, Sürrealizmin babası olarak bilinen Andre Breton’un Fransa’da Nazilerden birlikte kaçtığı karısı Jaqueline Lamba da vardır. Tüm ilişkilerine rağmen Diego’ya hâlâ saplantılı şekilde “Babam, oğlum, evrenim. Yalnızca seni sevdim” diyerek TROÇKİ SAYFASI1930’ların ortalarında General Lazaro Cardenas başkan seçilmiş ve komünizm başkente doğru yayılmıştır. 1936’da İspanya’da iç savaş patlak verince de Frida da kendileriyle aynı görüşte olanlarla birlikte faşizme karşı mücadele eden cumhuriyetçilere her türlü desteği verebilmek için bir dayanışma komitesi yıl Meksika, Lenin’in ölümünün ardından Stalin tarafından Sovyetler Birliği’nden sürgün edilen Lev Troçki ve eşi Natalia Sedova’ya siyasi sığınma hakkı tanır. Diego’nun ısrarları sonucu onları uzun süre gece gündüz gözetim altında oldukları La Casa Azul’da MEKTUPLARI YAKAR!Frida zamanla Troçki’yle yakınlaşır ama bu ilişki çok uzun sürmez çünkü Frida, Diego’ya ne kadar bağlıysa, Troçki de Natalia’ya o kadar bağlıdır “Lev, bendeki mektuplarını geri istedi ve aramızda yaşananların hiçbir izi kalmaması için onları yaktı.”Bir süre sonra Frida, Diego ile Troçki arasında bir kavga yaşandığını öğrenir. Nedeni ilişkileri miydi yoksa Diego’nun iddia ettiği gibi Troçki ve eşinin kirayı ödememesi miydi hiçbir zaman emin olamadığını BRETON’A YANITI SÜRREALİST DEĞİLİM!’Frida’nın çalışmalarının iyice dikkat çektiği ve kısa süre içinde Diego’yu gölgede bırakacağı o sıralarda tanıştığı Andrew Breton, Frida’ya çalışmalarının sürrealist olduğunu söyleyecektir. Frida’ya göre ise hiç de öyle değildir “Benim sürrealist olduğumu düşünüyorlar ama değilim, Hiçbir zaman rüyalarımı çizmedim. Kendi gerçeğimi çizdim.”Derken aktör Edward G. Robinson çalışmalarının dört tanesini her biri iki yüz dolardan satın alır. Frida çok mutludur artık kocasından para istemeden seyahat edebileceğini ve canı ne isterse yapabileceğini düşünür. Julien Levy onu New York’taki galerisinde bir sergi düzenlemeye davet eder. Artık kendi hayatını yaşamaya ve kocasının gölgesinden çıkarak kendi çalışmalarıyla tanınmaya flört ettiği ve özgür hissettiği az sayıdaki mutlu zamanlarıdır. Nickolas Muray’a aşık olur. Diego’yu sevdiği kadar seveceği tek erkektir. Sonrasında Marcel Duchamp’ın yardımlarıyla bin türlü güçlüğü aşarak çalışmaları Paris’te Renouet Colle Galerisi’nde HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATIRParis’te genel olarak hiç güzel vakit geçirmediğini yazacaktır Frida. Sürrealistler onu hayal kırıklığına uğratmıştır. Paris’teki o günlere tanıştığı Jacqueline Lamba, Mary Reynolds ve kendisi için “Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz” diyecek Picasso gibi dostları sayesinde dayanabilmiştir. Louvre, Frida’nın El Marco isimli otoportresini satın alsa da ve harika bir eleştirel kabul görse de ikinci bir sergi yapmayı kabul UZUN ELBİSELERİ…Bu arada Frida’nın farkına varan sadece sürrealistler değildir, Paris modası da peşindedir. Frida’nın en sevdiği o geleneksel kıyafeti anımsarsınız; bu, anaerkil geleneklerin devam ettiği Isthmus of Tehuantepec Tehuantepec kıstağı - Meksika Körfezi ile Pasifik Okyanusu arasındaki bölge kadınları tarafından giyilen bir elbisedir. Frida’nın da en sevdiğidir - uzun elbiseler giymeyi seçmesinin bir nedeni de engelli sağ bacağını saklayabilmesidir-. Değerli taşlarla süslenmiş eli Vogue dergisine kapak TROÇKİ’Yİ ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜSLE SUÇLANIRNickolas’la dostça ayrılırlar, fark eder ki; aşk acısı artık eskisi kadar uzun sürmüyordur. Diego ile araları ise beterin beteridir. Diego’nun Paulette Godard ile ilişkisi olduğu ve onunla evlenmek istediği şeklinde dedikodular ayyuka çıkmıştır. Üstüne Diego o sıralarda Troçki’yi öldürmeye teşebbüsle de o serbest yaşam düzeni sona erer, olmaz sanılan olur, boşanırlar ve Diego Amerika’ya gider. Acı çekmek Frida için olağandır “Kendimi gözyaşı olup akıttım, tıpkı kan olup aktığımız gibi. Acılarımı unutmak için içkiye sığınıyorum ama onlar da nasıl su yüzüne çıkacaklarını öğrenmişler”.Tekrar saçını keser, dişiliğinden arınmaya çalışır. Bir daha hiçbir erkeğe bağımlı olmayacağına dair kendine söz verir. Hiç kimseyi görmek istemez. Kendine acımadan çalışır, çalışır. İçki sağlığını kötü etkilemeye ÖLDÜRÜLÜR, FRIDA TUTUKLANIR!Yanı sıra en arabeskinden kaderin silleleri bitecek gibi değildir. Ramon Mercader ile arkadaş olur ama… “Ne kötü talih! O canavar, Troçki’yi başına buz kıracağını saplayarak öldürdü. Bu defa şüpheler bana yöneldi.” Kız kardeşi Cristina ile iki gün tutuklu kalırlar. Masum oldukları anlaşılana dek durmadan da hayatının da berbat olduğu bu anlarda Diego ayrılıklarının üzerinden bir yıl geçmemişken tekrar evlenmeyi teklif eder. Diego’ya hayır diyecek gücü olmadığını biliyordu ama bu sefer önce günün gün edecekti. Sevgilisi Heinz Berggreun’la etti de. Sonunda Meksika’ya geri döndü ve Diego ile yeniden elbette yine aldatma hakkına sahipti. Fakat bu sefer ilginçtir daha mutludur Frida “Evliliğimiz iyi gidiyordu. Çok fazla gülüyordum. Daha anlayışlıydım ve sık sık kalbinin önemli bir kısmını ele geçiren diğer kadınlar hakkında çok üzerine gitmiyordum. Nihayet hayatın bu şekilde daha iyi olduğunu ve gerisinin anlamsız olduğunu öğrenmiştim.”Yaşamı dolu dolu yaşamaya başlamıştır, artık çocuk sahibi olmaya takıntılı değildir, Pek çok evcil hayvanı vardır. Giyinip kuşanmayı ve bunun etrafındaki insanlar üzerindeki yaptığı etkiyi görmeyi seviyordur. Bir otobiyografi, günlük yazmaya geldiğinde Halk Eğitim Bakanlığı’nın Resim ve Heykel Okulu’nda ders vermeye başlar. Keşke her öğretmen Frida gibi olsa dedirten bir yöntemle eğitir öğrencilerini. Ne yaparlarsa yapsınlar kendileri olmalarına izin verir ve bildiği en mütevazı şekilde onlarda bir resim tutkusu yaratmaya çalışır. Birkaç ay okulda verir derslerini ama sonraları sağlığı kötüleşince evinde devam eder “İlk başta hepsi geldi ama zamanla yalnızca dördü kaldı Fanny Rabel, Arturo Garcia Bustos, Guillermo Monroy ve Arturo El Gero. Bu dördü Fridolar olarak tanındı.”AMELİYAT, AĞRILAR VE MORFİN!Sonrası yine ağrı ve yorgunluk. Çelik bir korse giymek zorunda kalır. Kilo kaybeder, sağ elinin kaskatı kesildiği günler olur. Doktorlar tam olarak nedenini bulamaz. Hastanelere dünya para harcasa da fayda etmez. Yine resme New York’ta ameliyat olur. Dört omuru birleştirilecek, kalça kemiğine nakil yapılacak ve sırtına on beş santimetrelik bir çubuk yerleştirilecektir. Ameliyat sonrası çektiklerinden sonra bugüne kadar çektiklerine acı demeyecek, hayatının sonuna kadar demorol ve morfin bağımlısı AÇILIŞINA YATAĞIYLA GİDER!Bu sırada Diego’nun sadakatsizlikleri yine sürüyordur ve oyuncu Maria Felix ile ilişkisi Frida’yı bir kez daha boşanmanın eşiğine getirir “Ona neden Benim Diego’m” diyorum? Hiçbir zaman benim olmadı ve olmayacak. O. Kendisine ait.”Zaman geçtikçe görece bir iyidir bir değil! Meksika’daki ilk kişisel sergisini 1953’te, fotoğrafçı Lola Alvarez’in galerisinde açar. Doktor yatağından çıkamayacağını söyleyince açılışa yatağıyla mi? Biter mi? Sağ bacağındaki ağrı giderek kötüleşince sonunda doktorlar sağ bacağını keser. Diego ağlıyordur!YAŞASIN HAYAT VE PERDE!Frida’nın yaşama tutkusu bitti bitiyordu ama yine de 143 eserinin 55’i otoportre sonuncusuna “Yaşasın Hayat” adını verir “Ayaklarım, uçmak için kanatlarım varken size niye ihtiyacım olsun ki? Umarım çıkış neşelidir ve umarım bir daha asla geri dönmem.”Dönmedi! 13 Temmuz 1954'te, akciğer ambolisi nedeniyle yaşama veda etti. Pinzon’un O’sundan içeri atlamış ve soluğu pürneşe hayali arkadaşının yanında almış mıdır? Cesedinin yakılmasını vasiyet etmişti. Bunun nedeni de uzun yıllarının yatarak geçmiş olması ve daha fazla yatmak istememesiydi. Külleri Diego’nun devlete bağışladığı Mavi Ev’de saklanıyor.
Artists Diego Rivera and Frida Kahlo By the summer of 1938, Frida Kahlo was on her way to being discovered as an artist in her own right, rather than only being referred to as the wife of famed Mexican muralist Diego Rivera. That summer, actor and art collector Edward G. Robinson had traveled to Mexico City just to see her paintings and had paid $200 each for four of them. Frida was thrilled. She had sold only a few of her paintings so far and had been content to just give them away. She later wrote of the Robinson sale “For me it was such a surprise that I marveled and said, “This way I am going to be able to be free; I’ll be able to travel and do what I want without asking Diego for money.” She and Diego had become increasingly estranged because of his many illicit extramarital affairs, including one with Frida’s sister Cristina. Frida was heartsick by Diego’s infidelities and retaliated by having multiple affairs of her own, with both men and women. Despite their discord, they remained deeply in love. Frida and Diego made up one of those married couples who could neither stay together nor apart. By the summer of 1939, they would be divorced – only to remarry a year later. “Self-Portrait Dedicated to Leon Trotsky Between the Curtains” by Frida Kahlo, 1937 That November, Frida Kahlo traveled to New York City for her first one-person exhibition of her paintings, held at the Julien Levy Gallery, confident in her new status as celebrated artist. As always, her exotic Zapotec clothing and heavy jewelry created a buzz in the press. Her show was a great success. Time magazine noted that “the flutter of the week in Manhattan was caused by the first exhibition of paintings by famed muralist Diego Rivera’s…wife, Frida Kahlo.” Frida Kahlo’s hand, bedecked with huge rings, adorned a cover of Vogue. Notables such as artist Georgia O’Keeffe attended the gallery exhibit as did playwright and former editor of the fashion magazine Vanity Fair Clare Boothe Luce. Claire Boothe Brokaw Luce 1903-1987 as photographed by Cecil Beaton for the August 1934 issue of Vanity Fair Luce remembered the occasion well “The exhibition was crowded. Frida Kahlo came up to me through the crowd and at once began talking about Dorothy’s suicide [Dorothy Hale was a friend of both Kahlo and Luce’s].…Kahlo wasted no time suggesting that she do a recuerdo of Dorothy. I did not speak enough Spanish to understand what the word recuerdo meant….I thought Kahlo would paint a portrait of Dorothy in the style of her own self-portrait [dedicated to Trotsky][see above], which I bought in Mexico…. Suddenly it came to me that a portrait of Dorothy by a famous painter friend might be something [Dorothy’s] poor mother might like to have. I said so, and Kahlo thought so, too. I asked the price, Kahlo told me, and I said, Go ahead. Send the portrait to me when it is finished. I will then send it on to Dorothy’s mother.’” Dorothy Hale was a sometime actress, Ziegfeld showgirl, and socialite. Hale’s life had gone downhill seven years earlier after her husband Gardner Hale was killed when his car drove off a 500 foot cliff in Santa Maria, California. Hale’s career as an actress was drying up; she was failing her screen tests. She was in severe financial trouble and living on charity from friends. On October 20, 1938, Hale assembled her close friends for a party at her New York apartment and announced that she was taking a long trip. The farewell party lasted until the wee hours of the morning. Hale stayed up writing good-bye letters to her friends and drinking the last of the vodka. A little before 6 on the 21st, Hale put on her black velvet dress and pinned on it a corsage of small yellow roses sent to her by the sculptor Isamu Noguchi. She then climbed onto the windowsill of her luxury high-rise apartment suite and jumped to her death. “The Suicide of Dorothy Hale” by Frida Kahlo, 1938/39 From the encounter between Luce and Kahlo at the gallery exhibit arose one of Frida Kahlo’s most shocking and controversial paintings, “The Suicide of Dorothy Hale” 1938/39. Kahlo painted Dorothy Hale as she jumped, fell, and landed, dead and bloody, on the concrete walk outside her apartment building. Blood-red lettering at the bottom of the retablo details the tragedy in Spanish “In New York City on the 21st of October 1938, at 600 in the morning, Dorothy Hale committed suicide by throwing herself from a very high window in the Hampshire House. In her memory, this portrait was executed by Frida Kahlo.” Luce recalls the horror she felt when the painting was delivered to her home and she first laid eyes on it. “[W]hen I pulled the painting out of the crate…I felt really physically sick. What was I going to do with this gruesome painting of the smashed corpse of my friend, and her blood dripping down all over the frame? I could not return it – across the top of the painting there was an angel waving an unfurled banner which proclaimed in Spanish that this was The Suicide of Dorothy Hale, painted at the request of Clare Boothe Luce, for the mother of Dorothy’. I would not have requested such a gory picture of my worst enemy, much less of my unfortunate friend.” Luce wanted to have the painting destroyed, but was dissuaded by friends. Instead, she had sculptor and friend Noguchi paint over the angel with the banner and gave the painting to a friend. Luce couldn’t have known at the time that Kahlo was in a desperate state of mind as she always was when she was afraid of losing Diego. At the time she painted “The Suicide of Dorothy Hale,” Kahlo herself was having repeated thoughts of committing suicide. READERS For more posts on Frida Kahlo, click here. For more on Dorothy Hale, read my post, “Dorothy Hale and the Dymaxion Car.”
edward g robinson frida kahlo